Hacerü’l-Esved Taşı Hikayesi Kısaca

Hacerü’l-esved, Kâbe’nin doğu köşesinde, yerden 1,5 m yükseklikte yer alan, parlak, siyahımsı taş.

Müslümanların kutsal saydıkları Hacerü’l-esved, yaklaşık 30 cm çapında, yumurta biçiminde, kara, sarımsı, kırmızı çizgili ve feldispat türündendir. Söylentiye göre, buraya Kâbe’nin ilk yapımı sırasında Hz. İbrahim tarafından konuldu.

Kâbe’nin geçirdiği bir yangının ardından onarımı sırasında (605), Hacerü’l-Esved’in yerine kimin tarafından konulması konusu, Mekkeliler arasında tartışmaya yol açtı. Konuyu tartışanlar, yanlarına ilk gelen kim olursa bu işi onun yapmasını kararlaştırdılar. Gelen ilk kişi, daha peygamberliği inmemiş olan Hz. Muhammed oldu. Hz. Muhammed, taşı bir yaygının üzerine yerleştirdi ve Mekke’nin önde gelenlerine yaygının kenarlarını tutturarak hep birlikte taşın yerine konulmasını sağladı. Bu zekice çözüm yolu herkesi memnun etti. Mekke’nin müslümanlarca alınmasından sonra bütün putları kaldırıp atan Hz. Muhammet, Hz. İbrahim’den bir anı olarak saygıyla korudu.

Emeviler’in Mekke kuşatması sırasında mancınıklarla atılan taşlardan biri Hace-riesvet’e gelerek kutsal taşı üç parçaya böldü. Abdullah bin Zübeyr, bu taşları bir gümüş çerçeveyle birleştirerek eski yerine koydu. Mekke’yi işgal eden Karmati-ler (929), Hacerü’l-Esvedi kaçırarak kendi tapınaklarına koydular. Ancak, 22 yıl sonra taş yeniden Kabe‘deki yerine götürüldü (951).

Hacerü’l-Esved, Kâbe’yi tavafın başlangıç ve bitiş noktasıdır. Tavafta, her dönmeden (şavt) sonra Hacerü’l-Esvedi  öpmek ya da el sürmek sünnet sayılır. Kalabalık nedeniyle bunlar yapılamazsa, sağ kol taş yönüne uzatılarak selamlanır (istilam).