Beşik Nedir?
Beşik, ahşap, hasır ya da demirden yapılmış yanları kapalı ve yatay bir çubuğa asılmış ya da sallanan ayaklar üstüne yerleştirilmiş bebek yatağı.
Beşik: Kaynağı bilinmeyen çok eski bir eşya türüdür. İlk beşikler oyulmuş ağaç gövdelerinden, üstü açık uzunca kutular biçimindeydi.
Başlangıçta sallanan ayakların sabit olmadığı anlaşılmakladır. Daha sonraki örnekler ise aynalık tahtalarıoymalarla donatıldı, kakma ya da yaldızlı tunç levhalarla bezendi. Her dönemde basit kutulardan, I8 yüzyıl Fransa’sının incelikle işlenmiş, kumaşlarla kaplı gösterişli beşiklerine kadar çeşitlemeler gösteren örnekler üretildi.
Ortaçağda köylü bebekleri hafif, ahşap ya da sepetlen yapılmış beşiklerde uyutulurken, saraylıların ve soyluların bebekleri için altın, gümüş ve değerli taşlarla donatılmış beşikler yapıldı. I5 yüzyıldan 17 yüzyıla değin gözde olan sallanan ayaklar üzerine yerleştirilmiş beşiklerin yerini 18 ve 19 yüzyıllarda iki uçtan desteklere asılan sepet işi beşikler aldı.
Türklerde Beşiğin Tarihi ve Gelişimi
Beşiğin Türklerde ve Doğulu toplumlarda da eskiden beri kullanıldığı bilinmektedir. Orta Asya’da yapılan kazılarda 1. yüzyıla ait olduğu sanılan bir Hun mezarından bir beşik çıkmıştır. Bu beşik genel özellikleriyle günümüz Kazak ve Kırgız beşiklerinin aynıdır
Anadolu’da beşik, kullanıldığı bölgeye ve toplumsal çevreye göre farklı biçimler almıştır. Halkın kullandığı beşikler çoğu kez ceviz, pelesenk, abanoz, servi ve demirhindi gibi dayanıklı ağaçlardan yapılmış, basit ve işlevsel eşyalardır. Yay biçimindeki kavisli tabanlara oturan dört ayak, korkuluk çubukları, parmaklıklar ve cibinlik çubuğu beşiğin başlıca parçalarıdır.
Beşiği süsleyen nakışlar, kullanıldığı bölge ve topluluğa göre az ya da çok olur. Taşıma güçlüğü dolayısıyla çoğunlukla salıncağı yeğleyen göçebelerin portatif beşik kullandıkları da görülmüştür.
Ege Bölgesi’nde tabanı düz. yanları dışarıya eğimli, baş ve ayak uçlarına kasnak geçirilen üstünde tutmak ve çocuğun ilgisini çekecek şeyler asmak için “kaş” adlı bir kol bulunan beşikler yaygındır. Orta ve Doğu Anadolu’da görülen beşiklerde çocuk yün ya da kenevirden örme bir tabana yatırılır. Bu örme yatak bölümü çözülerek çocuk sırtta da taşınabilir Bu beşik tipi göçebelikle yerleşik yaşamın iç içe olduğu bir kültürün ürünüdür.
Beşik Gönderme Geleneği
Beşik gönderme de önemli bir gelenekti. Orta Anadolu’da bebeğin doğumundan bir hafta kadar sonra, dedesi ya da dayısı bir beşik yaptırırdı. Beşiğe yastık, bebek başlığı ve yorgan konurdu. Aile yakınlarının başlığına altın taktıkları ya da armağanlar koydukları beşik, kırmızı bir bürümcükle örtülerek bebeğin evine gönderilirdi.
Halk arasındaki bu gelenek Osmanlı sarayında da vardı. Padişahın bir çocuğu doğduğunda valide sultan, sadrazam ya da saray kethüdası birer beşik hazırlatırdı. Bu beşikler. Beşik Alayı adı verilen bir törenle, sarayın iç hizmetlerine bakanlar tarafından Enderun ağalarıyla birlikte Harem divan yerine bitişik olan kapısına bırakılırdı. Beşik oradan darûssaade ağası ve başka görevlilerce alınıp Harem dairesine götürülürdü Bu törenler sırasında, hizmeti geçenlere armağanlar verilmesi gelenek haline gelmişti. Saraylarda kullanılan beşikler daha karmaşık yapılı ve zengin bezemelidir. Kadife kaplama, ahşap üstüne fildişi, sedef, bağa ve değerli taş kakmalı olanlara rastlandığı gibi, özellikle Osmanlı sarayında Edirnakari işlemeli olanlar da kullanılmıştır.