Verdiği parlak ışık, ısı, görkemli görünüşü, karanlığı yenmesi, canlıların yaşamını sağlaması, güzelliği, elinin açıklığı vb. konu edinilir.
Gezegenlerin sultanı olduğu belirtilir: Güneş padişahtır; Ay veziri, Merkür kâtibi, Venüs sazendesidir vb. Saçtığı ışık dolayısıyla yüzüne bakanların gözleri yaşaran Güzelliği Hz. Yusuf’un güzelliğiyle karşılaştırılır. Ufukta yükselip alçalmasıyla insan bahtı arasında bağ kurulur. Gün boyunca gökyüzünde göründüğü yerin değişmesi dağlara düşmüş Mecnun’un hareketini andırır. Dönüp durması dolayısıyla içki meclisinde elden ele dolaşan kadehe, gezen ve sema eden dervişlere benzetilir. Sevgilinin yüzü, yanağı güneş gibidir. Saçları rengi bakımından geceye, âşığın gözyaşları çokluğu dolayısıyla yıldızlara benzer. Güneşin tutulması, kıyamet belirtisi olarak batıdan doğacak olması sözkonusudur. Işığı viranelere kadar girdiği gibi âşığın viran gönlüne de girer. Görünüşü tacı andırır vb.