TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI
Türklerin Anayurdu
Türklerin anayurdu Orta Asya; doğuda Kingan Dağları, batıda Hazar Denizi, güneyde Hindikuş ve Karanlık Dağları, kuzeyde ise Altay Dağları ve Baykal Gölü ile çevrili olan bölgedir.
Türk Adının Anlamı
- Türk adı; Uygur metinlerinde “güç, kuvvet”, Divan-ı Lügati’t Türk’te “olgunluk çağı”, Çin kaynaklarında ise “miğfer” anlamında kullanılmıştır.
- Türk kelimesi siyasi anlamda ilk olarak Kök Türk Devleti tarafından kullanılmıştır. Daha sonra ise Türk milletine ait olan topluluklar için kullanılmaya başlanmıştır.
NOT:
“Türkiye” adı coğrafi terim olarak Bizanslılar tarafından Orta Asya, Hazar Gölü ile Kafkasların kuzeyi ve Macaristan için kullanılmıştır. 12. yüzyıldan itibaren ise Anadolu için “Türkiye” adı kullanılmaya başlanmıştır.
Orta Asya’dan Yapılan Türk Göçlerinin Başlıca Nedenleri
- İklimin değişmesi sonucunda kuraklıkların yaşanması,
- Kuraklık nedeniyle otlakların ihtiyaçları karşılayamaz hale gelmesi,
- Salgın hastalıkların ortaya çıkması,
- Topluluklar ve boylar arasında siyasi mücadelelerin yaşanması,
- Dış baskıların olması (Çin ve Moğol gibi).
Orta Asya’dan Yapılan Türk Göçlerinin Sonuçları
- Türk boyları gittikleri bölgelere kendi kültürlerini götürerek farklı kültürlerle etkileşime girmişlerdir.
- Türkler göç ettikleri yerlerdeki toplumlara maden işlemeciliğini öğreterek, bu toplulukları taş devrinden maden devrine yükseltmişlerdir.
- Geniş alanlara yayılan Türklerin tarihinin bir bütün olarak araştırılması zorlaşmıştır. Bazı Türk boyları zamanla Türklük özelliklerini kaybetmişlerdir.
NOT:
Türklerin yan göçebe yaşam tarzına sahip olmaları ile günlük yaşamda at ve tekerleği kullanmaları göçlerini kolaylaştırmıştır.
İLK TÜRK DEVLETLERİ
BÜYÜK HUN DEVLETİ (MÖ IV. Yüzyıl – MS 216)
(Asya Hun İmparatorluğu)
- Orta Asya’da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti olan Asya Hunları kutsal sayılan Ötüken şehri merkez olmak üzere Orhun ve Salenga ırmakları çevresinde kurulmuşlardır.
- Bilinen ilk hükümdarları Tuman (Teoman)’dır.
- MÖ 209’da başa geçen Mete (Mao-dun) Han, Orta Asya’da yaşayan bütün Türk boyları ile başta Moğollar olmak üzere diğer kavimleri hâkimiyeti altına almıştır.
- Mete Han, yaptığı seferlerle Çin’i istila etmesine rağmen Türklerin asimile olmaması için Çin’e yerleşmeyip Çin’i vergiye bağlayarak geri çekilmiştir.
- Hun hükümdarlarının Çinli prenseslerle evlenmeleri sonucu Hun ülkesine gelen Çin elçi ve görevlileri Hunların hâkimiyeti altındaki toplulukları kışkırtmaya başlamışlardır.
- Hunlar’ın, Çin karşısındaki üstünlüğünün sona ermesiyle Çinliler İpek Yolu’nun hâkimiyetini ele geçirmişlerdir.
- Bu gelişmeler sonunda Asya Hun Devleti, M.Ö. 58’de Güney ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmış, Batı Hunları Çinliler tarafından yıkılmıştır.
