Çocuk Edebiyat Nedir? Özellikleri

Çocuk Edebiyatı Nedir? Çocuk edebiyatı nasıl ortaya çıkmıştır, tarihçesi, hakkında bilgi.

Çocukların okuması amaçlanarak yazılan edebiyat ürünlerinin oluşturduğu toplamın genel adı. Çocuklar için yazılan metinlerde sanat kaygısından çok eğitici, öğretici kaygılar ön plandadır. Bu tür ürünlerin çocuğun düşünce ve duygu dünyasına hitap edecek seviyede, ahlaki, içten ve kolay anlaşılır, resimlerle süslenmiş olmasına özen gösterilir. Çocukların okuma alışkanlığı kazanmasında, çocuk edebiyatı ürünlerinin önemli bir rolü vardır. Halk edebiyatı ürünlerinden ninni, tekerleme, masal, bilmece de çocukların zevkle okudukları, dinledikleri eserlerdir.

Çocuk Edebiyat Hakkında Bilgi

Edebiyat, genel olarak insan duygu, düşünce ve hayallerinin sözlü ya da yazılı olarak güzel ve tesirli biçimde işlenmesi sanatıdır şeklinde tarif edilmektedir. Çocuk edebiyatı ise çocukluk çağını yaşamakta olan insanların duygu, düşünce ve hayallerini sözlü veya yazılı olarak işleyen, bu çağı yaşamakta olanların edebiyat ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulan edebiyattır. Çocuk edebiyatı konusunda ciddi çalışmalar yapan, bunun gerekli ve edebi bir değeri olan edebiyat olmasını isteyenler ise çocuk edebiyatını, “usta yazarlar tarafından özellikle çocuklar için yazılmış olan ve üstün sanat nitelikleri taşıyan eserlere verilen genel ad şeklinde tarif ederler.

İnsan hayatının başlangıç dönemini ifade eden çocuk ve çocukluk, hayatı kavrama ve yansıtma gayesinde olan edebiyatın tabii konusudur. Ancak bir kavram karışıklığı ve çocuk edebiyatının mahiyetinin tam olarak belirlenmiş olmaması çocuktan bahseden, içerisinde çocuk bulunan bir çok yayının çocuk edebiyatı içerisinde değerlendirilmesine yol açmıştır. Son zamanlarda kavram tam olarak aydınlatılamamış olmasına rağmen bu edebiyatın bir çok bakımlardan ayrı özelliklere sahip olması gerektiğinin farkına varılmıştır. Buna bağlı olarak da konuyla ilgili çeşitli teklif ve görüşler ortaya konmuştur.

“Çocuk edebiyatı” veya “çocuklar için edebiyat” şeklinde ifade edilmeye çalışılan bu saha, 19. asrın ikinci yarısında çocukla ilgili çalışmaların yapılmaya başlanmasıyla üzerinde düşünülen ve dikkati çeken bir olay haline gelmiştir. Fakat bu ilgi ve dikkatlere rağmen “çocuk edebiyatı” diye sözü edilen bir saha var mıdır ve olması gerekli midir sorularına hala tatmin edici, kesin cevap bulunamamıştır. Bu sorular karşısında umumiyetle iki eğilim vardır; bunlar halis edebiyat taraftan olanlarla eğitimcilere ait eğilimlerdir.

Halis edebiyat taraftarı olanlar, edebiyatın, insan hayatının çeşitli çağlarını esas alan bir ölçüyle sınıflanmasının doğru olmadığını düşünürler ve bunun için de ayrıca bir çocuk edebiyatının gerekliliğini reddederler. Bütün edebiyatın çocukların ilgisine açık olduğunu savunurlar. Bu düşüncede olanlara göre çocuk edebiyatı tabiri yaşlılar, gençler, hatta kadınlar, erkekler vb. için meydana getirilmiş ayrı edebiyatlardır. Halbuki edebiyat bir bütündür, çocuklar bu bütünden alabildiklerini almalıdırlar.

Çocuklara has bir edebiyatın olamayacağını savunanlar çok eskiden beri çocuklar için ayrı bir edebiyatın olmadığını, sözlü dönemlerde bile büyükler için anlatılanların çocuklara da anlatıldığını belirtirler. Yazılı dönemlerden söz ederken ise büyükler için yazılmış bazı eserlerin çocuklar tarafından da çok beğenildiğini ve “çocuk klasikleri” içerisinde yer aldığını savunurlar. Bu düşüncede olanlar tezlerinin delili olarak Robinson Crusoe, Gulliver’in Serüvenleri ve Binbir Gece Masalları ile benzerlerini gösterirler. Bunlar büyükler için yazılmış, ancak küçüklerin de hoşlandığı eserler arasına girmişlerdir. Fakat burada belirtilmesi gereken husus, bunlar ve bunlara benzer eserlerin kelime hazinesi, ayrıntıdan uzaklaştırma hatta bazen resimleme gibi adeta inşa diyebileceğimiz şekliyle çocuklara sunulmuş olmasıdır. Çocuk gerçekten bir sanat değeri taşıyan eserin onun kelime hazinesi içerisinde, kısa cümlelerle ve hayaline hitap eden sıfatlarla anlatıldığında bu eseri okumaktan veya dinlemekten hoşlanmaktadır. Bu edebi eserlerin meydana getirilmesinde dayanılan esasların ve hedeflenenlerin aynı olmasıyla ilgilidir. Buna bağlı olarak halis edebiyat taraftarları “çocuk edebiyatı” adlı müstakil bir edebiyata lüzum yoktur, diye düşünürler. Çocuk edebiyatını ancak genel manada edebiyatın içerisinde bir bölüm olarak değerlendirirler.

