Boğa Güreşi Nasıl Yapılır? Tarihçesi

Boğa güreşi nasıl yapılır? Boğaç güreşinin tarihçesi. Boğa güreşi ne zaman ortaya çıktı, ne zaman yapılır, hangi ülkeye aittir?

Boğa Güreşi İspanya’da çok tutulan bir spordur.

Güreş elinde kırmızı bir bez bulunan matadorun (boğa güreşçisi) vahşi bir boğa ile oynaması ve sonunda boğayı yorup, omuzuna sapladığı sivri bir kılıçla öldürmesi şeklinde gelişir. Ancak matadorun boğayı öldürmesi yanında boğanın matadoru boynuzlayıp sakatlaması, hatta öldürmesi olasılığı da yüksektir. Matadorluk cesaret ve incelik isteyen bir spordur.

Güreşçinin boğa ile dövüşürken, daha doğrusu oynarken, boğanın saldırılarını ustaca karşılarken gösterdiği beceri, çizdiği şekiller seyircilerde büyük heyecan uyandırır. İspanya, Portekiz ve Orta Amerika’da (Meksika) tutulan bu spor, diğer sporlar gibi yaygın değildir.

Bu güreşte kullanılacak boğalar özel olarak yetiştirilir. Yaşlarının 4 – 7 arasında olması gerekir. Dövüşecek boğanın daha önce güreşmemiş olması gereklidir.

Pek az spor gösterisi, boğa güreşi kadar çelişik ve heyecanlı tartışmalara konu olur: bazılarına göre, insan ile hayvanın karşı karşıya gelip boy ölçüşmesi; bazılarına göre de, eski çağların sirk oyunlarının vahşîce, barbarca bir uzantısı veya gerçek bir kasaplık gösterisidir.

İnsan ile boğa arasındaki bu çatışma, bazı eski çağ uygarlıklarının törenlerinde, sözgelimi Giritlilerde ve Etrüsklerde de vardı. Ortaçağ’da İspanya’da soylular boğa güreşini, at üstünde bir savaş alıştırması olarak yaparlardı. Bayramlar dolayısıyla bu oyun, halka da mal edildi ve XVIII. yy.’dan sonra bugünkü biçimini aldı.

Günümüzde boğa güreşleri binlerce tutkun meraklıyı arenalara koşturmaktadır. Boğa güreşleri en çok, İspanya, Meksika ve Güney Amerika’da yapılır.

Bir jürinin başkanlık ettiği boğa güreşi, kumla örtülü, halkın oturduğu basamaklardan çifte tahta perdeyle ayrılmış bir arenada yapılır.. İspanyolca öldürmek anlamındaki matar sözcüğünden gelen matador, gösterinin ikinci kahramanıdır.

Boğa Güreşinin Tarihi

Boğa güreşi, Eski çağdan bu yana ilgi gören bir gösteridir. Knossos (Girit: I.Ö. 3000-2000) fresklerinde, boğaların üstünden atlayan gençleri canlandıran figürler vardır. Eski Roma’da insanlarla hayvanlar arasındaki dövüşler çerçevesinde, boğa güreşleri yapılmıştır. İspanyada XI. yyda soyluların çevresi kapalı alanlarda at üstünde boğa güreşi yaptıkları bilinmektedir. Ama İspanyolların ulusal gösterisi olan gerçek boğa güreşi, ancak 1725’ten sonra, sıradan bir işçi olan Francisco Romerodun, boğayı kılıç darbeleriyle öldürme tekniğini getirerek o güne kadar boğayı tekmelerle uzak tutmaya dayanan bir spor olarak uygulanan bir spor olan boğa güreşini değiştirmesinin ardından yapılmaya başlanmış ve hızla yaygınlaşmıştır.

1743’te Madrid’de ilk sürekli arena (boğa güreşinin yapıldığı daire biçimli alan stadyum) yapılmış, zaman içinde atlı boğa güreşçisinin yerini, yaya boğa güreşçisi almıştır. Francisco Montes’le (1805-1850) matadorlar, pikadoru (atlı boğa güreşçisi) kesinlikle ikinci plana düşürmüşler, pikador artık, matadorun ekibinin (cuadrilla) bir parçası olmuş ve boğa güreşi bir sanat haline gelmiştir.

Güreş boğaları, soylularına göre seçilip, Ortalama 1000 hektar büyüklüğündeki özel çiftliklerde vahşi olarak büyütülür. İki yaşına geldiklerinde, dövüşçü nitelikleri belirlenmek için, tienta denemesinden geçirilir. Bu deneme sırasında, yalnızca özel bir mızrak kullanılır; Çünkü boğanın, arenaya dövüş deneyi olmadan girmesi gereklidir.

Boğa güreşlerinin yapıldığı stadyumlara plaza de torosadı verilir. Çapı 50 m olan arenanın (boğa güreşinin yapıldığı alan) çevresinde, seyircilere ayrılmış amfiteatr biçiminde tribünler yer alır. Arena ile tribünler, pikadorlara yardımcı olan ekibin üyelerinin, bazen de matadorların arkasına saklanabildikleri çifte bir parmaklıkla, halktan ayrılır.

Boğa Güreşleri Nasıl Yapılır?

Boğa güreşi, ekibin yani cuadrillanın geçidiyle başlar. Geleneksel parlak renkli giysileri içindeki toreadorların önünden, at üstündeki borazancılar, arkalarından da penneler (yani ağır işleri yapan kişiler) gider. Toreadorlar, yani boğayla dövüşme sanatını uygulayanlar, yaya banderilloları, atlı pikadorları ve boğayı öldürme hakkına sahip matadoru içerir. Boğa güreşi, banderiloların kırmızı pelerinleriyle boğayı kışkırtmalarıyla başlar. Sonra atlı pikadorlar işe karışıp, hayvanın direncini azaltmak için, uzun mızraklarını batırırlar. Ardından banderillolar, yeniden arenaya dönüp, hayvanın boynuna uçlarında çelik bir kanca bulunan, renkli kâğıt sarılı, kısa sopalar saplarlar. Bu, boğayı daha da öfkelendirir ve dövüşçü yanını uyarır. O zaman, arenaya, elinde kılıcını sardığı muletasıyla (kırmızı kumaş) tek başına matador girer. Muletası yardımıyla ve çeşitli ayak oyunlarıyla hayvanı yorar; sonra kılıcını, omurgası ile kürek kemiğinin arasına saplar.

Boğa güreşi, zamanla estetik amaçlı bir gösteriye dönüşmüş, Manolete (19H7-1947), boğa güreşini hareketlerin son derece azaltıldığı, ölçülü, ağırbaşlı bir sanat haline getirmiştir. Yakın dönemin ünlü matadorlarından El Cordobes, boğaya yakın dövüşerek,) ritmi yavaşlatıp figürleri çoğaltarak, modern boğa güreşine halk kitlelerinin beğeneceği özellikleri kazandırmıştır.

Boğa güreşleri, İspanya’dan başka bütün Latin Amerika’da yaygındır. Ayrıca, Fransa’nın da bazı güney illerinde boğa güreşleri düzenlenmektedir.