Elazığ Kız İsteme Adetleri ve Şerbet İçme

Kız evinden onay cevabı alınınca evlenmenin ilk olayları baÅŸlamış demektir. Baba, amca, dayı veya yakın akrabalardan bir kaç kiÅŸi, kızın babasına gider, kızı resmen isterlerdi. Cevap: Allah kısmet etmiÅŸ ise biz ne diyebiliriz? Hayırlı ise olsun… DeÄŸilse olmasın!., gibi alçak gönül ve tevekkül ile ya bir Evet! veyahut bir bahane ile hayır! diye de cevap verilebilirdi. Evet, cevabı alınırsa bir kaç gün sonra da ,yine oÄŸlanın yakınlarından bir kaç kadın, kız evine gider anasından da kız istenilirdi.

Bu o demektir ki, o zamanlarda bile bu gibi içtimaî ve önemli işlerde kadınlara da yer veriliyordu. Bundan sonra taraflar arasında ŞERBET İÇME merasimi yapılırdı, aynen şöyledir:

OÄŸlan evi tarafından yakınları, dostları ve komÅŸuları hatırı sayılanlar bir kaç gün önce bu merasime davet edilirler. Belli gün ve saatte oÄŸlan evine gelen bu davetli topluluÄŸu bir cemm-i gafir halinde oÄŸlan evinden kız evine kadar yürüyerek giderler ve ev sahipleri tarafından karşılanırlar. Kız evinde de aynı nicelikte davetli bulundurulurdu. Bu misafirler hep bir arada büyük selâmlık odalarında veya geniÅŸ sofalarda otururlar, zemin ve zamana göre konuÅŸulurken, tarafların arasından iÅŸten anlayan bir kaç kiÅŸi seçilerek baÅŸka bir odada oÄŸlan tarafının vereceÄŸi baÅŸlık ve diÄŸer eÅŸyanın cinsi ve miktarı üzerinde görüşmeler baÅŸlardı. Bazen bu iÅŸte taraflar arasında çok sert konuÅŸmalar ve hatta anlaÅŸmazlıklar olur ve bu soÄŸuk hava içinde evlenmenin geri bırakıldığına ve davetlilerin ÅŸerbet içmeden dağıldıklarına da tesadüf edilirdi. AnlaÅŸmada muvafakat oldu mu, güzel sesli hafızlar tarafından AÅŸr-i ÅŸerifler okunur, misafirler arasındaki âlimlerden birisi tarafından yapılan duanın sonunda, büyük gümüş tepsiler içinde, ya Hint iÅŸi madenî kupalar veya çok eski devirlere ait renkli, çiçekli, kesme bellor bardaklarla ÅŸerbetler dağıtılır, içildikten ve taraflar tebrik edildikten sonra merasime son verilirdi ki, bu merasime Harput’ta (Sakal öpme), (Åžerbet içme) veya (Hutbe) gibi isimler verilirdi.

Kaynak: İshak Sunguroğlu- Harput Yollarında