Türk folklorunda ayna, aydınlığın, el değmemişliğin simgesidir. Geleneksel düğünlerde, gelin alayı önünde götürülen süslü ayna, gelinin bakireliğini simgeler. Gelin oğlan evine ayak bastığında, aydınlık dileğiyle yüzüne ayna tutulur Yörüklerde, ortasına ayna tutturulmuş boncuklarla süslü bir keçe parçası, gerdek gecesi çadırın görünür bir yerine yapıştırılır. Gelin bunun önünde gerekli hazırlıkları yapar Bu keçe parçası satılmaz, armağan edilmez, üstüne konuşma açılmaz.
Yeni bir eve taşınılırken önce ayna ve Kuran götürülür, yüksekçe bir yere asılır. Yola çıkanın ardından yolu ve şansı açık olsun diye, gittiği yöne doğru, açıklık bir yere ayna yerleştirilir. Olumlu yönde simgelediklerine karşın aynaya ilişkin olumsuz inanışlar da vardır. Gece aynaya bakanın ömrünün kısa olacağı, küçük çocuklar aynaya baktırılırsa şaşı ya da deli olacakları, karanlık bastıktan sonra komşuya ayna vermenin ve ayna kırmanın uğursuzluk getireceği, hiçbir dış etken olmadan ayna kırıtırsa ölüme işaret olduğu, bunlardan en yaygın olanlardır.