Adana halk oyunları, şehrin kültürel zenginliğini yansıtan önemli bir unsurdur. Adana halk oyunları genellikle düğünler, festivaller ve özel etkinlikler gibi sosyal toplantılarda sergilenir.
Adana halk oyunlarında genellikle zeybek, halay, kaşık oyunları ve horon gibi danslar ön plana çıkar. Zeybek, erkeklerin kahramanlık ve cesaretini simgelerken, halay ise coşkulu bir şekilde oynanan bir grup dansıdır. Kaşık oyunları ise kaşıkların ritmik bir şekilde çalınarak yapılan bir dans türüdür. Horon ise genellikle Karadeniz bölgesine özgü olan bir dans türüdür, ancak Adana’da da sıkça oynanır.
Adana halk oyunlarında genellikle renkli ve geleneksel kıyafetler tercih edilir. Erkekler genellikle şalvar, cebken ve fes gibi kıyafetler giyerken, kadınlar ise etek, gömlek ve başörtüsü gibi kıyafetler tercih eder.
Adana halk oyunları, şehrin kültürel mirasını korumak ve yaşatmak amacıyla çeşitli dernekler ve ekipler tarafından sürdürülmektedir. Bu oyunlar, Adana’nın zengin kültürel geçmişini yansıtan önemli bir unsurdur ve şehrin tanıtımında da önemli bir rol oynar.
Adana Yöresi Halk Oyunları İsimleri;
- Acem- Gelin Alma
- Gürgenin Gazeli
- Halebi
- Hasandağı
- Lorke
- Silifke Zeybeği
- Şirvanlı Zeybeği
- Çifte Telli
- Karşılama
- Halay
Dama vurdum bir tepik, Adana ve çevresinde kadın erkek karşılıklı oynanan halay türü bir halk oyunu. (Özellikle düğünlerde, gelin odasının damına çıkılıp topuk vurularak oynanır)
Türkler’in eski dinleri Şamanizm’de tanrıya tapınma, kötü ruhları kovma törenleri, gök tanrıyı temsil eden güneş, ay ve yıldızlar ile her şeyden arınmış bir kutsallığı temsil eden ateş, Türk folklorundaki başlıca motiflerdir. Bunların yanında çeşitli doğa olayları ve sosyal olaylar(insan-insan ilişkisi, insan-hayvan ilişkisi, insan-doğa ilişkisi) Türk folklorunu zenginleştirmiştir.
Bu kaynaklar Adana folklorunun temelini oluşturmaktadır. Ayrıca, bölgenin iklimi ve coğrafi konumu Adana oyunlarına başka bölge oyunlarında rastlanmayan kimi özellikler kazandırmıştır. Yüzyıllar boyunca, farklı kültürlerin kaynaştığı Adana’da, çeşitli kültürlerin etkileri, bölge halk oyunlarını zenginleştirirek apayrı bir renk vermiştir. Genel olarak Adana oyunlarında “üç” rakamı bütün figürlere temel olmaktadır. Üç kez çökmeler, üçlü yürümeler, üç defa topuk vurmalar vb. Bu üçlü sistematik gök tanrısının üç simgesi olan güneş, ay ve yıldızlara bir atıf olsa gerek.
Adana’da hangi halk oyunları oynanır?
Halaylardan önce ve sonra ya da oyun aralarında Ceren, Alo Paşa, Kele Dezze, Garip, Hünkâroğlu, Döne Gelin, Beymayi, Sabahı ve Medine uzun-havaları söylenir.
Oyunlar davul-zurna eşliğinde oynanır. Halayda en büyük ustalık baştaki oyuncudadır. Baştaki oyuncu zaman zaman diziden ayrılarak oynar, çeşitli figürlerle ustalığını gösterir. Bu sırada davulcu da davulun kasnağına tokmağın ucuyla vurarak ritm verir, bazen de oyuncunun karşısına geçip beraber oynayarak davulunu çalar.
Oyunlar başlarken veya bir uzun havanın ardından bir oyuncu “Atalım, atalım” diye bağırır, diğerleri “Kimi?” diye yanıt verir. Aynı oyuncu “Hepimizi” der. Diğerleri “Nereye?” diye sorarlar. Oyuncu da “Adana’nın ocağına, herkes sevdiğinin kucağına” derken oyuncular hep birlikte “Heeey” çekerek halaya devam ederler. Bazen de bu “Atalım” farklı olarak söylenir. Örneğin “Atalım atalım…”, diğerleri “Her kime?…”, oyuncu da “Sevenler benim terkime (ardıma)” der.
Adana oyunları genellikle ağır oyunlardır. Oyunlar dağlık yörelerimizde kadın erkek karışık olarak oynanmakla birlikte, çoğu zaman yalnızca erkekler tarafından oynanır.
Adana Yöresi Acem Oyunu
“Acem” (kız isteme) oyunu diğer halaylardan ayrı bir özellik taşır. Baştaki erkek oyuncu diziden ayrılarak, gelin adayı olan baştaki kız oyuncunun yanında bulunan ve baba rolü yapan erkek oyuncuya yakışıklı olduğunu ima eden hareketler yapar. Kız başını yana çevirir, istemez. Diğer oyuncular da mimiklerle istemediklerini belirtirler. Bu kez damat adayı para ve çeşitli altın ve gümüş takılar göstererek zenginliğini ifade eder, yine reddedilir. Sonunda bir silah ve bıçakla kendini öldüreceğini ima eder ve ardından sevdiğini anlatmak üzere kalbini gösterir. Kızın babası, kızını ikna eder ve ortada yalvaran oyuncuyu eliyle çağırarak verdiğini belirtir. Damat gelir, kayınbabasının elini öper. Gelin de babasının elini öper. Damat koluna girerek gelini ortaya getirir. Diğer oyunculara dönerek Kendisini çok yordukları (kız vermekte güçlük çıkardıkları) için yaka silker. Ortaya getirdiği gelinin duvağını açmak için çöktüğünde, bazen gelin bir kaç kez nazlanarak arkasını döner ve yüzünü açtırmaz ve nihayet kızın gönlünü yapan damat önce yüzük, bilezik, beşibirlik veya altın zincir, takar ve sonra kızın yüzünü açar. Buradan da”Çiftetelli” ye geçilir. Erkek oyuncular, geriye çıkarak “Çiftetelli” oynayan kız oyunculara elle tempo tutarak eşlik ederler.