Halk mizahı başlığı altında Köy Seyirlik Oyunları, Orta Oyunu ve Karagöz (Gölge Oyunu) gibi tiyatral ürünlerin içerisinde geçen söze ve eyleme dayalı mizah unsurları ile halk edebiyatı alanının fıkra, mizahi destan gibi türleri değerlendirilebilmektedir.
Orta Oyununda Kavuklu ile Pişekar’ın, Karagöz’de Hacivat ile Karagöz’ün arasında söz ve eylem boyutunda geçen çekişmeler, oyunları izleyen halk için bir mizah unsuru olarak ön plana çıkmaktadır.
Fıkra ve mizahi destan gibi halk edebiyatı türleri de anlatan ve dinleyen açısından mizahi bir doyuma ulaşma işlevini yerine getirmektedirler. Eğlence ve oyun kavramlarıyla yakın ilişki içerisinde olan mizah kavramı paralelinde halk kültürü içerisinde önemli bir zenginlik ortaya konulmuştur.
“Fıkra, hikaye çekirdeğini hayattan alınmış bir vak’a veya tam bir fikrin teşkil ettiği kısa ve yoğun anlatımlı, beşeri kusurlarla içtimai ve gündelik hayatta ortaya çıkan kötü ve gülünç hadiseleri, çarpıklıkları, zıddiyetleri, eski ve yeni arasındaki çatışmaları sağduyuya dayalı ince bir mizah, hikmetli bir söz, keskin bir istihza yoluyla yansıtan; umumiyetle bir fıkra tipine bağlı olarak nesir diliyle yaratılmış, sözlü edebiyatın müstakil şekillerinden ibaret yaygın epik-dram türündeki realist hikayelerden her birine verilen isimdir” (Yıldırım, 1999: 3).
“Mizahi destanlar, âşıkların eğlenmek, eğlendirmek, eğlendirerek öğretmek ya da bir şeylere eğlendirerek dikkat çekmek amacıyla hitap ettikleri dinleyici/okur kitlesini dünya görüşünü göz önünde bulundurarak üslupları elverdiğince mizahın çeşitli tekniklerinden yararlanmak suretiyle vücuda getirdikleri, içinde güldürü unsurlar barındıran, insanı ilgilendiren neredeyse her konunun ele alındığı şiirler olarak karşımıza çıkmaktadırlar” (Güvenç, 2015: 242).
Birbiriyle yakın ilişki içerisinde olan fıkra ve mizahi destan türleri, halkın mizah ihtiyacı karşılama noktasında önemli bir işlevi yerine getirmektedirler. Anılan türlerde işlenen konular halka aittir. Konuların halka ait olması ve halkın kendinden unsurları bu ürünlerde bulması, anılan türlerin yaygınlığında etkili olmuştur.
Halkın gündelik hayata içerisinde ortaya çıkan mizahi durumlar zamanla bir fıkra ya da mizahi destanın çekirdeğini oluşturmuştur. Bu noktada mahalli fıkra tipleri ve onlar etrafında teşekkül eden anlatıların, halk mizahının beslendiği önemli kaynaklardan biri olduğunu söyleyebiliriz.
Saim Sakaoğlu’nun 1. Türkçe konuşulan bütün ülkelerde bilinen tipler, 2. Sadece bir iki Türk ülkesinde bilinen tipler, 3. Sadece dar bir bölgede bilinen tipler şeklindeki fıkra tasnifi (1992: 27) içerisinde mahalli fıkra tipleri üçüncü grupta değerlendirilebilecek bir niteliğe sahiptir.
Türk kültür coğrafyasının tamamında ya da bazı yörelerinde bilinen ürünler, Türk kültürüne mal olmuş birer zenginlik olarak karşımızda durmaktadırlar. Bu zenginliğe yapılacak yeni eklemlemeler noktasında mahalli fıkra tipleri önem arz etmektedir. Halk hayatnda mizah unsuru var olduğu sürece, mahalli fıkra tipleri yaratlmaya onlarla ilgili anlatlar aktarılmaya devam edecektir. Günümüzde mahalli fıkra tipleri etrafında teşekkül eden anlatlar şeklinde nitelendirdiğimiz ürünlerin birçoğu, ilerleyen süreçte yerelden evrensele doğru bir gelişim kaydetmeye açık bir niteliğe sahiptir. Karadeniz yöresine has mahalli fıkra tipi Temel de örneği görülen bu durum, mahalli fıkra tipleri ve onlar etrafında teşekkül eden anlatıların geleneğin aktarımı ve canlılığını sürdürmesindeki etkisini gösteren önemli bir veridir.
Kaynak: Mustafa Aça Halkbilimi El Kitabı