Afrika Müziği Nedir? Türleri? Tarihçesi? Müzik Aletleri

Afrika müziği. Sahra’nın güneyinde yaşayan yerli halk tarafından geleneksel biçimde ve geleneksel çalgılarla çalınan müzik olarak tanımlanabilir. Bu müzik, kulaktan kulağa sürerek, geçmiş kuşaklardan günümüze ulaşmış bir halk müziğidir. Halk tarafından benimsenmiş genel çatı, isteğe bağlı olarak eklemeler ve çıkarmalarla sürekli gelişme göstermiştir. Bu değişim süreci içinde özgünlüğünü yitirmekte, ama bir yandan da çağdaşlaşmaktadır.

Afrika’da müzik önde gelen bir toplumsal anlatım aracıdır.  Görsel sanatlarla ilişkisi olmayan topluluklar varsa da, müzikle uğraşmayan hiçbir kabile yoktur.

Okuma yazma bilmeyen bütün toplumlarda olduğu gibi müzik Afrika’da da günlük yaşamın gereksinmeleri ve eylemleriyle biçimlenir, bu nedenle de toplumun denetimindedir. Müziğin toplumsal ve özel olaylarda nasıl kullanılacağı ya gelenekle belirlenmiştir ya da kendiliğinden gelişir.

Geleneksel müzik etkinliklerine evlenme, ölüm. şeflerle ilgili kutlama ve tanrılara tapınma gibi nedenlerle belirli tarihlerde yapılan şenlikler ya da törenlerde rastlanır. Bunlarda her şey kurallarla denetim altına alınmış ve düzenlidir. İçten geldiği gibi, kendiliğinden müzik yapıldığında ise çalgı çalana da şarkı söyleyene de yaratıcılıkta sonsuz bir özgürlük tanınmıştır. Müzik köy meydanında, sokakta, avluda, kutsal yerlerde ya da kabile şefinin özel konutunda çalınır.

Her toplumun mevsimlerle, dinsel ve toplumsal olaylarla ilgili yüzlerce şarkısı vardır. Şarkı konularının çoğu bebeklik, ergenlik, olgunluk ve yaşlılık gibi yaşam dönemleriyle ilişkilidir. Dans ve eğlence şarkıları da önemli bir grup oluşturur. Bunlar dışında çapa yapma, harman vc havanda tohum dövme gibi işler sırasında, çalışmanın düzenini kurmak amacıyla topluca söylenen şarkılar, değişik ritmik düzenleriyle ilgi çeker. Bazı iş şarkılarını da tek kişi söyler, gruptaki öbür insanlar yük çekerek, kazma ve çekiçle çalışarak çıkan sesleri taklit eden nakaratlarla ona katılırlar.

Uzun geçmişi boyunca Afrika müziği çeşitli kültürel etkiler altında kalarak değişim göstermiştir. Yakın dönemlerde en önemli etki Batı’dan gelmiş, ortaçağda ise Arap kültürü ağırlık taşımıştır. Örneğin Batı Afrika’da Arap etkisiyle armoni azalmış ya da tümüyle yok olmuş, Arap etkisinde kalan tüm yörelerde Arap melodilerine özgü nitelikler ortaya çıkmıştır. Sudan bölgesinde, özellikle Fulbe ve Hausa’da algaita, aboe, kakaki trompeti ve yaylı sazlar gibi Arap ve Doğu kökenli çalgılar çoğunluktadır. Sömürgecilik döneminde ise geleneksel Afrika müziğini Batı müziği zorlamıştır. Gana ve Nijerya’da yüksek sosyete Batı müziğinin melodi ve armonisini geleneksel müziğe yeğlemiştir.

Değişik tarihsel gelişmeler, çevre koşulları, yerel dillere sıkı bağlılık ve gruplar arasındaki uzaklık Afriku müziğindeki üslup çeşitliliğinin oluşmasına yol açan nedenlerdir.

Afrika müziğinin kıtada konuşulan dillerle yapısal bir birliği vardır, özgün niteliğini, konuşulan dillerin vurgu ve ritminden olduğu kadar tonlamasından da alır. Birçok

Afrika dilinde sözcüğün anlamını belirleyen sesin tonudur. Şarkı sözlerinin anlaşılabilmesi için melodinin sözcüklerin tonlarıyla uyumlu bir biçimde yükselip alçalması çe-rekmektedir. Geleneksel melodi ve ritim kalıplan çerçevesinde doğaçlama, eşsesli ve çoksesli uygulamalann yanı sıra karmaşık bir ritim yapısı Afrika müziğinin belirleyici özellikleridir.

Afrika müziğinde iki değişik ritim biçimi egemendir. Bölüklü ritim (Batı ritmi gibi) zamanı eşit parçalara böldüğünden düzenli vuruşlardan oluşur. Ekleyicı ritim, eşit olmayan uzunlukta küçük zaman dilimlerini birbirine ekler ve her dilimin başını vurgular; böylece düzensiz vuruşlar ortaya çıkar. Ritim teknikleri de, davul çalmada ve şarkıya eşlik etmede kullanılanlar olarak ikiye aynlır. İkinciler (el çırpma, çan, çıngırak ve başka çalgı kullanımı) eşlik ritmini oluşturur. En karışık Afrika ritmi Kongo Havzasındadır.

Afrika müziğinde eşsesli ve çoksesli olmak üzere iki türlü armoni vardır. Eşsesli müzikte melodik satırların perdeleri ayn olsa da ritimleri aynıdır. Başlamalan ve bitmeleri aynı zamanda olur. Çoksesli armonide ritmik olarak satırlar ayndır. Her satınn başlangıcı ve sûresi değişiktir. Sahra’nın güneyindeki bölgelerde en çok kullanılan tür eşsesliliktir ve çok çeşitlilik gösterir. 

14. yüzyıldan beri Batı, Orta ve Güney Afrika’da çeşitli çalgıların kullanıldığı bilinmektedir. Gezginlerin anlattıklarından anlaşıldığına göre çok çeşitli çalgılar vardır. Günümüzde de bu çeşitlilik, özellikle ağacın bol olduğu yörelerde sürmektedir. Afrikalı, gelişmiş çalgıların yanı sıra doğal gereçlerden yararlanmasını da çok iyi bilir. Afrika çalgıları dört sınıfa ayrılır.

1) Zither, ut. çenk ve arp gibi tellerin titreşerek ses çıkardığı telli çalgılar;

2) kamış, bambu ya da ceylan boynuzundan yapılmış düdük, flüt, kaval, kısa ceylan boynuzundan nefir, uzun ceylan boynuzundan trompet ve suka-bağı nefiri gibi gövdenin içinde sesin titreş-mesiyle çalınan nefesli çalgılar;

3) mipira, çıngırak, parmak piyanosu, oyuk davul gibi hareket ettirilerek çalınan sert titreşen çalgılar;

4) sığır, ceylan, su kertenkelesi derisiyle yapılan davullar ğibi vurmalı çalgılar. Davul Afrika müziğinin baş çalgısıdır.

Ağırlığına ve biçimine göre değişen perde ve ton nitelikleriyle türlere ayrılır. Yer yer dans, şarkı ve öteki çalgılarla gizemli bir iletişime girerek adeta konuşur.