İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI
Genel Özellikleri
- Bu uygarlıklar, genellikle yaşam koşullarının uygun olduğu akarsu boylarında yaşayan toplumlar tarafından kurulmuştur. Bu uygarlıkların birçoğu Akdeniz Bölgesi’nde ortaya çıktığı için “Akdeniz Uygarlıkları” da denilir.
- İlkçağ uygarlıkları günümüz toplum yaşantısının temelini atmışlardır, (devlet örgütü, memleket yönetimi, ordu, yazılı hukuk vb.)
A) ANADOLU UYGARLIKLARI
- Anadolu; coğrafi konumu, elverişli iklimi, verimli toprakları, göç ve ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle büyük ve önemli uygarlıkların kurulduğu bir bölge olmuştur.
- Mezopotamya Uygarlığı’nın birçok özelliği, Ege ve Yunanistan’a Anadolu üzerinden taşınmıştır.
- Anadolu’da M.Ö. III. binde Hattiler ilk siyasi birliği kurmuşlar ve gelişmiş bir kültür yaratmışlardır. Hattilerin yarattığı kültür, Hititlere öncülük etmiştir.
1) HİTİTLER (M.0.2000 – M.Ö. 1200)
- Hititler, MÖ II. bin başlarında Anadolu’ya gelmişler ve Kapadokya adı verilen Kızılırmak yayı içine yerleşmişlerdir. Başkentleri Hattuşaş'(Boğazköy)tır.
- Anadolu’nun ilk büyük devletini kuran Hititler, kendilerinden önceki kültürle, Mezopotamya ve Mısır kültürünü kaynaştırarak Anadolu kültürünün temelini atmışlardır.
- Devletin başındaki kral; başkomutanlık, başrahip-tik, başyargıçlık görevlerini de kendinde toplamıştır. “Pankuş” adı verilen ve asillerden oluşan meclis, kralın yetkilerini sınırlayıp denetleyebilmiş; Kraliçe Tavananna da yönetimde etkili olmuştur.
- Hitit Devleti M.Ö. XII. yüzyılda Ege göçleri sonunda siyâsi birliğini kaybetmiş ve M.Ö. VII. yüzyılda önce Âsurluların daha sonra bütün Anadolu ile birlikte Perslerin egemenliğine girmiştir.
- Hititlerde toplum; Soylular, Rahipler, Halk (asker, tüccar, köylü vb.), Köleler olmak üzere sınıflara ayrılmıştır. Aile, mülkiyet, ticaret gibi hükümler içeren Hitit Yasaları, Sümerlerden etkilenmiştir. Daha insancıl olan Hitit yasaları, fidye esasına dayanırdı. Medeni Hukuk’un temeli Hititlerce atılmıştır.
- Ekonomik hayatın temeli tarım ve hayvancılıktı. Dokumacılık da gelişmişti.
- Dinleri çok tanrılıdır. Mezopotamya’da olduğu gibi tanrılarını insan şeklinde düşünmüşlerdir. Her şehrin bir tanrısı olduğundan ülkelerine “Bin Tanrı İli” adı verilmiştir. Tanrılarının toprak ve tunçtan yapılmış heykelcikleri ile kabartmaları İvriz ve Yazılıkaya’da bulunmaktadır.
- Hititler, tanrılarına hesap vermek amacıyla krallarının yaptıklarını anlatan “Anal” diye anılan yıllıklar tutmuşlardır. Anallar, nesnel tarih yazıcılığının ilk örneklerini oluştururlar.
- Kadeş Savaşı ve Antlaşması’nın taraflarından biridir.
2) FRİGLER (M.Ö. 800 – 676)
- Hititlerin yıkılmasından sonra Kızılırmak ile Sakarya nehirleri çevresinde kurulmuşlardır. Bu devletin kurucusu, başkent Gordion’a adını vermiş olan Gordios’tur. Kral Midas zamanında devletin sınırları Orta ve Güneydoğu Anadolu’yu da içine alacak şekilde genişlemiştir.
