Adalet Partisi ne zaman, kim tarafından kuruldu. Adalet partisinin Türk siyasetindeki yeri ve kısaca tarihi (tarihçesi)
Adalet Partisi: Türk siyasal partisi. 27 Mayıs hareketiyle kapatılan Demokrat Parti’nin çizgisini sürdürmek için 1 Şubat 1961’de kurularak başkanlığına orgeneral Ragıp Gümüş Pala’nın getirildiği Adalet Partisi (kısaltması AP), katıldığı ilk seçimlerde (1961) oyların % 35,5’unu alarak 159 milletvekili çıkardı ve hiçbir parti çoğunluk sağlayamadığından, İnönü başkanlığında kurulan CHP-AP hükümetinin koalisyon ortağı oldu.
1964’te Ragıp Gümüş Pala’nın ölümü üstüne başkanlığına Süleyman Demirel’in seçildiği parti, 1965 seçimlerinde oyların % 52,9’unu alarak meclise 240 milletvekili soktu ve Demirel’in başkanlığında, 27 Mayıs sonrasının ilk koalisyonsuz hükümeti kuruldu. 1969 seçimlerinde 261 milletvekili çıkarmasına karşın oy oranı düşen Adalet Partisi’nden 42 milletvekili ayrılarak Demokratik Parti’yi kurdular.
12 Mart 1971’de Silahlı Kuvvetleri’n verdiği muhtırayla iktidardan ayrılmak zorunda kalan Adalet Partisi, 1973 seçimlerinde meclise ancak 149 milletvekili, senatoyaysa 22 üye sokabildi ve CHP’yle koalisyonu kabul etmeyerek, CHP-MSP koalisyonuna karşı muhalefete geçti. CHP-MSP koalisyonunun bir süre sonra dağılması ve Sadi Irmak başkanlığında kurulmak istenen “partiler üstü” hükümetin meclisten güvenoyu alamaması sonucunda, 1975’te AP, CGP, MSP ve MHP birleşerek, Demirel’in başkanlığında, “Milliyetçi Cephe” adı verilen bir koalisyon hükümeti kurdular. 1977 seçimlerinde 189 milletvekili çıkararak meclisteki ikinci büyük parti olma durumunu koruyan Adalet Partisi, 12 Eylül 1980 hareketinden sonra, öbür siyasal partilerle birlikte kapatıldı. Kapatılan partilerin Haziran 1992’de çıkarılan yasayla yeniden kurulmasına izin verilince, X. Büyük Kongresi toplandı ve 124’e karşı 909 oyla, feshedilerek, mal varlığının DYP’ye devri kararlaştırıldı.
ADALET PARTİSİ (11 Şubat 1961- 15 Ekim 1981), Türk siyasî yaşamında yer almış bir parti.
27 Mayıs 1960 askeri darbesi ile çalışmaları durdurulan, 29 Eylül 1960 tarihinde ise mahkeme karan ile kapatılan Demokrat Parti’nin seçmen kitlesi, 1961 Anayasası’nın kabulü ve siyasî etkinliklerin öne geçmesi üzerine gerek yönetimi, gerekse siyasî yaşama katılmak isteyenleri düşündürmeye başlamıştı, önce Yeni Türkiye Partisi kurulmuş ve bu parti yöneticileri, kapatılan DP’nin oylarının mirasçıları olarak siyaset alanına atılmışlardı. Ancak, DP’Iİ seçmenlerin YTP’ye umulan ilgiyi göstermemesi, yeni arayışların ortaya çıkmasına yol açmıştı. Bu arada, 27 Mayıs yöneticilerinin önce Genel Kurmay Başkanlığı’na getirdikleri, çok kısa bir süre sonra da emekliye ayırdıkları Orgeneral Ragıp Gümüşpala, çeşitli temaslarda bulunduktan sonra 31 Ocak 1961. tarihinde Ankara’da yaptığı açıklama ile bir siyasî parti kuracağını kamuoyuna duyurdu. 11 Şubat 1961 tarihinde de Adalet Partisi resmen kuruldu.
AP’liler; parti programında, batılı anlamda demokratik düzeni; vatandaşın düşünce, davranış ve vicdan hürriyetine saygıyı esas alan bir toplum düzeni olarak açıkladılar, insanı, devletin ve siyasî otoritenin bir alet ve aracı olarak görmek isteyen her türlü totaliter düşünce ve eğilime karşı olduklarını belirttiler. Kuruluş ve propaganda çalışmalarında partilerinin Demokrat Parti’nin yerine kurulduğunu. Yüksek Adalet Divanınca mahkûm olmuş DP’liler için af vaatlerini örtülü olarak kamu oyuna yaydılar. Eski DP’lilerin eş ve çocukları ile yakın akrabalarını da partilerine aldılar. Bu durum, 15 Ekim 1961 seçimlerine çok gergin bir ortamda girilmesine neden oldu.
1960 sonrası yapılan seçimler, hiçbir partinin tek başına hükümet kurmasına elvermedi, AP, geçerli oyların % 35.5′ unu alarak 450 üyeli Millet Meclisi’nde 158 parlamenter elde etti. Seçimle gelen 150 Senato üyesinin 70 i ise AP’ li idi. Çoğunluğu almamasına rağmen gerçekleştirdiği oy ve parlamenter sayısı ile katılacağı bir koalisyon hükümetinin kurulması kaçınılmaz oldu. Bunun üzerine, Çankaya’da Cumhurbaşkanı’nın gözetiminde tüm parti liderlerinin katıldıkları bir yuvarlak masa toplantısı düzenlenerek protokol imzalandı, ilk hükümeti kurma görevi de, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı İsmet İnönü’ye verildi, İnönü, AP, CHP koalisyonunda, tarihî kişiliği ile partiler üstü .yöneticilik yapacak, bu arada seçim öncesi ve sonrası tedirginliklerini ortadan kaldıracak, ayrıca 27 Mayıs’ta açılmış bulunan yaraların sarılmasını-başka bir anlatımla, siyası affı gerçekleşti.
