Esk. Çoğul olarak, muharrem ayının ilk günlerinde ilahi ve ağıtlar söyleyerek kapı kapı dilenen görmezlere verilen ad. 2. Dilenci. 3. Bir kimseye, kişisel çıkarları için dalkavukluk, şakşakçılık eden kimse.
Goygoycular adının ağıtların sonunda yinelenen “hey kaygulu canım” sözünün halk dilinde “hey goygoy canım” biçimini almasından kaynaklandığı öne sürülür.
İstanbul Şehzade camisi çevresindeki Tabhane adı verilen vakıf binaya yerleşen Anadolu’dan gelme görmezler, muharrem ayında yanlarına gözleri gören sakat bir yedekçi alarak altışar kişilik gruplar halinde dolaşırlardı. Tümünün giyimi bir örnekti. Cüppe giyer, yemeniden sarık sarar, ellerinde uzun bir asa taşırlardı. Omuzlarında iki bölmeli bir torba (keşkül) olurdu. Her evin önünde durur, halka oluşturacak biçimde dizildikten sonra Kerbela‘ da şehit edilen Hüseyin’i anarak kasideler, mersiyeler, ilahiler okur, evin sahibi yiyecek ya da sadaka verdikten sonra dua ederlerdi.
Topladıklarını cinsine göre ayırarak keşküllerine doldurur, Tabhane’ye döndüklerinde aşure pişirip hem kendileri yer, hem de yoksullara dağıtırlardı. XVI. yy.’a ilişkin belgelerden, toplanan bağış ve sadakaları aralarında eşit olarak bölüştüren bir kethüdaları olduğu da öğrenilmektedir.