- Frigyalılar tarıma önem vermişler ve tarımı korumak için yasalar koymuşlardır. Örneğin, öküzünü kesene, sabanını kırana ölüm cezası vermişlerdir. Kilim dokumacılığı gelişmiştir. “Tapates” adını verdikleri kilimleri ünlüdür.
- Dini inançları Hititler gibi çok tanrılıdır. En büyük tanrıları Tanrıça Kibele (Ana Tanrıça)’dir. Tapınaklarını dağlardaki kayalara yapmışlardır. Fenike Alfabesi’ni kullanmış olan Frigler, Hitit ve Yunan sanatının etkisinde kalmışlardır.
3) LİDYALILAR (M.Ö. 687 – 547)
- Batı Anadolu’da Gediz ve Küçük Menderes nehirleri arasındaki bölgede kurulmuştur.
- Efes’ten başlayan, Lidya’nın başkenti Sard’dan geçen ve Mezopotamya’da Ninova’ya kadar uzanan Kral Yolu sayesinde Mezopotamya ile olan ticaret gelişmiş ve Lidyalılar çok zenginleşmiştir. Başkentleri Sard bir altın deposu haline gelmiştir.
- Orduda ücretli asker kullanmışlardır. Bu nedenle de Perslere yenilip yıkılmışlardır.
- Parayı ilk defa bulup kullanan Lidyalılar, ticaretin gelişmesini sağlamışlar ve böylece çağdaş ekonominin temelini atmışlardır. Hititler gibi Hint-Avrupa dillerinden birini kullanan Lidyalılar, Fenike Alfabesi’ni kullanmışlardır. Lidyalılar, dini inanış olarak Yunan tanrılarına tapmışlardır. Ölülerini tümülüs (yığma tepe) ile gizlenen odalara gömmüşlerdir.
- Taş işçiliği, kuyumculuk, dokumacılık, madencilik, çömlekçilik ve dericilikte ilerlemişlerdir.
- Karun Hazinesi, bu uygarlıktan günümüze ulaşan en görkemli örnektir.
4) İYONYALILAR (M.Ö. 1200 – M.Ö. 546)
- İlkçağ’da, İzmir ve Büyük Menderes nehirleri arasındaki kıyı kesimine İyonya deniliyordu.
- Ö. 1200 yıllarında Yunanistan’da yaşayan Akalar, Dor istilası nedeniyle Batı Anadolu sahillerine kaçmışlar ve bu bölgede yerli halkla kaynaşarak “Polis” adı verilen şehir devletleri kurmuşlardır.
- Her biri bağımsız olan bu şehir devletlerinin en tanınmışları Milat (Miletos), Efes (Efesos), Halikarnas ve İzmir (Smyrna)’dr. Bu şehir devletleri, önceleri kralların, sonra asillerin oluşturduğu oligarşik hükümetler ve daha sonra da aristokratik cumhuriyetlerce yönetilmişlerdir.
- İyonlar, Lidyalıların Ön Asya ve Anadolu ile ticaret yapmalarını engellemeleri üzerine Karadeniz’de, Mısır’da, Güney Fransa’da (Marsilya) ve İspanya kıyılarında koloniler kurmuşlardır. Ön Asya’dan gelen ticaret yollarının bitiş noktasında olması nedeniyle İyonya bir küttür merkezi haline gelmiştir.
- Ayrıca dinsel baskının olmaması, ticaretle zenginleşmeleri ve kurduktan koloniler vasıtasıyla değişik uygarlıktan tanımaları sonucunda İyonya’da özgür düşünce ve buna bağlı olarak, pozitif bilimler gelişme göstermiştir.
- Matematik ve geometride Tales ve Pisagor, felsefede Heraklit, tıpta Hipokrat, tarihte Heredot önemli gelişmeler sağlamışlardır.
- Fenike Alfabesi’ni kullanmışlar ve geliştirmişlerdir. Çoktanrılı dinlere inanmışlar; ancak yöneticiler seçimle işbaşına geldiğinden dinsel baskı olmamıştır. Mimaride kendilerine özgü bir stil (İyon Nizamı) oluşturmuş ve mermerden eserler vermişlerdir. Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı, İyonlara aittir.