- Güney Hunları da daha sonra Kuzey ve Güney olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
- Kuzey Hunları Siyenpilerin, Güney Hunları ise Çinlilerin saldırıları sonucunda yıkılmıştır (MS 216).
NOT:
Türkleri tarihte ilk defa bayrak altında toplayan Asya Hunları, kendilerinden sonra kurulan Türk devletlerine; ordu, yönetim ve devlet teşkilatı yönüyle örnek olmuşlardır.
KAVİMLER GÖÇÜ (375)
Hunların, Hazar Denizi ve Karadeniz’in kuzeyinden Doğu Avrupa içlerine ilerlemesiyle birlikte bu bölgede yaşayan Barbar kavimler batıya göç ederek Roma İmparatorluğu sınırlarına inmişlerdir. Tarihteki bu büyük göç hareketine “Kavimler Göçü” adı verilmiştir.
Kavimler Göçünün Sonuçları
- Göç eden kavimler bugünkü İtalya, İspanya, Fransa, Britanya ve Orta Avrupa’ya yerleşmişlerdir. Böylece gönümüz Avrupa milletlerinin temeli oluşmuştur.
- Avrupa’da yüz yıl kadar süren karışıklıklar yaşanmıştır.
- Göçlerin etkisiyle Roma İmparatorluğu; Doğu (Bizans) Batı Roma olmak üzere ikiye ayrılmış, 476’da Batı Roma İmparatorluğu yıkılmıştır.
- Hristiyanlık Avrupa’nın tamamında yayılmıştır.
- Türk Bozkır Kültürü Avrupa’da etkili olmuştur.
- Ortaçağ Avrupası’nın siyasi yönetim şekli olan feodalite (Derebeylik) rejiminin temelleri atılmıştır.
- Orta Avrupa’da yüz yıl kadar etkili olan Avrupa Hun Devleti kurulmuştur.
NOT:
Kavimler Göçü, tarihçiler tarafından İlkçağ’ın sonu Ortaçağ’ın başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
AVRUPA HUN DEVLETİ (378 – 468)
- Avrupa’ya göç eden Hunlar tarafından kurulmuştur.
- İlk hükümdar Balamir’den sonra başa geçen Uldız döneminde Anadolu’ya ilk Türk akınları yapılmıştır (395-396).
- Avrupa Hunlarının en parlak dönemi Attila dönemi olup Attila, Bizans ile Batı Roma İmparatorluğu üzerine seferler düzenlemiş ve bu devletleri vergiye bağlamıştır.
NOT:
Attila’nın oluşturduğu üstünlük ve korku karşısında Avrupalılar, Atilla’ya “Tanrının Kırbacı’ unvanını vermişlerdir.
- Dış baskılar, iç isyanlar ve taht kavgaları sonucunda Avrupa Hunları 469 yılında yıkılmıştır.
- Göçebe geleneklerini sürdüren Avrupa Hunları arasında Hristiyanlık yayılmaya başlayınca ulusal kimliklerini kaybetmişlerdir.
NOT:
Attila’nın sarayında Hun dilinden başka, Latin ve Germen dilleri de konuşulmuştur.
Avrupa Hunları hakkındaki bilgiler daha çok Bizans ve Roma kaynaklarında bulunmaktadır.
KÖK TÜRKLER
I. Kök Türk Devleti (552 – 630, 659)
- Kök Türkler, Türk adını ilk defa bir devlet adı olarak kullanmışlardır.
- Kök Türk Devleti, Avar hâkimiyetine son veren Bumin Kâğan tarafından Ötüken merkez olmak üzere kurulmuştur.
- Bumin Kağan, Türk gelenekleri doğrultusunda bölgelerinin yönetimini kardeşi İstemi Yabgu’ya vermiştir.
- Mukan Kağan döneminde Göktürkler, Asya Hunlarından sonra tarihte ikinci kez Türkleri bir bayrak altında toplamışlardır.
- İç çekişmeler sonucunda zamanla zayıflayan Göktürkler 582’de Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmış ve Çin hâkimiyeti altına girmişlerdir.
