Türkiye’de gölge oyunu. Gölge oyununun Türkiye’ye ne zaman ve nereden geldiÄŸi konusunda çeÅŸitli görüşler vardır. Prof. Jacob’un bir olasılık olarak öne sürdüğü ve Tahir Alangu’nun da desteklediÄŸi bir görüşe göre, karagöz oyunlarında çingene öğelerinin fazlaca yer alması da dayanak olarak gösterilerek, Türkiye’ye gölge oyunun çingene oynatıcılar aracılığıyla Cava ve Hindistan’dan geldiÄŸi öne sürülmüştür. Ancak bu görüşü güçlendirecek herhangi bir kanıt yoktur.
Bir görüşe göre de, gölge oyunu XVI. yy’da Yahudiler aracılığıyla Ä°spanya ya da Portekiz’den Türkiye’ye gelmiÅŸtir. Nitekim XVII. yy. gezginlerinden Thevenot, Türkiye’de gördüğü gölge oyunlarını anlatırken oynatıcıların çoÄŸunluÄŸunun Yahudi olduÄŸunu yazar. Çok çeÅŸitli kaynaklarda da yahudi oynatıcılardan ve oynattıkları çeÅŸitli gölge oyunlarından söz edilmektedir. Bunun yanı sıra bu ülkelere de gölge oyununun Araplar’dan geçmiÅŸ olması olasılığı üzerinde durulmaktadır. Ancak bu konuda kesin bir sonuca varabilmek için eldeki kaynaklar yetersizdir.
Gölge oyununun XVI. yy.’da Mısır’dan Türkiye’ ye geldiÄŸi konusunda oldukça fazla kanıt vardır. Bunlardan en önemlisi, ilk kez Prof. Jacob’un ilgisini çeken, Arap tarihçi Mehmet bin Ahmet bin ilyas ün-Hanefi’nin Be-dâyi üz-zuhur fi vekaayi üddühûr adlı mısır tarihidir. Bu kaynakta Mısır’daki gölge oyunundan söz edilmekte ve Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı ele geçirdikten sonra (1517) astırdığı memluk sultanı Toman-bay’ı canlandıran bir gölge oyununu izleyip çok beÄŸendiÄŸi, oynatıcıya iÅŸlemeli bir kaftan armaÄŸan edip Ä°stanbul’a giderken kendisiyle birlikte gelmesini istediÄŸi kayıtlıdır. Nitekim kaynaklardan kendisiyle birlikte altı yüz mısırlının Ä°stanbul’a geldiÄŸi ve üç yıl sonra da yurtlarına döndükleri öğrenilmektedir.
Öküz Mehmet PaÅŸa’ nın padiÅŸah kardeÅŸi Gevherhan Sultan’la evlenmesi nedeniyle düzenlenen ÅŸenliklere de Mısır’dan gölge oyunu oynatıcılarının getirildiÄŸi bilinmektedir. Bu görüşü destekleyen kanıtlardan biri de XVI. yy.’da gölge oyunu üzerine belgelerin birden artması ve kukla için kullanılan hayal sözcüğünü gölge oyunundan ayırmak için zili ü hayal ya da hayal vüzıll terimlerinin kullanılmış olmasıdır. Ebussuut Efendi’nin gölge oyununa iliÅŸkin fetvaları da gene XVI. yy.’dadır. 1582 ÅŸenliÄŸini anlatan Surname-i hümayunda da gölge oyunu ayrıntılı bir biçimde anlatılmakta, ustaların adları verilmektedir.
Bu belgelerden de anlaşılacağı gibi, gölge oyununun Türkiye’ye giriÅŸine iliÅŸkin en saÄŸlam görüş, XVI. yy.’da Mısır’dan geldiÄŸine iliÅŸkin olandır. XVII. yy.’da ise Türk gölge oyununun kesin biçimini aldığı görülür. Türkler, XVI. yy.’da Mısır’dan perde gerisine gölge yansıtarak oyun oynatma tekniÄŸini almış, buna kendi yaratıcılığını da katarak çok renkli, hareketli özgün bir biçim vermiÅŸlerdir, ilkin Mısır gölge oyunlarında görülen birbirinden kopuk sahneler türk gölge oyununda da yer almıştır. Mısır gölge oyununda tiplemeler yoktur. Nitekim XVI. yy.’da Karagöz ve Hacivat adından söz edilmez. Ancak daha sonra özellikle XVII. yy.’da baÅŸta Evliya Çelebi olmak üzere, birçok gezgin, karagöz oyunlarından ve tiplemelerinden söz etmiÅŸlerdir.
Türk gölge oyunu kesin biçimini aldıktan sonra Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’ nun etki alanı ve çevresinde yayılmış, Mısır’a da bu yeni biçimiyle dönüp yerleÅŸmiÅŸtir. Nitekim birçok gezgin, XIX. yy’da-ki Mısır gölge oyunundan söz ederken bunun karagöz olduÄŸunu, Mısır’a Türkler aracılığıyla geldiÄŸini ve çoÄŸunlukla türkçe oynatıldığını anlatır. Türk gölge oyunu Karagöz-Hacivat tiplemesi belirginleÅŸip yerleÅŸtikten sonra Karagöz” adıyla anılmaya baÅŸlamıştır.Â