Divan-ı Hümayun Nedir Kısaca Bilgi. Divan-ı Hümayun üyeleri, görevlileri, kalemleri ve özellikleri hakkında kısa özet bilgi.
Divan-ı Hümayun, Osmanlı Devletinde bütün devlet kuruluşlarının üstünde olan divana ayrıca bu ad verilmiştir.
Divanı Hümayuna devletin en yüksek rütbeli asker ve sivil yöneticileri katılırdı. Bunların görevleri ve yetkileri bir kanunla belirtilmişti. Önceleri, divana padişah başkanlık ederdi. Fatih ve ondan sonraki padişahlar, bu görevi büyük vezirlere bıraktılar. Divanı Hümayunda askerlik, maliye, yönetim adalet ve din işleri ile öteki devletlerle olan ilişkiler görüşülür, bir karara varılırdı. Haksızlığa uğrayanlar, kötülük görenler ve şikayeti olanlar bu kuruluşa baş vurabilirlerdi. Divanı Hümayun, bugünkü anlamda Bakanlar Kurulu, Danıştay ve Yargıtay’dı. Divan üyeleri, büyükvezir, vezirler, kazaskerler, defterdarlar ve nişancı idi. Müftü (şeyhülislâm) ve kaptanpaşa da (kaptanıderya) divan görüşmelerine katılırdı.
Divanı Hümayunun Nasıl ve Ne Zaman Toplanırdı?
Savaş olmadığı zamanlarda toplantı, Topkapı sarayında Kubbealtı denilen yerde yapılırdı. Sefer sırasında ise, ordugahta divan kurulurdu. Divanı Hümayunda çalışmalara sabah erkenden başlanırdı. Divan üyeleri, sabah namazından sonra, Kubbealtına gelirler, kendilerine ayrılan sedirler üzerine otururlardı. Bundan sonra reisülküttap, gündemi okur ve görüşmeler başlardı. Padişahlar, isterlerse divan görüşmelerini kafes arkasından dinlerlerdi. Divan üyeleri, haftada iki gün görüşmeler bittikten sonra Arz odasında padişah tarafından kabul edilirlerdi.
II. Mahmut 1838’de divanı kaldırdı. Bu kuruluşun yerini Babıâli aldı
Divan-ı Hümayun Üyeleri ve Görevleri
Başvezir (Veziriazam), padişahtan sonra en yetkili devlet adamı idi. Hükümet başkanı büyük vezirdi. Kanuna göre padişahın vekili sayılırdı. Sözü ve yazısı, padişahın buyruğu gibi kabul olunurdu. Bütün devlet işlerinden o sorumlu idi. Kendisinde padişahın altın bir kese içinde korunan mührü bulunurdu. Büyük devlet memurlarını atama, ilerletme ve görevden. alma onun buyruğu ile yapılırdı. Padişah, sefere çıkmadığı zaman, orduya serdarıekrem adıyla baş vezir komuta ederdi. Padişahlar, baş vezirleri değiştirmek istedikleri zaman mühürlerini geri alırlardı.
Vezirler, tecrübeli ve değerli devlet adamlarıyla komutanlar arasından seçilirdi. Divanda, konuşulan konularda görüşlerini açıklar, büyük vezirin verdiği işleri yaparlardı. Gereğinde bir vezir ordunun başında serdar olarak sefere gönderilirdi. Vezirlerin en eskisi ve değerlisi, büyük vezir olurdu.
Kazaskerler, iki tane olup, biri Rumeli kazaskeri, öteki Anadolu kazaskeri idi. Bunlar, divanda kendilerine verilen adalet işlerini görürler, bölgelerindeki kadıların ve müderrislerin atama, ilerletme ve görevden alma işlerine karar verirlerdi. Kazaskerliğe bilgin olan kimseler atanırdı.
Defterdarlar, biri Rumeli defterdarı (baş defterdar) öteki Anadolu defterdarı olmak üzere iki tane idi. Defterdarlar, devletin maliye işlerine bakarlar, gelirleri toplarlar, giderleri karşılarlar ve bütçeyi hazırlarlardı.
Nişancı, kanunları çok iyi bilirdi. Gerektiğinde divanda açıklamalarda bulunur, yanlış bir karar alınmasını önlerdi. Fermanlara, padişahın tuğra denilen imzasını çizer, yabancı devlet hükümdarlarına gönderilecek mektupları yazardı. Tapu işlerine de bakar, has, zeamet ve tımar defterlerini tutardı.
Müftü (Şeyhülislâm), devlet işlerinin, İslam yasalarına ve kurallarına göre yürütülmesini sağlardı. Padişah fermanlarının, savaş ve barış kararlarının, idam hükümlerinin yürürlüğe girebilmesi için müftülerin, bunların dine ve din kurullarına uygun olduğunu belirten fetva vermeleri gerekirdi. Padişahlar ve büyükvezirler müftülerden fetva almadan bir işe karar veremezlerdi. Müftüler, halkın dinle ilgili sorunlarına da karşılık verirlerdi.
Kaptan Paşa (Kaptanıderya), deniz kuvvetlerinin başkomutanı idi. İstanbul’da bulunduğu zaman, divan görüşmelerine katılırdı. Denizcilikle ilgili işlerden sorumluydu.
Divanı Hümayunun Toplanması: Savaş olmadığı zamanlarda toplantı, Topkapı sarayında Kubbealtı denilen yerde yapılırdı. Sefer sırasında ise, ordugahta divan kurulurdu. Divanı Hümayunda çalışmalara sabah erkenden başlanırdı. Divan üyeleri, sabah namazından sonra, Kubbealtına gelirler, kendilerine ayrılan sedirler üzerine otururlardı. Bundan sonra reisülküttap, gündemi okur ve görüşmeler başlardı. Padişahlar, isterlerse divan görüşmelerini kafes arkasından dinlerlerdi. Divan üyeleri, haftada iki gün görüşmeler bittikten sonra Arz odasında padişah tarafından kabul edilirlerdi.
II. Mahmut 1838’de divanı kaldırdı. Bu kuruluşun yerini Babıâli aldı