- İyon şehir devletleri, M.Ö. VII. yüzyılda Lidya’nın daha sonra da M.Ö. VI. yüzyılda Perslerin egemenliğine girmişlerdir.
- Perslerin, İyon şehir devletlerini ele geçirmeleri Yunan şehir devletleri ile Persler arasında Pers – Yunan Savaşlarına neden olmuştur.
5) URARTULAR
- Ö. IX. yüzyılda, Asya kökenli Hurriler tarafından Van Gölü çevresinde kurulmuşlardır. Başkentleri Tuşpa’dır. Merkezde krallar, taşrada valiler yönetimi üstlenmiştir.
- Urartular, tabiat varlıklarına tapmışlardır. Krallara ait olduğu zannedilen ve merdivenlerle inilen mezarları vardır. Öldükten sonra yaşama inanmışlar ve mezarlarına çeşitli eşyalar koymuşlardır.
- Van’a su getirmek için yapılmış olan kanallar. Urartu mimarisinin çok geliştiğini göstermektedir. Urartular, Asur çivi yazısını kullanmıştır.
B) MEZOPOTAMYA UYGARLIĞI
- Anadolu’nun güneydoğusundan başlayan, Fırat ile Dicle Nehirlerinin arasında kalan ve Basra Körfezi’ne kadar uzanan bölgeye İlkçağ’da Mezopotamya adı verilmiştir. Göç yolları üzerinde bulunması, iklimin uygun, topraklarının verimli, sulama olanaklarının gelişmiş olması nedeniyle dışardan pek çok kavim buraya gelip yerleşmiş ya da istila etmiştir.
- Mezopotamya’nın siyasi tarihi M.Ö. IV. binlerde kuzeydoğudan bölgeye geldikleri tahmin edilen Sümerler ile başlar. Daha sonra bu bölgede Elam, Akad, Babil ve Asur uygarlıkları görülür.
- Bu uygarlıklar tarafından Mezopotamya bölgesinde oluşturulan sanat eserleri, bölgede dayanıklı malzemenin az olması nedeniyle genellikle tuğla ve kerpiçten yapılmıştır. Dayanıklı malzemeden yapılmayan bu eserler göçler, istilalar veya doğal felaketler sonucu yıkılmış ve günümüze kadar ulaşamamıştır.
- Mezopotamya’da en eski devirlerden beri ticaret önem kazanmıştır. Anadolu, Suriye ve Mısır ile ticaret yapılmıştır. Mezopotamya uygarlığı etkisini en çok Anadolu’da göstermiş ve Akdeniz uygarlığının temelini oluşturmuştur.
1) SÜMERLER
- İnsan topluluklarının ilk siyasi örgütlenmesi olan kent devletlerinin bilinen ilk örneği Sümerlerde görülür. Bu şehir devletlerinin başında dinsel ve siyasi güce sahip “patesi” adı verilen rahip krallar bulunuyordu.
- Sümer sitelerinin siyasi varlıklarına Samiler (Arap) son verdiler ve Akadları kurdular.
- İlk yazıyı (çivi yazısı) Sümerler kullanmışlardır. İlk yasaları Lagaş Kralı Urgakina yapmıştır. Sümer yasaları fidye esasına dayalıdır.
- Gılgamış, Yaradılış ve Tufan destanları ile edebiyatın ilk örneklerini oluşturmuşlardır.
- Sümerlerin bilime de önemli katkıları olmuştur. Ay ve Güneş’in hareketlerini tesbit etmişler. Yılı 360, ayı 30 gün kabul ederek ilk takvimi ay yılı esasına göre bulmuşlardır. Günü 12’şer saatlik İki kısma (gece ve gündüz) ayırmışlardır. Aritmetik ve geometrinin temelini atmışlar, alan ve hacim hesaplarını yapmışlar, ikinci, üçüncü dereceden denklemleri çözmüşlerdir.
