BARBAR, Eskiçağ ‘da Greklerin kendilerinden olmayanlara verdikleri addır.
Grekler, hem uygarlıkta ilerlemiş olan eski Mısırlılara ve Perslere, hem de İskitler ve Germenler gibi savaşçı topluluklara barbar demişlerdir. Romalılar da sınırlarının ötesindeki topluluklar için bu adı kullanmışlardır.
Barbarlar başlıca dört gruba ayrılıyordu: a) Germenler, b) Gotlar, c) İslavlar, d) Hunlar. Daha sonra Hıristiyanlar, kendi dinlerinden olmayanlara barbar demişlerdir. Barbar sözcüğü çok kez savaşçı, istilâcı yıkıp yakıcı topluluklar için kullanılmıştır.
Eski Yunanlıların, tüm Yunanlı olmayanlara verdikleri ad. Küçümseyici bir anlam da taşıyan bu deyim Homeros zamanından çok daha sonra ortaya çıktı Romalılar da uzun süre bu adla anılmıştı. Fakat, roma dünyası Yunanlılar dan bu sözcüğü aldı ve ona yeni bir anlam verdi: Romalılara göre Barbarlar, yunan-roma uygarlığını bilmeyen, hatta her türlü uygarlıktan habersiz kimselerdi. Bununla birlikte, Roma imparatorluğu sınırları içinde bulunan az gelişmiş, az latinleşmiş kavimlere barbar demiyorlardı.
Roma imparatorluğunun bütün sınırları boyunca, Romalılar ‘ın barbar dedikleri kavimlerin, yanı Roma egemenliğindeki Akdeniz’e yabancı kavimlerin baskısı kendini duyurmaya başladı Bu iki dünyanın, ilişki kurması kaçınılmazdı. Önce iktisadi ilişkiler kuruldu, arkadan birtakım kavimler bazen köle olarak, bazen de tek tek ya da topluca asker olarak Roma’nın hizmetine girdiler Böylece, III. ve IV. yy.’lardan başlayarak yani V yy.’ın büyük istilaları daha başlamadan, imparatorluk bazı gelenek ve göreneklerinde yavaş yavaş yabancı kavimlerin etkisinde kaldı.