İnönü’nün başkanlığında kurulan ilk koalisyon hükümetinde özellikle siyasi af konusu, hükümetin ve ülkenin tek sorunu durumuna geldi. Hükümette ve meclislerde işler yürümez oldu. Bunun üzerine Başbakan İnönü, 31 Mayıs 1962 tarihinde görevini bıraktı, AP muhalefete geçerken, CHP bu kez meclisteki öteki partiler ve bağımsız üyelerle bir koalisyon oluşturdu.
Ragıp Gümüşpala ölünce (6 Haziran 1964), parti içinde genel başkanlık çekişmesi ortaya çıktı. 27-29 Kasım tarihlerinde yapılan ikinci Adalet Partisi kongresinde adı ilk kez ortaya atılan Süleyman Demirel, rakibi Sadettin Bilgiç’i geride bırakarak genel başkan oldu. Bundan sonra yapılacak bütün seçimlerde genel başkanlığını koruyacak olan Demirel, bu seçimde 1072 oy almış, Sadettin Bilgiç ise 552 oyda kalmıştı.
Süleyman Demirel’in genel başkan olmasıyla AP yeni bir politika izlemeye başladı, önce CHP – Bağımsızlar koalisyonu, 13 Şubat 1965 tarihinde bütçeye verilen güvensizlik oyları ile çökertildi. Yerine, Suat Hayri Ürgüplü’ nün başkanlığında, CHP dışında kalan partilerden oluşan bir koalisyon kurularak, 1965 seçimlerine AP’nin hükümette görev alması sağlanarak girildi. 1965 seçimleri AP için çok başarılı geçti. Oyların % 52.9’unu alan bu parti, Millet Meclisi’ne 240 üye sokarak ilk kez tek başına ve çoğunluğa dayanan bir hükümet kurdu. Süleyman Demirel’ in başkanlığında kurulan AP hükümeti, 1969 seçimlerinde de başarı kazandı. Oy oranında bir önceki seçime göre bir miktar düşme olmasına karşın (% 46.5), Millet Meclisi’ne giren 256 milletvekili ile 12 Mart 1971 tarihine kadar ülkeyi tek parti olarak yönetti. Ancak AP oylarında görülen düşme, 14 Ekim 1973 seçimlerinde büyük boyutlara ulaştı. % 29.8 oranında oy toplayabilen AP, bu seçimlerde sadece 149 milletvekili çıkarabildi.
AP’nin oy kaybına yol açan nedenlerin başında, seçimden bir süre önce parti içinde yönetime ve özellikle Süleyman Demirel’in şahsı ile aile bireylerine yönelen eleştiri ve iddiaların rolü büyük oldu. Parti içindeki rahatsızlık, 26 parlamenterin, parti disiplinine uymadıkları gerekçesiyle partilerinden çıkarılmasıyla sürdü. Bunu, 16 parlamenterin ayrılması izledi (1970). Böylece, AP’ye rakip olacak Demokratik Parti’ nin doğması için bütün ortam hazırlanmış oldu. Bu sıralarda ülkenin özellikle büyük kentlerinde ortaya çıkan öğrenci olayları ile ekonomik durumda görülen bazı olumsuz gelişmeler de, 1973 seçimlerinde AP’nin oy kaybına yol açan öteki nedenleri oluşturdu.
12 Mart 1971 tarihinde, dönemin Genel Kurmay başkanı ile üç kuvvet kumandanının, anarşik olayların önlenememesi ve meclislerin çalışamaması nedeniyle verdikleri ortak muhtıra, Demirel’in başkanı olduğu AP hükümetinin görevi bırakmasına yol açmıştı. Bu nedenle AP, 14 Ekim 1973 seçimlerine, partiler dışı hükümetlerin yönettiği ülkede, meclislerdeki üyeleri ile denetim görevini yaparak girdi.
14 Ekim seçimleri, Cumhuriyet Halk Partisi-Millî Selâmet Partisi ortaklığını yönetime getirirken AP muhalefette kaldı. Ancak, iktidar ortakları arasında çıkan anlaşmazlık, kısa sürede Başbakan Ecevit’in görevini bırakmasına yol açınca, uzun süren hükümet krizinden sonra Demirel’in başkanlığında iki kez “Milliyetçi Cephe” koalisyonu kuruldu. 1977 seçimlerinde de AP, aradığı parlamenter sayısını bulamadı.
Adalet Partisi’nin azınlık hükümeti, henüz ilk yılını tamamlayamadan 12 Eylül hareketi ile görevi bırakmak zorunda kaldı. Ülkedeki ekonomik gidişin kötü olması yanında, anarşinin her geçen gün artan boyutlara ulaşması, hükümetin buna engel olamaması, meclislerin Cumhurbaşkanı’nı altı ayı geçen bir sürede seçememeleri, ordunun yönetime el koyması ile sonuçlandı (12 Eylül 1980). ülke, bu suretle askeri yönetime girerken, partilerin çalışmaları da Milli Güvenlik Konseyi’nce durduruldu. Konsey, bir süre sonra aldığı bir kararla da (16 Ekim 1981), 20 yıl süreyle zaman zaman iktidarda, zaman zaman da muhalefette yer alan Adalet Partisi’ni diğer partiler ile beraber kapattı.