Cönk Nedir? Cönklerin Özellikleri

Cönk İçinde halk şairlerinin şiirlerinin ve türkü, mani, destan, fıkra, hikaye, dua, hutbe gibi yazanı belli olmayan anonim manzum ve mensur ürülerin yer aldığı, aşağıdan yukarı doğru açılan, çoğu meşin kaplı, ciltli el yazması defter, mecmua.

Folklor ve halk edebiyatı araştırmalarının en önemli kaynaklarından biri olan cönkler çoğunlukla XVI. – XX. yy.’lar arasında düzenlenmiştir.

Cönklerin yaprakları genellikle numaralı değildir. Eksik yapraklı, zaman zaman değişik renkli ve boş sayfalı, başı sonu ters ciltlenmiş cönkler de vardır Çoğunlukla zor okunan nesih, bozuk talik, rıkatürü yazılarla yazılmışlardır Ancak az da olsa hattat elinden çıkmış, güzel ciltlenmiş, resimli olanlara da rastlanır Cönklerde âşık, halk ve tekke edebiyatı ürünlerinin yanında, anonim türkü, semai, atasözleri, ilahi ve nefesler, halk hikâyeleri, tekerlemeler, dualar, salavatlar, fal, büyü yöntemleri, rüya yorumları, çeşitli ilaçlar, hastalıkları sağaltıcı önlemler, deprem, sel gibi doğal afetler ile tarihi olayları anlatan destanlar yer alır Bütün bunların yanında kimi cönklerde divan şairlerinin şiirleri de bulunur. 

Cönklerin Özelikleri

Cönkler biçim bakımından, bu gün bloknot adı verilen defterlere benzerler. Halk edebiyatının vazgeçilmez birinci el kaynaklarından olan cönkler, yaklaşık 15-25 cm. uzunlukta, 5-15 cm. genişlikte kesilmiş kağıtların kısa taraflarından dikilmek suretiyle yapılır. Çokluk sağlam kağıt kullanılır cönklerde. “Bu kağıtlar ekseriya renk renk olur ve şiirler şekil ve nevilerine nazaran bu renklerden birine yazılırdı. (…) Şu kıt’a, cönkler hakkında eskilerin düşüncesini gösterir:

Kendüyü görmeye hâcet yoktur
Bilmeğe ârif ile nâdânı
Cönkünü görmek ile zâhir olur
Herkesin mertebe-i irfânı.”

(Onay: Türk Halk Şiirlerinin Şekil ve Nevi, s. 20)

Değerli araştırmacı merhum Orhan Şaik Gökyay, ‘cönklerde daha çok âşıkların şiirleri bulunur” şeklindeki yaygın görüşü söyledikten sonra, içinde hiçbir manzum parça bulunmayan, sırf mensur metinlerden meydana gelmiş cönklerin de olduğunu hatta hutbe, vaaz, dua gibi dinî muhtevalı metinlerin yer aldığı cönklerin dahi bulunduğunu belirtir.

Gökyay, cönklerin içeriğiyle ilgili olarak şunları da kaydeder: “Genellikle âşıkların, seyrek olarak da divan şairlerinin bir kısım şiirlerini ihtiva eden cönklerde çeşitli dualar, sihirle ilgili notlar, ilaç tarifleri, sahibini ügilendiren doğum ve ölüm tarihleri, alacak verecek hesapları, anonim türkü, mâni ve ilahiler, halk hikayeleri, ve daha bir çok konu ile ilgili bilgiler bulunmaktadır.

Halk, gezgin şairlerin uğradıkları yerlerde söyledikleri türkü, koşma, destan ve fıkraları, hikayeleri çok defa aklında tutabildiği kadarıyla eksik ya da yanlış olarak kağıda geçirmiş; mâni ve bilmeceleri, kendi hayatıyla ilgili kendince gerekli bir takım hastalıkların tanımını, bunların tedavi yollarını, reçeteleri, tılsımları, özel hayatına ait notları bu defterlere yazmış, böylece sayısız ve birbirinden çok farklı muhtevaya sahip cönkler meydana gelmiştir.” (DİA, ay. m.)

Genellikle anonim eser olarak kabul edilen cönklerin yaprak sayıları 30 ile 300 arasında değişebilir ve çoğunda varak (sayfa) numarası bulunmaz. Genellikle siyah veya kahverengi derilerle çok güzel ciltlenmiş olanları yanında ciltsiz, sayfaları eksik cönkler de vardır.

Cönklerle ilgili olarak, halk edebiyatı araştırmacısı Kutlu Özen de şu bilgileri kaydeder: “Hemen hemen bütün cönkler okunması güç, kötü bir yazı ile yazılmışlardır. (…) Yine büyük bir kısmında imla bozuktur. (…) Cönkler kısa zamanda yazılıp tamamlanamazdı. Bazen bir cön-gün yazılması üç dört yılı bulurdu. (…) Cönkler ekseriyetle düzenleyenleri belli olmayan eserlerdir. Cönkler hem baştan, hem de sondan yazıldıklarından çoğunlukla baş ve sonlan belli değildir. Yine büyük bir kısmının kapakları kopmuş, baş ve sondaki yapraklan kaybolmuştur. Aradan bazı yaprakları kopanlmış cönkler de vardır. Bazan bir, bazan bir çok şahsın kaleminden çıkmıştır. Bazı cönklerde sahibine ait notlar, hatta mühürler görülse de pek çoğunda bu tür kayıtlara rastlanmaz.” (“Cönk ve Mecmuaların Halk Edebiyatı Araştırmalanndaki Yeri, …”)