Bizans İmparatorluğu ya da Doğu Roma İmparatorluğu, Roma İmparatorluğunun doğu kısmında 330-395 yıllarında kurulan devlete verilen addır. 1453’e (İstanbul’un fethi) kadar ayakta kaldı. 1461’e kadar Trabzon İmparatorluğu aracılığıyla varlığını sürdürdü.
Bizans (günümüzde İstanbul) üç tarafı denizlerle çevrili olduğundan savunması kolay eski bir Yunan şehriydi. Romanın ilk Hristiyan imparatoru Büyük Konstantin, Roma’nın yerine Bizans’ı tüm imparatorluğunun başkenti yaptı ve MS 330’da ismini Konstantinopolis olarak değiştirdi.
Batı Roma İmparatorluğu dağılırken Doğu Roma İmparatorluğu güçlü kaldı. 6. yy.’da Bizans İmparatoru Jüstinyen İtalya, İspanya ve Kuzey Afrika’nın bazı kısımlarını geri aldı. Ama 7. yy.’dan itibaren imparatorluk devamlı saldırı altındaydı. Slav kabilelerinin ve Müslüman Arapların şehri alma girişimleri başarısızlığa uğradı. Türkler 1071’de Filistin’i işgal etti. 1099’da imparator Batı Avrupa Hristiyanlarından askerî yardım istedi. Bizans İmparatorluğu 250 yıl daha varlığını sürdürdü. 1453’te Türkler, Konstantinopolis’i fethetti ve Osmanlı İmparatorluğunun başkenti yaptı.
Bizans kiliselerinin en büyüğü İstanbul’daki Ayasofya’dır. Duvarlar İncil‘den hikayelerin ve ünlü Bizans imparatorlarının mozaikleriyle kaplıdır. Bu güzel mozaik, Bizans İmparatorluğundaki en güçlü kadın olan İmparatoriçe Zoe’yi gösterir.
6. yy.’da Bizans İmparatoru Jüstinyen’in en önemli başarısı, Roma Kanunlarıydı. 1000 yıldan uzun süredir yapılmış tüm kanunları tek bir yasal sistem altında topladı. Bu halen Fransa, İtalya, İskoçya ve birçok ülkenin yasal sistemin temelidir.
Bizans Ordu Yapısı ve Grejuva Ateşi
Doğu Roma (Bizans) ordusunda dışarıdan getirilen ücretli askerler bulunurdu. Ordu, çok kez iyi yönetilemezdi. Yolsuzluklar da olurdu. En çok savunma savaşlarına önem verilirdi. Sınırlarda pek çok kale yaptırılmıştı.
İstanbul’un batı yönünde ve kırk mil uzağında, Karadeniz’den Marmara denizine kadar uzanan bir sur vardı. Bizanslıların en önemli silahı Rum ateşi (grejuva) idi. Bunun bileşimi bir sır olarak saklanırdı. Rum ateşi, karada ve suda nereye düşerse yanar ve yakınında bulunan her şeyi yakardı. Bizanslılar, düşmanın durumunu zamanında öğrenmek için sınır boylarından birbirini görür şekilde İstanbul’a kadar uzanan ateş kuleleri yapmışlardır. Bu kulelerde yakılan ateşle işaret verilir, düşmanın durumundan ve davranışlarından kısa sürede hükümetin haberi olurdu. Buna göre hemen gereken önlemler alınır, ordu hazırlanır, kaleler güçlendirildi.
Doğu Roma (Bizans) Devlet Yönetimi Nasıldır?
Doğu Roma imparatorluğunun başında bir imparator bulunurdu. İmparatorluk babadan oğula geçerdi. Fakat çok kez ordu komutanları, zorla imparator olurlar ve yeni sülaleler kurarlardı.
Kadınlar da imparatoriçe olarak devleti yönetirlerdi. İmparatorların çok geniş yetkileri vardı. Her istediklerini halka yaptırabilirlerdi. Büyük bir sarayda yaşarlar, çok ayrıntılı protokol kurallarına göre hareket ederlerdi. İmparatorun dışarı çıkacağı, bir gün önce münadiler tarafından ilân edilir, sokaklar temizlenir ve çiçeklerle süslenirdi.
İstanbul’da, imparatorun çevresinde çeşitli devlet işlerine bakan merkez örgütü vardı. Saray memurlarıyla en yüksek sivil ve asker memurlar imparator tarafından atanırdı. Senato, bir danışma meclisi idi. Önemli kanunlar senatoda görüşülür, büyük davalara burada bakılırdı. Senato, patrik seçimine ve din işlerine de karışırdı. İlk zamanlarda imparatorluk ülkeleri “diocese” denilen eyaletlere ayrılmıştı. Daha sonra eyaletlerin örgütü değiştirildi. Ülke askeri ve sivil yönetimin bir elde toplandığı “tema” denilen bölgelere ayrıldı. Temalar, hem komutan ve hem de vali olan olağanüstü yetkili kimseler tarafından yönetildi. Bu örgütün kurulması, Arap saldırılarını durdurmada yararlı oldu.
Justinianus, eski Roma kanunlarını toplatarak bunları bir araya ve düzene koydurdu. Aile hukukuna önem verildi. Zamanla anne ve çocuklara yeni haklar tanındı. Cezalar da şiddetlendirildi. Ölüm ve para cezasının yerine burun, dil ve ellerin kesilmesi, gözlerin kör edilmesi, saçların yakılması gibi acı çektiren cezalar kondu.