II. Kök Türk (Kutluk) Devleti (681-744)
- Yaklaşık 50 yıl Çin hâkimiyeti altında kalan Kök Türkler, Kutluk (İlteriş) Kağan önderliğinde II. Kök Türk Devletini kurmuşlardır.
- Bilge Kağan, ordu komutanı olan kardeşi Kültigin ile birlikte devleti yönetmiştir.
- Bilge Kağan, yaptığı faaliyetleri ve ataları hakkındaki önemli bilgileri yazdırarak Türk tarihinin bilinen ilk yazılı eserleri olan “Orhun Abideleri”ni oluşturmuştur.
NOT:
Orhun Abideleri Bilge Kağan, Kül Tigin ve Vezir Tonyukuk adlarına 8. yüzyılda dikilmiştir
- Taht kavgaları sonucunda zayıflayan devlet Basmil, Karluk ve Uygur Türk boyları tarafından 744’te yıkılmıştır.
UYGURLAR (744 – 840)
- Uygurlar; Karluk ve Basmil Türk boylarının yardımıyla Kök Türk Devteti’nin kültürel mirası üzerinde Kutluk Bilge Kül Kağan tarafından kurulmuştur.
- Uygurlar başkenti, Ötüken’den Karabalgasun’a (Ordu Balık) taşımışlardır.
- Yüksek tekerlekli at arabalarını kullanmaları, Uygurlar’a göçlerde ve savaşlarda kolaylık sağlamıştır.
- Uygurlar, kendilerinden önceki Türk devletlerinden farklı olarak Maniheizm dininin etkisiyle yerleşik hayata geçmişlerdir.
- Yerleşik hayata geçişle birlikte Uygurlarda tarımsal faaliyetler ve şehircilik hayatı da gelişmiştir.
- Türk devletleri içerisinde matbaayı ilk kez kullanan ve ilk hukuk belgelerini hazırlayanlar Uygurlardır.
- ve 14. yüzyıllar arasında yazıldıkları tahmin edilen; borç alıp verme, kiralama, alım satım, vasiyetname ve vakfiyeler gibi belgeler, Uygurların sosyal hayatı hakkında önemli bilgiler vermektedir.
- Uygurlar 840’da Kırgızların isyanı sonucunda yıkılmışlardır.
- Moğol hâkimiyetine giren Turfan Uygurları; alfabe, devlet ve ordu teşkilatı alanlarında Moğolları etkilemişlerdir.
- Çağatay Hanlığı’nın Türkleşmesinde de Turfan Uygurları etkili olmuşlardır.
- Uygurlar, bugün Çin’de Doğu Türkistan’daki Uygur Sincan Özerk Bölgesi’nde varlıklarını sürdürmektedirler.
DİĞER TÜRK DEVLETLERİ ve TOPLULUKLARI
Avarlar
- Orta Asya’da kurdukları devlet Kök Türkler tarafından yıkılan Avarlar batıya göç ederek, bugünkü Romanya ve Macaristan’da yeniden devlet kurmuşlardır.
- İstanbul’u kuşatan ilk Türk devlet olan Avarlar aynı zamanda Hristiyanlığı kabul eden ilk Türk devleti olmuştur.
Bulgarlar
- Bulgarlar, İtil (Karadeniz’in Kuzeyi) ve Tuna Bulgarları olmak üzere iki gruba ayrılmışlardır. İtil Bulgarları İslamiyet’i kabul etmişlerdir.
- Bugünkü Bulgaristan’a yerleşen Tuna Bulgarları ise Hıristiyanlığı kabul etmişler ve kalabalık Slav toplulukları arasında asimile olarak milli benliklerini kaybetmişlerdir.
Hazarlar
- Hazarlar, Don – Volga nehirleri arasından Kafkaslar’a kadar uzanan bölgede devlet kurmuşlardır. Hazarların ana gelir kaynağını ticaret ve hayvancılık oluşturmuştur.
