Bayramlarla İlgili İnançlar, Uygulamalar, Gelenekler
Bayram tanımı geniş anlamda alınmış olup; bir kısım şölen, ayin ve benzerlerini de bu kapsamda mütalâa edilmiştir.
Amasya’da, yılın belirli dönemlerinde ateş yakılıp etrafında “Semah” yapıldığı yerler vardır. Bunun dinî bir uygulama olduğuna inanırlar ki halen eğlence için yapılıyor olsa da derinliklerinde Od/Ateş kültü ve Zerdüştizm inanç izleri aranmalıdır.
Afyon Karahisar’ da, Anadolu’nun hemen hemen her yerinde olduğu gibi kandil ve arife geceleri minare kandilleri ışıklandırılır.
Balıkesir’de arife günü “yaşağaç” kesinlikle kesilmez. Doğru olmadığına inanılır. Kutlu günlerde ölümlere yol açmak canlı yok etmek daha önemle yasaklanmıştır.
Denizli’de Ramazan ve Kurban Bayramlarında, arife günü veya bayram sabahı kabir ziyaretlerinde kabirlerin üzerine “Mersin Dalı” dikilmenin dinî bir vecibe olduğuna inanılır.
K. Maraş’ta, kurban kesilecek olan bıçak, kesimden önce okunur, kurban kesiminde okunmuş bıçak kullanılır.
Amasya’nın bazı yörelerinde, Muharrem ayında özel dinî uygulamalar yapılır. Bu ayda oruç tutulur. İftarda su içilmez, et yenmez, saç-sakal tıraşı olunmaz. Muharrem ayında oruç tutmak geçmişte daha yaygındı her mezhepten Müslüman tarafından tutulurdu.
Çanakkale’de, Aşure ayında aşure yapıp dağıtmayanın bir yıl boyunca evinde domuz eti kaynayacağına inanılır.
Ordu’da, mübarek gün ve gecelerde cami çıkışına bir kap su konur, cemaat şifa niyetine suya üfler. İzmir’de de arife günü dikiş dikilmez. İzmir’in Bayındır ilçesinde, arife günü pilav dağıtılır. Nefeste hikmet aramak halk inançlarında geniş yer tutar. Artvin de, arife günü iş yapılmaz.
Artvin’de, arife günü eve odun getirilmez, eve yılan gireceğine inanılır. Çorum’da, yılan öldürmenin uğursuzluk getireceğine inanılır.
Konya’da bayram günü sabahleyin güneş doğarken, çeşmelerden ve akarsulardan zemzem aktığına inanılır, su alınır.
Bayramlar, toplumların mübarek günleridir. İslâm toplumunda dinî bayram olarak Kurban ve Ramazan Bayramları vardır. Kutlu gün ve kutlu gece kavramlarından hareketle; arife günleri, kandiller (Leyla-i Kadir, Mevlit Kandili, Miraç Kandili, Regaip Kandili vb) bayram veya aziz anlardır. Muharrem ayı, Aşure ayı ve benzerleri de keza halkımızın sitayiş ettiği aylardır.
İki bayram arasında nikâhın kıyılamayacağı inancı, dinî bayramların Cuma gününe rastlaması halinde bayram namazı ile değişmeceli anlamda bayram kabul edilen Cuma namazı arasında bir telaşlanmayı önlemek amacına matuf olduğu şeklinde izah edilmektedir.
Bayramlarla ilgili halk inançları muhtevalı tespitlerimizde de; ateş, ışık, ağaç, bıçak-iğne (demir), su, güneş gibi motifler gündemdedir.
Tahlilimizin bu noktasında açıklık kazandırmak istediğimiz bazı hususlara değinmek yararlı olacaktır. Şüphe yok ki, Anadolu’daki Müslümanlık evveli inançlarla, İslâmiyet dışı inançların hepsinin taşıyıcıları ve mensupları sadece Türkler olmamıştır. Türklerin eski inançları da sadece Gök-Tanrı inancı değildi.. Ayrı Gök-Tanrı inanç sistemi henüz esasları itibariyle dahi yeterince aydınlatılamamıştır. Bizim karşılaştırmalarımızda ağırlıklı olarak bu inancın üzerinde durmamızın sebebi, bilinen ilk Türk inancı ve en yaygın Türk inancı olmasındandır. Bu arada semavî karakteristikler taşımasının gün ışığına çıkmış olmasıdır.