Çingeneler nasıl yaşar? Çingeneler nereden gelmiştir kökenleri nelerdir?
Çingeneler, tarihsel kökenleri hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşılamayan, Hindu asıllı oldukları sanılan göçebe bir kavim.
Çingeneler, günümüzde dünyanın hemen hemen bütün ülkelerine dağılmış olan son derece ilginç ve gizemli bir topluluktur. Hangi ülkede olurlarsa olsunlar mutlaka gruplar halinde dolaşır, toplumdan uzak yerlere kurdukları çadırlarında ya da araba-evlerinde yaşarlar. Normal evlerde otursalar bile mutlaka kendilerine ait özel bir mahalle oluştururlar.
El emeğine dayalı basit araç-gereçler yapıp satarak ya da halka ilginç hünerlerini sergiledikleri gösteriler sunarak geçinirler. Müzisyenlik ve falcılık en gözde meslekleri arasında yer alır. İyi dans ederler. Haklarında bilinen her şey efsanelerle iç içe geçmiştir, bu yüzden de gerçek kökenlerine ilişkin sağlıklı bir veri yoktur.
Buna karşılık, Çingenelerin ilk kez 13. yüzyılda Doğu Avrupa ve Balkanlarda, 15. yüzyılda Batı Avrupa ve İtalya’da görülmeye başlandıkları biliniyor. Amerika kıtasına ise ancak 19. yüzyılda geçebilen Çingeneler Hint-Avrupa dil ailesine yakın özgün bir dil konuşurlar. Fakat günümüzde artık genç kuşak Çingenelerin büyük bir bölümü bu özgün dili terk etmiş ve daha çok yaşadıkları ülkenin dilini kullanmayı tercih etmeye başlamıştır. Bu gibi bir dizi somut veri bir araya getirildiğinde, bilim adamları Çingenelerin 12. ya da 13. yüzyıllarda Hindistan’dan başlayan büyük bir göç hareketinin mensupları oldukları yargısına varmaktadırlar.
Din konusunda da katı bir tutumları olmayan ve her kültürel ortama kolaylıkla uyan Çingeneler, tarih boyunca hangi ülkede yaşamışlarsa oradaki en yaygın dinin birer mensubu olmuşlardır. Günümüzde bütün dünyada 3 milyon dolayında Çingene yaşadığı tahmin ediliyor.
Türkiye’de yaşayan Çingeneler konar göçer ve yerleşik olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Konar göçer olanlar küçük gruplar halinde dolaşır, kent dışına kurdukları çadırlarda yaşarlar. Kadınlar kente inip fal bakar, kendi ördükleri sepetleri satar, çoğu kez de dilencilik yaparlar. Erkekler ızgara, maşa, ateş küreği yaparak satarlar. Kalaycılık da uğraşları arasındadır. Yerleşik Çingeneler’in yaşam koşulları daha iyidir. En çok Trakya ve Marmara bölgesinde bulunurlar. Özellikle istanbul yakınında mahalleler oluşturmuşlardır. Daha çok Surdibi, Sulukule, Lonca, Ayvansa-ray, Büyükdere’deki Çayırbaşı, Üsküdar’ da Selamsız, Beyoğlu’nda Sazlıdere ve Dolapdere semtlerine yerleşmişlerdir. Derme çatma evlerde oturur, çiçekçilik, falcılık, kalaycılık, çengilik ve çalgıcılıkla geçimlerini sağlarlar. Sepet, maşa.elek, ızgara gibi şeyler yapıp satanlar ya da ayı oynatanlar da vardır. Bir bölümü de ayakkabı boyacılığı ve dilencilikle geçinir. Kendi içlerinde oldukça katı geleneklere uymak zorundadırlar. Bunlara uymayanları kendi yöntemleriyle cezalandırırlar, istanbul türkçesine yakın bir dille konuşmakla birlikte sözcükleri özel bir söyleyiş biçimleri vardır. Kendi aralarında çingenece konuşurlar.