Hadım: erkekliği giderilmiş erkek. Osmanlı devletinde saraylarda ve vezir konaklarında harem denen kadınlara özgü dairelerde hizmet gören görevliler. Sakatlanmamış olmalarına karşılık yahudi kralların odalarının korunmasıyla görevli kişilere verilen ad.
Asurlular ve daha sonra Persler önemli görevleri hadımlara vermeyi yeğlerlerdi. Bu kişilerin kayıracak çocukları bulunmadığından daha güvenilir ve daha az hırslı oldukları kabul edilirdi. Ahemeniler döneminde ana-babalar, kendisine kralın sarayında bir gelecek sağlamak için oğullarının birini iğdiş etmekten kaçınmazlardı.
Anadolu’da ana tanrıça Kybele kültünde Attis rahiplerinin (gallos) hadım olmaları zorunluydu. Kybele’nin aşkına kendilerini hadım eden gallosların yönettiği ilkbahar ayinlerinde, kimi zaman gençler coşarak kendilerini iğdiş eder, böylece ana tanrıçayla bütünleştiklerine inanırlardı. Arınmış, kusursuz, ermiş olarak nitelenen bu kişiler, özgürlüğün simgesi olan phrygia başlığını giymeye hak kazanırlardı. Hadımlar Anadolu dinleri yoluyla Roma ve Bizans’a girdiler. Bizans’ta sarayla ilgili önemli görevlere hadımlardan başkası getirilmezdi. Patricius tanım olarak baba anlamına geldiği halde, Bizans’ ta hadım olan patriciuslar vardı ve bunlara köse (tüysüz) denirdi.
Hıristiyanlıkta, Kilise bu uygulamayı hiçbir zaman onaylamadı ve kullanmadı, ancak Origenes gibi iffetini yitirmek zorunda kalmamak için kendisini sakatlayan gönüllü hadımlara rastlanır. Origenes’e öykünenlerin hızla artması yüzünden Nikomedeia konsili hadımların papaz olmalarını yasaklamak zorunda kaldı.
İslam dininin iğdiş etmeyi kesinlikle yasaklamasına karşın, islamlığın yayıldığı bütün alanlarda daha önceden var olan bu gelenek islam dünyasında da sürdü. Önce bizans ve sasani saraylarının etkisiyle emevi saraylarında hadım kullanılmaya başlandı. Abbasiler döneminde bunların önemi ve sayısı arttı. Halife Muktedirin siyah ve beyaz 11000 hadimi bulunuyordu. Endülüs emevi, fatımi saraylarında hadımların varlığı bilinmektedir. Abbasi halifeliğinin saray geleneklerini örnek alan çeşitli türk ve islam devletlerinde hadım kullanma geleneği sürdü (Samaniler Gazneliler, Büyük Selçuklular ve kolları, ihşidiler, Mısır Memlukları vb). Bütün ortaçağ islam devletlerinde var olan bu kurum Osmanlılarda da vardı. Genellikle hadımların siyahları harem hizmetlerinde, beyazları ise hükümdarın özel hizmetinde kullanılıyordu. Hadımlardan bazıları önemli devlet görevlerine yükseldiler.
Kadınların kilise korolarına alınması-yasak olduğundan ve binbir güçlükle eğitilen çocukların kısa süre sonra sesleri değiştiğinden, XVII. yy.’a değin kiliselerde hadım şarkıcılardan yararlanıldı. Ses alanları daha geniş, sesleri daha güzel ve güçlü olan bu tür şarkıcılar, XVII. yy.’dan XVIII. yy.’ın sonlarına değin opera dünyasına egemen oldular. Y