Edebiyat Nedir Kısaca Anlamı. Edebiyatın Özellikleri Nelerdir?
Edebiyat; Olayları, düşünce ve duyguları söz ya da yazıyla anlatan sanat dalı; yazın. Edebiyat, birbiriyle ilgi üç kavramı anlatan Arapça bir sözcüktür:
1. Düşünce, duygu, tasarı ve izlenimleri, etkili ve uyumlu bir biçimde anlatan, ürünleri yazılı ya da sözlü olabilen sanat dalıdır.
2. Yazılı ve sözlü edebiyat ürünlerinin tümünün adıdır.
3. Herhangi bir bilim dalının kapsamına giren bilgilerin tümüdür.
Birçok sanatçı, edebiyat sözcüğünün yerine, “yazmak” eyleminden türetilmiş “yazın” sözcüğünü kullanmaktadır.
Edebiyat genelde yazılı ve sözlü olmak üzere ikiye ayrılır:
Sözlü edebiyat, anlatım aracı olarak sözün kullanıldığı, yazının bulunmadığı çağlarda üretilmiş (yazılı duruma sonradan getirilmiş), dilden dile söylene söylene günümüze kadar gelmiş, çoğunluğunun yaratıcısı belli olmayan, halkın ortak malı olmuş edebiyat ürünlerinin genel adıdır. Yazılı edebiyat, anlatım aracı olarak yazının kullanıldığı, yazarı belli olan, her tür edebiyat ürününün toplu adıdır.
Her ulusun kendine özgü bir edebiyatı vardır. Bu anlamda edebiyat; İngiliz edebiyatı, Türk edebiyatı, Fransız edebiyatı, Rus edebiyatı gibi adlar alır.
Edebi (yazınsal) türler oldukça fazladır. Bunların başlıcaları; şiir, öykü, roman, oyun, deneme, fıkra, anı, gezi yazısı, öz yaşam öyküsü, makale, haber, söyleşi, röportaj, günce, eleştiri, masal ve senaryodur. Bu türler de kendi içlerinde konularına, biçimlerine ve amaçlarına göre ayrılır.
• Edebiyat, genelde insanı ya kendi dünyasıyla ya da toplum içindeki ilişkiler bütünüyle değerlendirir. Bu değerlendirme, bir anlamda yeniden yaratmadır. Yaratma, temelde sanatın özüdür. Edebiyatçı, sanatçı kişiliğiyle, zengin deneyimi ve duyarlığıyla yeni bir dünya, yeni bir insan, yeni bir değerler sistemi yaratırken, yapıtına kendi damgasını vurmayı da bilir.
• Edebiyat da öteki sanat dalları gibi bir aynaya benzetilmiştir: Edebiyat yapıtı, en genel anlatımıyla, yazıldığı çağın tanıtımını yapar; o çağın insan tipini, ahlak anlayışını, toplumsal, kültürel, siyasal, ekonomik yaşamını belirli bakış açılarından yansıtır. Bu yönüyle edebiyat yapıtları, uygarlık tarihinin yapıtaşları olarak da değerlendirilebilir; ayrıca tarih, toplumbilim, sanat tarihi, ruhbilim, ekonomi gibi bilim dalları için zengin kaynak değeri taşır.
• Edebiyatçı, özgür olduğu oranda başarılı yapıtlar verebilir; gerçi edebiyatçının etkinliklerini kısıtlayan bazı doğal, toplumsal ya da yasal kural ve ilkeler vardır; ama o, öncü ve tutarlı kişiliğiyle bunları aşmasını bilir. Edebiyatçının özgürlüğü yalnızca toplumsal bir nitelik taşımaz; konu seçiminde, konuya uygun biçimin kullanılmasında, belirli bir üslubun oluşturulmasında da kendini özgür sayar. Sözgelimi edebiyatçı bireysel toplumsal, ulusal ya da evrensel bir konuyu işleyebilir; kendini yetkin saydığı türlerde (şiir ve düzyazı türleri) kalem oynatır; benimsediği dünya görüşünü en iyi biçimde sergileyebilecek bakış açısını yeğler.
• Edebiyatın, birey ve toplum yaşamında önemli bir yeri vardır: Edebiyat, insanoğluna duyarlık kazandırır. Edebiyat düşünebilme yetisini geliştirir. Edebiyatçı, geniş okur kitlesine ileteceği bir bildirisi olan kimsedir; bunu çeşitli biçimlerde ve değişik bakış açılarından sunarken, temel olay ve olgulardan yola çıkıp, okuru birtakım gerçekler üstünde düşünmeye yöneltir. Edebiyat, dünyaya değişik bir pencereden bakmayı sağlar: Herkesin bakıp da göremediği ya da ilgilenmediği kişi, durum, olay, nesne, vb bambaşka ve çarpıcı bir biçimde gösterir. Böylece, insanın yaşam deneylerinin zenginleşmesine, dünyanın daha güzel bir duruma getirilmesine kapı açar. Ama edebiyat yapıtları ile bilim yapıtları arasındaki ayrımı da bir yana atmamak gerekir. Bilimsel yapıtlar, sorunları bulgular ve gerçekçi çözümler önerir. Edebiyat yapıtlarının etkisi dolaylıdır.
Edebiyat, aynı zamanda sağlıklı bir dil bilinci oluşumuna katkıda bulunur. Dil, genelde edebiyatın yapıtaşıdır; edebiyat denilince akla hemen dil gelir. Her edebiyatçının kendine özgü bir dil anlayışı, daha doğrusu üslubu vardır. Edebiyatçı zaman zaman, dilde alıştığımız ölçü ve kuralların dışına çıkar. Bir iletişim aracı sayılan dil, edebiyat ile sanki bir amaç halini alır. Edebiyat genel olarak yazı dilinin yapısını belirler ve zenginleştirirken, konuşma diline de yeni boyut ve olanaklar kazandırır.