Desen Nedir Kısaca, Desen Çeşitleri

Desen: Eşyanın, hareketlerin, manzaraların v.b. kalemle, mürekkeple veya fırçayla çizimi.

Tarihöncesi insanları, sert kayaların veya cilâlanmış kemiklerin üzerine çakmaktaşıyla, veya kil üzerine parmaklarıyla desen çizerlerdi. Mısırlılar ve doğulular bir ağaççığın yapraklarından, papirüsten veya balmumu levhalardan yararlandılar. Parşömen, Ortaçağ’da çıktı. Anavatanı Çin olan kâğıda gelince, Avrupa’ya XIV. yy.da sokuldu. Nihayet, kumaşlar (tuval, ipek) üzerine de desen yapılabilir hale geldi.

Tüy ve Kalem

Tüy, desen çizmede, Miladın başlangıcından itibaren kullanılıyordu: yavaş yavaş, Romalıların kullandığı kamış sapının yerini aldı. Çoğu zaman kaz tüyü kullanılırdı ama horoz, karga veya kuğu tüyü de iş görürdü. Sonradan bunların yerini, madeni (altın, bronz, gümüş), daha sonra da XIX. yy.dan itibaren çelik tüyler aldı.

Günümüzde mürekkeple desen yapılıyor ve mürekkeplerin pek çok çeşidi var: mazı sakızı (zamanla kahverengiye dönüşen siyah), çini mürekkebi (sabit siyah), renkli mürekkepler (barut rengi, kırmızı, yeşil v.b.). Tüy, bir desende, gölgeleri ve biçimi belirtmek için incecik çizgilerin gerektiği bir çizime imkân sağlar: Van Gogh’un kullandığı teknik budur.

Fırçayla desen yüzyıllardır yapılagelmektedir. Fırça, hayvan tüylerinden (samur) yapılır. XVII. yy.dan itibaren fırça yapmakta porsuk, kokarca, zerdava, hattâ köpek ve oğlak tüyleri bile kullanılmağa başladı. Biraz suyla karıştırılınca, fırçayla sürülen mürekkep, tekrenkli bir tür suluboya olan ve bazen tüyle daha belirgin duruma getirilen yalama yöntemli resmi meydana getirir. Fırçayla desen Uzakdoğu’da yüzyıllardır uygulanan bir yöntemdir. Çinliler ve Japonlar, özellikle kenar çizgilerini ve çok stilize edilmiş, saf, yassı görünüşlü düz çizgileri böyle çizerlerdi. Batıda ise fırça, hacimler, perspektifler, biçimler üzerine ışık oyunları vermek için kullanılmağa başladı. Leo-nardo da Vinci, sonra da Rembrandt böylelikle başeserler yarattılar.

Ortaçağ’ın sonuna kadar, desencilerin ellerindeki kurşun kalemlerin ucu madeni idi: bu uçların niteliği, istenen renge göre değişiyordu: kurşuni için gümüş veya kurşun; siyah için altın; sarı için bakır kullanılıyordu. Bugün kurşun kalem uçları grafitle yapılır ve renkli kalem isteniyorsa grafite başka maddeler katılabilir.

Kömür kalem, odun kömüründen başka bir şey değildir. Bir adı da füzen’dir ve bu adı, anavatanı Japonya olan bir ağaççıktan almıştır; ayrıca, kayın, biberiye ve ıhlamur ağacından da yapılabilir. Tiziano gibi ressamlar, tablolarının taslaklarını (eskis) çizmek için kömür kalemden geniş ölçüde yararlandılar. Desenciler özellikle kömür kalemin, estomp veya parmak altında ezilivermesinden hoşlanırlar.

İçinde çok az kil bulunan çeşitli kaya türleri de, Rönesans’tan beri, nüanslı etkiler yaratmak için kullanılır: aşıboyası (özellikle Michelangelo ve Watteau tarafından kullanılmıştır), tebeşir (Veronese tarafından kullanıldı), pastel (XVIII. yy.da Quentin de La Tour’un ve XX. yy.da Rouault’nun ustalıkla kullandığı, kile karıştırılmış renkli toz) gibi.

Desen, bir konuyu sanat açısından ifade etmekten başka, teknikte sanayi deseni denilen ve bir makine parçasının, bir otomobilin, bir uçağın, bir bilgisayarm v.b. yapımı için gereken tarifleri, biçimleri veren desen), mimarlıkta (bir binanın planı), tıpta (anatomi levhaları), zoolojide, botanikte (çiçeklerin ve meyvelerin kesiti) v.b. geniş uygulama alanlarına sahiptir. Ama desen sadece sanatçılarla bilginlere özgü bir yöntem değildir: çocukların da yazılı ilk ifade tarzıdır.

Çocuk Deseni

İçten gelme bir uğraş olan desen çizme, çocuk daha on iki aylıkken başlar: lekeler, sonra da çizgiler, karalamalar. Daha sonra çocuk gördüğünü çizmeğe çalışır. Nihayet, üç dört yaşma doğru, mantığa, gerçeğe aldırış etmeksizin, bildiklerini çizim yoluyla verir: nesneler saydamdır, birbiri üstüne konmuştur; boyutlara ve orantılara aldırış edilmemiştir (sözgelimi insanlar evlerden daha büyüktür). Çocuk dünyayı, kendi vücudunu ve başkalarının vücudunu keşfettikçe, benzetmeğe çalışarak çizer. Önce basit, şekilsiz yuvarlaklar olan kişilere yavaş yavaş kısa kollar ve bacaklar takılır, ağız ve gözler çizilir ve sekiz yaşına doğru, kişiler profilden çizilmeğe başlanır. Çocuk, hissettiğini, düşlediğini veya sevdiğini (çiçekler, ağaçlar, hayvanlar, ana-babası), ilgilendiğini (otomobil), korktuğunu (gece) çizer.