Çocuk edebiyatının varlığını kabul eden ve bunun genel manada edebiyattan ayrı, müstakil bir edebiyat olduğunu savunanlar ise eğitimcilerdir. Bunlar, çocuğun konuştuğu dili örnek vererek bunun yaşlara göre gelişen, büyüklere göre çok daha az kelime sayısına sahip bir dil oluğunu söylerler. Bir büyüğün kullandığı, beğendiği dil ve anlatım tarzı ile çocuğunkiler arasında fark vardır. Bundan başka her iki grubun ilgi duyduğu tipler farklıdır. Bu büyük insanın dünyasıyla çocuğun dünyası arasındaki farkı da sergilemektedir. Her şeyden farklı zevkler alan çocuk için edebiyat da farklı olmak zorundadır. Ayrıca eğitimin gerçekleşebilmesi için de ayrı bir edebiyata ihtiyaç vardır. Çocuk edebiyatı sahasıyla bir yazar ve bir araştırmacı olarak ilgilenenler ise, bu sahayı halis edebiyat düşüncesinde olanlarla birlikte genel manada edebiyatın bir bölümü olarak kabul ederken, eğitimciler gibi eğitimin vasıtası olduğuna da inanırlar. Bunlara göre özellikle son yıllardaki yayın faaliyetleri hatta tartışmalar böyle bir sahanın varlığını göstermiştir.

Çocuk edebiyatının lüzumu ve mahiyeti konusunda ister halis edebiyatçılar gibi ister eğitimciler gibi düşünülsün ortada şekillenmekte olan bu sahanın ürünleri belki diğer edebi ürünlerden daha önemlidir ve daha fazla itinaya ihtiyaç duymaktadır.

Çocuk edebiyatı ürünlerini meydana gelişleri açısından iki bölümde değerlendirmemiz mümkündür. Bunlardan birincisi doğrudan doğruya çocuk hedef alınarak meydana getirilmiş eserlerdir. Diğeri ise yüksek sanat değeri olan eserlerin çocuklar düşünülerek yeniden hazırlanmış şekilleridir. Her iki şekilde de eser, çok ciddi ve itinalı bir çalışmayı gerektirmektedir. Buna rağmen çocuğa göre ve çocuk için bir şeyler yazmak, çoğu zaman ticari ölçüler içerisinde değerlendirilmiş ve çizgi roman gibi oyalamayı hedefleyen, sanat değeri tartışılan, çocuk dünyasıyla çelişen, gayesi belli olmayan yayınların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bunlar çocuğa kolay olanı vermekte, onları müspete yönlendirmekten çok oyalamayı tercih etmektedirler. Halbuki çocuğun beğeneceği yayın, yorucu bir çalışmayı, hassasiyeti, hatta çocuğa has bir inceliği icap ettirmektedir, işte bu “çocuğa görelik” diye adlandırılabilecek bir ölçüdür.

“Çocuğa görelik” nedir? Bu kolayca ve tek bir cümleyle özetlenebilecek ve hatları çizilebilecek bir ölçü değildir. Çocuklar edebiyattan bir oyun tadı almak isterler. Ama bu sırada kendilerini yarına hazırlayacak, ruhlarını besleyecek, duygularını yönlendirecek bilgileri, inançları, düşünceleri de onlara sunmak gerekir. Bir çocuk kitabında dolayısıyla eğlendirmek ve eğitmek, faydalı olmak ile zevkli olmak daima yan yanadır. Bunlardan birinin ön plana geçmesi yayının çocuk tarafından itilmesini getirir. Başarılı bir çocuk kitabı çocuklara olduğu kadar büyüklere de tesir edebilecek kadar sanat edası taşımalı, hatta büyükler tarafından okunduğunda bir edebi lezzet verebilmelidir. Bu ölçünün yakalanması oldukça zor, suiistimalinin ise çok yaygın olduğu belirtilmelidir.

