Bilimsel Folklor çalışmalarının başlangıç tarihini batı ülkelerinde 1846, yurdumuzda da 1913 olarak saptanmış bulunuyoruz. Bu duruma göre Türkiye’de folklor çalışmaları batı ülkelerindeki çalışmalardan altmışyedi yıl sonra başlamış demektir.
Yurdumuzda da, batı ülkelerinde olduğu gibi, bilimsel nitelik taşıyan folklor araştırmaları başlamadan önce, halk bilgisi çalışmaları yapılmakta idi. Ne var ki bu çalışmalar bilinçsizdi, sistemsizdi.
Türk folkloru üzerinde ilk bilgileri verenlerin başında, XI. yüzyılda Divan-ı Lûgat-it-Türk’ü yazan Kaşgarlı Mahmut’u görüyoruz. Kavgarlı Mahmut yapıtında, atasözleri, halk şiiri, töreler, inanışlar ve törenler hakkında önemli bilgiler vermiştir.
Kaşgarlı Mahmut’tan sonra ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi’nin konuyu ele aldığını görüyoruz. Seyahatname’sinde halkbiliminin önemli konuları için çeşitli belgeler vardır. Sözkonusu bu yapıtta halk yaşantısının türlü görüntülerinden başka halk efsaneleri ve evliya menkıbelerine de yer verilmiştir:
Bu tür çalışmalar Tanzimatta ve Tanzimattan sonra da sürdürülmüştür. Tanzimat devrindeki çalışmaların ağırlık noktasını edebiyat alanındaki konular teşkil etmektedir. Bilimsel bir amaç gütmüş olmamakla birlikte Şinasi, Ahmet Vefik Paşa ve Ahmet Mithat Efendilerin bu konuya büyük katkıda bulundukları önemle kaydedilmelidir.
1913 Yılından Günümüze Kadar Olan Devrede Yapılan Folklor Çalışmalarının Ele Alınış Biçimi
M. Ziya Gökalp, M. Fuat Köprülü ve Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın tanıtıcı nitelikteki ilk yazılarından sonra folklor çalışmaları nasıl bir gelişme gösterdi ve bu alanda neler yapıldı? Kuşkusuz bu konuda başlangıç tarih olarak kabul ettiğimiz 1913 yılından bu yana çok emek sarfedildi. Ne var ki, sistemsiz bir biçimde sürdürülen bu çalışmalardan gereği kadar yararlanma olanağı sağlanamadı. Gerçi folklorun çalışma alanı içine giren çeşitli – konular üzerindeki araştırma, derleme ve değerlendirmeler zaman zaman dalgalamalar gösterdi. Kimi bölümlerin dağarcığı dolup taştığı halde, kimilerininki boş denecek kadar zayıf ve cılız kaldı. Bu durum da yararlanılacak sistemler kurulmasını güçleştirdi.
Örneğin : 1913 yılından Halkevlerinin kuruluş tarihi olan 1932 yılma kadar uzayan devrede genel olarak folklor biliminin konu ve yöntemleri gibi bilimsel yönler ve halk edebiyatı üzerinde durulduğu halde, Halkevlerinin açılışından sonra halk müziği vş halk danslarının ön plâna geçtiği görüldü. Her. ne olursa olsun bugün sitemsiz ve dağınık düzende bir çalışma içinde bulunulduğu bir gerçektir.
Burada, yurdumuzda yapılan folklor çalışmalarını genel çizgileriyle gözden geçirmeyi amaçlarken yeni bir sistem ve yöntem getirmeyi düşünmüyoruz. Fakat istediğimizi daha açık bir biçimde anlatabilmek için nasıl bir sıralama yeğlediğimizi belirtmek istiyoruz.
Bu sıralamada iki önemli noktayı gözden kaçırmamaya dikkat edeceğiz: Yurdumuzdaki folklor çalışmalarında öncelik kazanmış ve üzerinde en fazla durulmuş olan konuları ön planda ele alacağız ve bu konularda da kronolojik sıra üzerinde durmayı unutmayacağız. Bu suretle ana konuları şu başlıklar altında topluyoruz :
Genel Folklor ve Halk Edebiyatı, Halk Dansları, Halk Müziği, Seyirlik Oyunları, Tarım, Halk Baytarlığı (Veterinerlik), Halk Ekonomisi, Halk Hekimliği.
Genel Folklor ve Halk Edebiyatı bölümünde şu konular yer alacaktır: Kadro ve yöntemler gibi her çeşit bilimsel yönleriyle folklor ve halk edebiyatı, dergi, kitap, broşür, bibliyografya gibi basılı, radyo televizyon gibi görsel-işitsel yayımlar aracılığı ile yapılan çalışmalar, üniversite, akademi ve yüksek okullardaki dersler, kongre ve seminerler, devlet ve yan resmî devlet kuruluşları ve derneklerin folklorla ilgili çalışmaları. Seyirlik Halk Oyunlan başlığı altında da; seyirlik köylü oyunları, ortaoyunu, karagöz ve meddahlığa yer verilecektir.
Tarım, Halk Baytarlığı( veterinerlik), Halk Ekonomisi, Halk Hekimliği ve Hukuk konularına kısaca değinilecektir.
Kaynak: Şerif Baykurt, Türkiyede Folklor