- Sümerlerin dinleri dünyevidir. Tanrılarının İnsanlara benzediklerini ancak onların ölümsüz olduklarını kabullenmişlerdir. Sümerler, tanrılarının yüksekte olduğunu düşündüklerinden tapınak olarak “Ziggurat” adı verilen yüksek kuleler yapmışlardır. Bu tapınakların en üst katından tanrılarını gözlemlemişler; böylece ilk astronomi çalışmalarını başlatmışlardır.
2) ELAMLILAR
- Elamlılar Sümerlerin doğusunda yaşamışlar ve bölgede kalıcı bir eser bırakmamışlardır.
- Elmalılar madencilik, çömlek yapımı ile seramik sanatında ilerlemişler ve çivi yazısını kullanmışlardır.
3) AKADLAR
- Sami kökenli Akadlar, dünyada ilk güçlü merkez krallığı kurmuşlardır. Sınırlarını genişleterek bölge devleti olmaktan çıkmışlar ve İmparatorluk anlayışı güden ilk toplum olmuşlardır. Genişleyen sınırlarını korumak için ilk düzenli yaya ordusunu (piyade) oluşturmuşlardır. Sümer uygarlığını Ön Asya’ya yaymışlardır.
4) BABİLLER
- Samiler tarafından Başkenti Babil olmak üzere kurulmuş, tarım ve ticaretle geçinmişlerdir.
- Kral Hammurabi dine dayalı devlet anlayışı yerine, gücünü ordudan alan mutlak krallık anlayışını getirmiştir.
- Hammurabi, Sümerlerin eski kanunlarından yararlanarak ceza, mülkiyet, ticaret alanlarında döneminin en gelişmiş kanunlarını yapmıştır.
- Babiller, tıp ve astronomi alanında ilerlemişler, mimari açıdan Mezopotamya’nın en gelişmiş uygarlığını kurmuşlardır (Babil’in Asma Bahçeleri).
5) ASURLAR
Asurlular, Yukarı Mezopotamya’da yaşamışlar, toprakları tarıma elverişli olmadığı için hayvancılık ve ticaretle uğraşmışlardır.
Askeri güce dayalı bir imparatorluk kuran Asurluların merkezi Ninova’dır.
Ticareti canlandırmak amacıyla Sard’dan başlayıp Ninova’ya kadar uzanan Kral Yolu’nu kullanmışlardır.
NOT:
Asurlular, Anadolu’da ticaret kolonileri kurmuşlar, bu koloniler aracılığıyla Anadolu’ya taşımışlardır. Anadolu’daki ilk yazılı kaynaklar Asur tüccarlarının bıraktıkları Kültepe tabletleridir.
C) MISIR UYGARLIĞI
- Nil Nehri kıyılarında kurulan Mısır Uygarlığında, ilk siyasi teşkilatlanma “nom” adı verilen şehir devletleri şeklinde olmuştur.
- Ülkede ilk kez siyasi birliği sağlayan Kral Menes ile beraber Mısır’da “firavun” adı verilen dini ve siyasi gücü olan tanrı kralların dönemi başlamıştır.
- Mısır’da toplum kâtipler, rahipler, askerler, tüccarlar, zanaatkârlar, çiftçiler ve köleler olmak üzere çeşitli sınıflara ayrılmıştır.
- Mısır ekonomisi tarım, ticaret ve madenciliğe dayanmıştır.
- Mısırlılar, hiyeroglif adı verilen resim yazısı kullanmışlar ve papirüs bitkisinden kâğıt yapmışlardır.
- Mısırlılar, ölümden sonraki yaşama inandıkları için ölülerini mumyalamışlar, mumyalama teknikleri sayesinde tıp ve eczacılık alanlarında ilerlemişlerdir. Mısır’da firavunlar için piramitler, halk için ise labirent adı verilen mezarlar yapılmıştır.
- Mısırlılar matematikte ondalık sayı sistemini bulmuşlar, “pi sayısı”nı bugünkü değerine yakın hesaplamışlar ve geometride de önemli ilerleme kaydetmişlerdir.