Bir çocuk yayınında dikkat edilmesi gereken unsurlardan biri de çocuk psikolojisidir. Bu sahayla bir sanatkar veya araştırmacı olarak ilgilenenlerin çocuk psikolojisini çok iyi bilmeleri gerekir. Çocuğun okuduğu veya dinlediği kitaplardaki konu ve şahıslarla özdeşleştiği gerçeği unutulmamalıdır. Bu özellik çocuk edebiyatının ideolojik maksatlarla kullanılmasını kolaylaştırmaktadır. Edebiyata ideolojinin arkasından bakanlar, çocuk edebiyatına ‘yarının vatandaşını yetiştirmek’ hevesiyle ayrı bir önem verirler. Aynı maksatla çocuğun hayal ve fantezi dünyasına cevaplar veren masalların yeniden yazılmasını ve bunların da “toplumun çarpıklıklarını” yansıtır biçimde olmasını istemişlerdir. Burada unutulan şey, çocuk psikolojisinin ‘güdümlü’ karşı olan hassasiyetidir.

Toplumun çarpıklıklarıyla yapılan ‘güdümlü edebiyat’ sayesinde çocuk yaşta karşılaşan insanın isyankar bir karakter kazanması beklenmelidir. Sadece çocuk edebiyatı değil umumi manada edebiyat bir sanattır ve orada ideolojik görüntülere yer yoktur. Çocuğun kitaptan ve edebiyattan beklediği, katı gerçekleri haykırması, ahlak dersleri vermesi değildir. Edebiyat çocuk için de en az büyükler için olduğu kadar ince bir sanattır. Bu türden yayınlar, çocuk edebiyatının yaygınlaşmasını engelleyen yayınlardır.

Çocuk edebiyatı, çocuğun kişiliğini geliştiren, hayatı, insanı, tabiatı sevdiren, inançlar ve değerleri tanıtan bir muhtevayı taşımalıdır. Ancak yazar bunları verirken çocuğa bir bilgi yığını vermekten kaçınmalıdır. Anlatılan şeyler çocuğun kendi dünyasından seçilmeli ve çocuk kendisini kitaptaki hadisenin içine karışmış bulmalıdır. Çocuğun kitaptan beklediği yakınlık ve onu kavrama gücü ise çocuk ruhunun özelliklerini iyi bilmesi ile mümkün olabilecektir.

Çocuk edebiyatı ürünlerinin konuyu ana çizgileriyle veren, karmaşıklıktan uzak ve sürükleyici vasıflarının bulunması gerekir. Bu aslında çocuk kitaplarında karşılaşılan önemli bir meseledir. Yazarlar, ilgi uyandırmak için heyecan ve korku sahnelerinden yararlanmaya kalkmamalıdırlar, ya da çocuğun seviyesine uygun olanı yakalamak isterlerken yapmacığa düşerek sun’i eserler vermemeye dikkat etmelidirler.

Çocuk edebiyatı sahasının önemli meselelerinden biri de kullanılan dildir. Çocuk kitaplarının bir çoğu, ana dil zevkini vermekten uzak bir dille meydana getirilmektedir. Bunun en büyük sebebi çocuk kitaplarına yeterli önemin verilmeyişidir. Çocuğun çeşitli yaşlardaki kelime hazinesi anlatım kabiliyetleri doğrultusunda hazırlanan ve yaşayan Türkçeyi kullanan kitaplar çocuk dünyasında daha müspet yankılar uyandırırlar. Başarılı çocuk kitapları küçükleri olduğu kadar büyükleri de etkileyebilirler. Başlangıçta çocuklar için yazılmış ancak büyüklerin de ilgisini kazanmış olan Alice Harikalar Diyarında gibi eserler bu özelliği taşırlar.

Çocuk edebiyatı ürünlerinin iyiye, doğruya, güzele yönelik olması, ana dili zevkini taşıması, mutlaka bir sanat değerinin bulunması muhtevasıyla ilgili özellikleridir. Bunun dışında biçimiyle kalitesi, resimlerinin ustaca ve çocuğa hitap edebilmeyi bilen sanatkar tarafından çizilmesi, baskısının iyi yapılması, hatta kitabın boyutlarının da yaşa uygun olması gerekir. Bunlara göre çocuk edebiyatı ürünleri iyi olmak için bir çok özelliği birden kendisinde bulundurmak zorundadır. Bütün bunlar, henüz mahiyeti, sınırları, özellikleri tam olarak belirlenememiş çocuk edebiyatı sahasının zorluklarıdır. Yapılacak edebiyat çocuğa yönelik olmak zorundadır.
Çocuğun hafife alınmaması, onunla ilgili çalışmalara yeterli önemin verilmesi, onun için yapılacak edebiyatın da sanat olduğunun unutulmaması lazımdır.

Kaynak: Türk Aile Ansiklopedisi, Hülya Argunşah

 

Originally posted 2020-12-17 13:39:18.