Bakkalzade Hoca Mehmet
Aşağıdaki hadise, bizim sülâlemizde nesilden nesile anlatılagelmektedir. Benim annemin (Zeliha) babasının (Salih) annesinin (Hatice) babası devrinin ünlü âlimlerinden Bakkalzade Hoca adı ile bilinen Mehmet Efendi’dir. Onunla ilgili olarak anlatılan hadîse şöyledir:
Mehmet Efendi, Konya’nın en büyük ve merkezî camilerinden olan Kapu Cami’nin imamıdır. Oturduğu ev ise şehrin biraz dışında bir yaz evidir. Boş zamanlarında bu yaz evinde vaktini geçirir, namaz vakti gelince camiye gider. Oturduğu evin civarında devrin ileri gelenlerinin de yazlıkları vardır. Bunlar arasında Konya Mevlevihanesi postnişini Çelebi Efendi de vardır.
Bir cuma günü Çelebi Efendi arabası ile Mehmet Efendi’nin evinin önünden geçerken onu görür. Selâm verdikten sonra Kapu Cami’ne Cuma namazı için gitmekte olduklarını, arzu ederse kendisini de arabaya alacaklarını söyler. Mehmet Efendi teşekkür ettikten sonra uygun bir dille onlarla gelemeyeceğini beyan eder. Bunun üzerine Çelebi Efendi namaz vaktinin yakın olduğunu, biraz daha gecikirse camiye geç kalacağını söyleyerek yoluna devam eder. Mehmet Efendi’nin arabaya binmemek istemesinden alınan Çelebi Efendi yanındakilere şöyle der:
Hoca değii mi, kuş kuş akıllı olur!
Çelebi Efendi ve beraberindekiler camiye varırlar. Bir de bakarlar ki Mehmet Efendi gelmiş, minberin önündeki yerinde oturmaktadır. Çelebi efendi, kendilerinin araba ile gelmelerine rağmen,, karşılaştıklarında henüz yola çıkmaya hazır bile olmayan Mehmet Efendi’nin nasıl olup da daha erken geldiğine şaşırıp kalır. Zira, gelecek başka yolu olmayan Hoca, hiç bir şekilde onları geçmemiştir.
Biraz Önce, arabasında, beraberindeki lerine söylediği Hoca aleyhindeki sözden ötürü son derece mahcup olan Çelebi Efendi, Cuma namazından sonra hemen Mehmet Efendi’nin yanına gider ve kendisinden özür diler.
Kaynak: Saim Sakaoğlu / 101 Anadolu Efsanesi