Eski türk evlerinin ana öğelerinden biri olan duvara gömülü dolaplar, işlevsellikleri yanında, ahşap süslemeli kapılarıyla da ilgi çeker.
Odaların bir duvarı, boydan boya “gömme dolap” ya da “yerli dolap” denilen bölümlere ayrılırdı. Raflı olan bu dolaplarda çamaşırlar, giysiler vb. bulunurdu. Yüklük’ler ise gündüzleri yatak, yorgan, yastık vb.’nin yerleştirildiği ahşap dolaplardı. Yüklüklerden biri yıkanma yeri (gusülhane) olarak düzenlenirdi. Büyük konaklarda ayrıca dön-me dolap’lar vardı.
Dolap Çevirmek Deyimi
Eskiden vezir, paşa, sadrazam gibi büyük adamlarla zenginlerin konakları olurdu. Bu konakların kadınlar tarafına haremlik, erkeklerin bulunduğu tarafa ise selâmlık denirdi.
Kadınlar tarafı ile erkekler tarafı arasındaki duvara bir eksen etrafında dönen, silindir şeklinde kapaksız bir dolap yerleştirilirdi. Bu dolabın kapağı yoktu. Yarısı açık, yarısı kapalı olan bu dolabın içinde sıra sıra geniş raflar bulunurdu. Kadınlar kısmında pişirilen yemekler, bu dolap aracılığı ile selâmlık kısmına servis edilirdi. Kadınlar, dolabın raflarını yemeklerle doldurduktan sonra, döndürerek açık tarafını erkekler kısmına çevirirlerdi. Raflar boşalıp, yerlerine boş tabaklar konunca da, erkerlerce kadınlar tarafına çevirilirdi. Böylece kadınlarla erkekler, birbirlerinin yüzlerini görmeden servis yapılırdı.
İşte bu dolapların, zaman zaman gönül işlerinde kullanıldığı da olurmuş. Mesela, delikanlının biri sevdalısına kimselere çaktırmadan mektup, gül falan verecek olsa dolabı kullanırmış. Haremlik bölümünden bir mendil mi gönderilecek, yine dolap aracılığı ile iletilirmiş. Dolap çevirme deyimi, o devirlerden kalmadır.
Dolap Çevirmek deyimi, gizli kapaklı işleri olan, dalâvereler döndüren kimseler için “yine bir dolap çeviriyor” şeklinde kullanılır.