- Nil Nehri’nin hareketlerinin incelenmesi astronomi alanındaki gelişmelere katkı sağlamış, bu da Mısırlıların takvimi icat etmelerini kolaylaştırmıştır.
D) DOĞU AKDENİZ UYGARLIKLARI
1) FENİKELİLER
- Fenikeliler, Lübnan Dağları ile Doğu Akdeniz kıyıları arasındaki bölgede Sur, Sayda, Biblos gibi liman şehirleri kurmuşlardır.
- Fenikeliler, ürünlerini satmak ve ihtiyaç duydukları altın, gümüş, bakır ve kalay gibi madenleri temin etmek için Akdeniz kıyılarında ticaret kolonileri kurmuşlardır.
- Ticaret aracılığıyla doğu ülkeleri ile Akdeniz ülkeleri arasında kültürel bir etkileşim sağlamışlardır.
- Çok tanrılı inanca sahip olan Fenikelilerde her şehrin bir tanrı veya tanrıçası vardır.
NOT:
Fenikeliler 22 harfli ilk alfabeyi oluşturmuşlar bu alfabe Yunanlılar ve Romalılar tarafından düzenlenmiş ve günümüzdeki Latin alfabesi meydana getirilmiştir.
2) İBRANİLER
- Suriye ile Mezopotamya arasında göçebe olarak yaşayan İbraniler daha sonra Filistin’e yerleşmişlerdir.
- Davut, Kudüs şehrini kurarak burayı başkent yapmıştır. Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra İbraniler, İsrail ve Yuda (Yahudi) olmak üzere iki devlet haline gelmişlerdir.
NOT:
İlk çağ uygarlıkları içerisinde tek tanrılı dine inanan ilk topluluk olan İbranilerde Museviliğin sadece İbranilere ait bir din olarak kabul edilmesi farklı coğrafyalarda birçok devletin egemenliğinde yaşamlarını sürdürmelerine rağmen günümüze kadar asimile olmalarını engellemiştir.
E) EGE VE YUNAN UYGARLIĞI
1) GİRİT UYGARLIĞI
- Ege uygarlıklarının ilki Girit Adası’nda kurulmuştur. Girit uygarlığında balıkçılık, avcılık, tarım, ticaret, gemicilik ve deniz ulaşımı gelişmiştir.
- Girit Adası’nın Ege’den Akdeniz’e uzanan deniz yolu üzerinde olması Girit kültürünün çevre kültürlerle etkileşimini sağlamıştır.
2) MİKEN (AKA) UYGARLIĞI
- Akalar, Miken şehrini kurarak Mora Yarımadası’nı ele geçirmişlerdir.
- Çanakkale Boğazı’na sahip olmak için Truvalılarla savaşmışlardır (Truva Savaşları).
3) YUNAN UYGARLIĞI
- Akaların egemenliğine son veren Dorlar tarafından Yunanistan ve Ege adalarında kurulmuştur.
- Yunanlılar şehir devletleri (Atina, Sparta, Korint, Larissa gibi) şeklinde örgütlenmişlerdir.
- Yunanlılar, tarıma elverişli toprakların azlığı, nüfus artışı, ticaret vb. nedenlerle Ege, Karadeniz ve Akdeniz’de koloniler kurmuşlardır.
- Ege ve Yunan uygarlığı, koloni faaliyetleri ile Batı ile Ön Asya arasındaki sosyal, siyasi ve kültürel ilişkilerin gelişmesini sağlamış; Mısır, Mezopotamya ve Anadolu uygarlıklarıyla etkileşimde bulunmuştur.
- Yunan uygarlığı, Büyük İskender’in fetihleri sonucu Asya kültürleriyle kaynaşarak Helenistik kültürü meydana getirmiş daha sonraki dönemde ortaya çıkan Roma uygarlığının da temelini oluşturmuştur.
- “Polis” adı verilen şehir devletlerinin hüküm sürdüğü Yunanistan da halk siyasi haklara sahip olan yurttaşlar, siyasi hakları olmayan yurttaşlar, toprağa bağlı hiçbir hakkı olmayan köylüler ve köleler olmak üzere sınıflara ayrılmıştır.
