Devrim Bir devletin kurumlarının toptan değiştirilmesiyle sonuçlanan ve çoğu zaman şiddete dayanan eylemler bütünü.
Devirmek fiilinden türetilen devrim sözcüğü, kısa sürede meydana gelen önemli değişiklikleri ve büyük yenilikleri belirlerse de, bir ülkenin ahlâk ve toplum düzeninde ani bir değişme anlamını da taşır. Böylece XIX. yy. sanayi devriminden veya ahlâk ve âdetlerde devrimden söz edilebilir.
Daha genel anlamıyla devrim, bir ülkenin toplumsal, ekonomik ve siyasal kuruluşlarının bütünüyle altüst edilmesi demektir. Bu anlamıyla devrim, reform ‘un tersi bir nitelik içerir. Çoğu zaman, sonuçsuz kalan şiddetli karşı çıkışlar olarak tanımlayabileceğimiz ayaklanmaları ve başkaldırmalar, tersine devrim, eski düzenin yerine yeni bir iktidar getirmeyi öngörür. Her zaman, bir bunalım sırasında patlak verir ve katılaşmış, yani artık gelişemez olmuş bir toplumu çözmeğe imkân sağlar.
Sözgelimi geçen yüzyıl içinde Fransız Devrimi, derebeylik düzenini yıkmıştı. Çağımızda oluşan Afrika devrimleri ise, kıtayı Avrupa sömürgeciliğinden kurtarma amacını gütmektedir.
1917’de, Rus Bolşevikleri, kapitalist sisteme bağlı burjuva düzenine dayanan çarın iktidarını yıkmağa karar vermişlerdi. Devrimci kuramcıların (Marx, Lenin, Troçki) öğretisi uyarınca, proletarya diktatörlüğü altında, sınıfsız bir toplum kurmak istiyorlardı.
Tarih boyunca gerçekleşen büyük devrimlere örnek olarak, İngiliz (1641 -1649 ve 1688-1689), Fransız (1789-1799 ve 1830), 1848 Avrupa (Polonya, Avusturya-Macaristan, İtalya, Fransa, Almanya ve diğerleri), Rus (1905 ve 1917), Türk (1919-1923) devrimlerini sayabiliriz.
Bununla birlikte bazı toplum hareketleri, doğrudan doğruya bir iktidar değişmesiyle sonuçlanmasa bile devrim olarak nitelenir. Gerçekte bunlar, er geç derin değişmelere yol açacak olan görüş ve düşünce alanında evrimin işaretleridir.