- Din konusunda oldukça hoşgörülü olan Hazarlar’ın yöneticileri Museviliği kabul etmelerine rağmen, halk arasında İslamiyet’e, Hristiyanlığa ve Şamanizm’e inananlarda olmuştur.
- Şehirlerde cami, kilise ve sinagogların yanyana bulunması davalara Müslüman, Hristiyan, Musevi ve Şamanistlerden oluşan yargıçlar heyetinin bakması, Hazarların tam bir din serbestliğine sahip olduklarını göstermektedir.
Oğuzlar (Uzlar)
- Romanya’nın kuzeyine yerleşen Oğuzlar (Uzlar) bugün Gagavuzlar, Kiev’in güneyine yerleşen Uzlar ise Karakalpaklar olarak anılmaktadır.
- Hristiyanlığı kabul edan Uzlar kısa süre içerisinde milli benliklerini kaybetmişlerdir.
- Oğuzların Avrupa’ya göç etmeyen toplulukları ise İslamiyet’i kabul etmişler ve Müslüman olduktan sonra Türkmen adıyla anılmışlardır.
- Oğuzlarla Kıpçaklar arasındaki mücadeleler sonucunda “Dede Korkut Hikâyeleri” ortaya çıkmıştır.
Peçenekler
- Kırım’a göç eden Peçenekler, Uzların (Oğuzların) saldırılarından kaçarak Bizans topraklarına yerleşmişlerdir.
- Malazgirt Savaşı’na Bizans ordusu içinde katılan Peçenekler, savaş sırasında Selçukluların tarafına geçmişlerdir.
- Teşkilatlı bir devlet kuramayan Peçenekler, Hristiyanlığı kabul etmelerinin de etkisiyle milli benliklerini kaybetmişlerdir.
Kumanlar (Kıpçaklar)
- Doğu Avrupa’ya yerleşen Kıpçakların Rus prenslikleriyle mücadeleleri Rusların “İgor Destanı”na konu olmuştur.
- Moğol hâkimiyeti altına giren Kıpçaklar, Altınorda Devleti’nin Türkleşmesinde etkili olmuşlardı
Macarlar
- Macarlar, Orta Asya’dan Orta Avrupa’ya göç ederek bugünkü Macaristan’a yerleşmişlerdir.
- yüzyılda Hristiyanlığı kabul etmelerinin sonucunda zamanla milli benliklerini kaybetmişlerdir.
NOT:
Avrupa’ya göç eden Türk boyları göçlerle beslenememelerinden ve Hristiyanlığı kabul etmemelerinden dolayı zamanla milli benliklerini kaybetmişlerdir.
Türgeşler
- Göçebe hayatı terk ederek şehir hayatına geçen Türgeşler, ilk madeni Türk parasını da basmışlardır.
NOT:
Emevilerin Orta Asya’da fetihlerde bulunduğu dönemde Türgeşler, İslam orduları ile savaşmış ve Orta Asya Türklerinin Araplaşmasını engellemişlerdir.
Kırgızlar
- 840’da Uygur Devleti’ni yıkan Kırgızlar siyasi bir güç haline gelerek Uygurların topraklarını ele geçirmişlerdir.
- Dünya’da en uzun destan olarak kabul edilen Manas Destanı Kırgızlılara aittir.
Karluklar
- Talas Savaşı’nda Müslüman Arapların yanında yer alan Karluklar Çinlilerin yenilmesinde etkili olmuşlardır.
- Karluklar, İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyu olmuşlardır.
İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR ve MEDENİYET
Devlet Yönetimi
- Türk devlet teşkilatının başında Han, Şanyü, Kağan, Hakan veya İdikut unvanlı hükümdarlar bulunmuştur.
- Türklerde iktidar hem “İlahî” hem de “kanuni” bir temele dayanmış ancak Türk devletlerindeki karizmatik iktidar (tanrı vergisi) anlayışında hükümdar hiçbir zaman olağanüstü varlık yani “Tanrı-kral” sayılmamıştır.