- Sınıflar arası mücadelelerden dolayı sosyal yaşama yönelik hukuki düzenlemeler yapılmıştır.
- Bunlardan Drakon Kanunları, soyluların keyfi yönetimini orta sınıf lehine düzenlemiştir. Solon Kanunları ile köleliğin ve doğuştan soyluluğun kaldırılması ve Kleistenes (Klistenes) tarafından yapılan düzenlemelerle de halk meclisinin önemli bir kurum haline getirilerek sınıf farklılığının ortadan kaldırılması ve demokrasi anlayışının gelişmesi sağlanmıştır.
- Yunan uygarlığında tanrılar, insan şeklinde düşünülmüş bu düşünce onları, tanrıların heykellerini yapmaya yöneltmiştir. Böylelikle Eski Yunanlılarda heykel sanatı ve mimari gelişmiştir.
- Yunan uygarlığında tarih, tıp, aritmetik, geometri, astronomi ve felsefe gelişmiştir. Sokrates (Sokrat), Platon (Eflatun) ve Aristoteles (Aristo) Yunan felsefesinin ilk temsilcileri olmuştur.
- Yunanistan’da tanrılar adına Olimpiya Dağı’nda spor yarışmaları (Olimpiyat oyunları) ilk kez MÖ 776 yılında düzenlenmiştir.
F) ROMA UYGARLIĞI
- Roma’da kral ihtiyarlar meclisi tarafından teklif edilmiş, “kuria” adı verilen halk meclisi tarafından seçilmiştir.
- Roma toplumu patriciler, plepler ve köleler olmak üzere üç sınıfa ayrılmıştır. Sınıfsal ayrım yüzünden kötü şartlarda yaşayan köleler zaman zaman yönetime karşı ayaklanmışlardır.
- MÖ 510 yılında krallık yönetimine son verilerek Cumhuriyet dönemine geçilmiştir. Roma’da Cumhuriyet döneminde devlet konsül adı verilen iki yüksek memur tarafından yönetilmiştir.
- Roma ordusu yaya ve atlı askerlerden oluşmuş, ordunun temelini lejyonlar (askeri birlikler) meydana getirmiştir.
NOT:
Sınıf çatışmalarının sonucunda plepler ile patriciler arasındaki farklılıkları ortadan kaldırmak için “On İki Levha Kanunları” yapılmıştır.
- Julius Caesar ile Roma’da Cumhuriyet dönemi sona ermiştir. Roma’da Oktavianus’a (Oktavyanus) Augustus (Agustus) unvanı verilerek “İmparatorluk Dönemi” başlamıştır.
- yüzyıldan itibaren merkezi otoritenin zayıflaması, Kavimler Göçü, savaşlar ve iç karışıklıklar gibi nedenlerle imparatorluk 395 yılında ikiye ayrılmıştır.
- Başkenti Roma olan Batı Roma ile başkenti İstanbul olan Doğu Roma İmparatorluğu kurulmuş, Batı Roma 476 yılında yıkılmıştır.
- Agustus Tapınağı, Roma Hamamı, Aspendos Tiyatrosu, Valens (Bozdoğan) Su Kemeri Romalılardan günümüze ulaşan önemli eserler arasındadır.
- Romalılar ilk dönemlerinde çok tanrılı inanca sahip olup tanrılarını insan şeklinde düşünmüşlerdir. Hristiyanlık ise 313 yılında serbest bırakılmış ve 381 ’de de devletin resmi dini hâline getirilmiştir.
- Latince konuşan Romalılar, özellikle tarih yazıcılığı ve hitabet sanatında büyük gelişme göstermişlerdir.
- Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) döneminde İstanbul, kültür ve sanat merkezi hâline getirilmiştir. Doğu Roma sanatının en önemli eseri Ayasofya’dır. Bunun yanında Hora (Kariye Camii) Kilisesi ile Binbirdirek ve Yerebatan sarnıçları önemli sanat ve kültür değerleridir.
- Doğu Roma’da (Bizans) ülke “thema” adı verilen eyaletlere bölünmüş ve bu eyaletleri tekfur adı verilen valiler yönetmiştir.
- Helen kültürünü benimseyen Doğu Roma, Hristiyanlığın Ortodoks mezhebini ve resmi dil olarak da Grekçeyi benimsemiştir.
G) İRAN UYGARLIĞI
- İran’da ilk olarak Medler daha sonra Persler devlet kurmuştur.
- Pers İmparatorluğu mutlakiyetle yönetilmiştir. Ülke “satraplık” adı verilen eyaletlere bölünmüş, eyaletleri yöneten “satrap” lar merkezden atanmıştır.
- Persler, Zerdüşt (ateşperest) dinini benimsemişler, çok tanrılı Zerdüşt dininin tapınaklarına “ateşgede” adı verilmiştir.
- Pers ordusu, düzenli piyade ve süvari kuvvetlerinden oluşmuştur.
- Ulaşıma verilen önemin sonucu ticaret gelişmiş, Kral Yolu üzerinde önemli ticaret merkezleri kurulmuştur.
- Persler, Mezopotamya, Mısır, Anadolu ve Yunan sanatlarının etkisinde kalarak bir “Pers üslubu” oluşturmuşlardır.
H) HİNT UYGARLIĞI
- Doğal kaynaklar açısından zengin olan Hindistan, tarih boyunca bu özelliğinden dolayı birçok kavmin istilasına uğramıştır.
- Arterin Hindistan’a gelmesiyle “kast sistemi” kurulmuştur.
NOT:
Kast, meslekleri babadan oğula geçen ve aynı geleneklere bağlı bulunan, çeşitli sosyal sınıflardan oluşan bir sistemdir.
- Bu sistemde Brahmanlar, din adamlarından; Kşatriyalar, raca, asker ve asillerden; Vaysiyalar, tüccar ve çiftçilerden; Südralar, zanaatkâr ve işçilerden oluşmuştur. Kast sisteminin dışında kalanlar da paryaları meydana getirmiştir.
- Hindistan’la ilgili ilk bilgiler “Veda” adı verilen dini içerikli metinlerde geçmiştir. Ayrıca, Hinduizm, Brahmanizm, Taoizm, Konfüçyüsçülük ve Maniheizm dinleri varlık göstermiştir.
I) ÇİN UYGARLIĞI
- Çin uygarlığının oluşmasında Çin kültürünün yanında Türk, Moğol ve Tibet kültürleri de etkili olmuştur.
- Merkezî otoritenin güçlü olduğu Çin, tarih boyunca hanedanlıklarca yönetilmiş, tanrının oğlu unvanını taşıyan imparatorların kutsal olduğuna inanılmıştır.
- Çin ordusu, yaya ve arabalı askerlerden oluşmuş, Türklerin örnek alınmasıyla bu sınıflara atlı birlikler de dâhil edilmiştir.
- Çin’de sosyal yapıyı asiller ve köylüler oluşturmuştur, köylülere hürriyet hakkı tanımayan bu sosyal yapıda, sınıfların yaşayış ve hukukları birbirinden farklı olmuştur.
- Çin’de en yaygın dinler Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizm’dir.
- Çin’de ekonomi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Tarımın yanında iplik, ipek, porselen ve kumaş üretimi de yapılmıştır.
- Çin’de resim, kumaş işleme, porselen imalatı, heykelcilik, çinicilik gibi zanaat ve sanat dalları gelişmiştir. Budizm, resim ve heykelciliğin gelişiminde etkili olmuştur.
- Çin mimarisi, askeri ve dini yapılar yönünden gelişme göstermiştir. Çin Seddi ve Budist tapınakları Çin mimarisinin en güzel örneklerini oluşturmuştur.
NOT:
Çinliler; mürekkep, kâğıt, barut, pusula ve matbaayı kullanarak dünyada birçok gelişmeye öncülük etmişlerdir.