- Devlet; aile, oba, oymak ve boyların biraraya gelmesiyle oluşmuştur.
- Ülke, Doğu-Batı olmak üzere ikiye ayrılarak (İkili Teşkilat Sistemi) yönetilmiştir. Bu geleneğin etkisiyle tarihte birçok Türk devleti kurulmuş ve birçok devlet de kısa sürede yıkılmıştır.
- Ülkenin çeşitli yerlerine hanedan mensupları (Ülke, hanedanın ortak malıdır.) yönetici olarak gönderilmiştir.
- Türk devletlerinde yönetme yetkisini (Kut) Gök Tanrı’dan alan kağan, bu yetkiyi sadece kendi devletinde değil yeryüzündeki bütün insanlar üzerinde kullanmıştır.
- Kağan, dünyayı hâkimiyeti altına alarak yönettiği bütün insanları adaletli bir yönetim ile huzur, refah ve barış ortamında yaşatmayı görev kabul etmiştir.
- Devlet yönetiminde rütbece kağandan sonra gelen ve ülkenin büyük bir bölümünü idaresi altında bulunduran yöneticiye “Yabgu” denilmiştir.
- Devlet yönetiminde hükümdarların yanında boy beylerinden oluşan “Kurultay” da (Toy) görev yapmıştır.
- Kurultay üyelerinin temsili niteliğinin bulunması, kanun yapma, hakan seçme, hakanı denetleme ve onun yetkilerini kısıtlama, gerekirse azletme gücüne sahip olması kurultayın demokratik bir nitelik taşıdığını göstermektedir.
- Kök Türk hükümdarı Bilge Kağan’ın; şehirlerin etrafının surlarla çevrilmesi, Budizm’in tanıtılması gibi tekliflerinin kurultay tarafından reddedilmesi, Türk hükümdarlarının sınırsız yetkilere sahip olmadıklarının göstergesidir.
- Yönetimde hükümdar eşleri olan Hatunlar da görev almış, Kurultay’a katılmış ve elçi kabullerinde bulunmuşlardır.
Ordu
- Türk devletlerinde “ordu millet” geleneği var olup, savaş zamanında, kadın erkek eli silah tutan herkes asker sayılmıştır. Askerlik özel bir meslek olarak görülmemiş ve orduda paralı askerler bulundurulmamıştır.
- Türk ordu teşkilatının temeli olan “Onlu Sistem” Mete Han tarafından kurulmuştur.
- Türk ordusu, atlı birliklerden oluşmuş ve silah olarak da genelde ok ve yay kullanılmıştır.
- Türklerin en yaygın savaş taktiği düşmanı sararak yok etme şeklinde gerçekleşen “Hilal Taktiği”dir.
Dini İnanışı
- İslamiyet öncesinde Türkler arasındaki yaygın inanç Gök Tanrılı dindir. Bu inanç sistemine göre, Gök Tanrı tek yaratıcı olarak görülmüştür.
- Atalarının hatıralarına ve büyüklere saygıya dayanan bir inanç sistemi olan “Atalar kültü”ne de inanılmıştır.
- Bir dinden çok sihir ve büyüye dayanan Şamanizm inancı da Türkler arasında yaygındı.
- İslamiyet öncesi Türklerde; dağ, tepe, su, ağaç, orman, güneş, ay, yıldızlar ve gök gürültüsü gibi unsurlar da kutsal olarak kabul edilmiştir.
- Eski Türklerde ölüler eşyalarıyla birlikte kurgan adı verilen mezarlara gömülmüş ve mezar üzerine dikilen taş veya ağaçtan yapılmış insan şeklindeki heykellere de balbal denilmiştir.
- İslamiyet’ten önceki Türklerde Uygurlar döneminde Maniheizm ve Budizm, Hazarlarda Musevilik, Avrupa’ya göç eden Türkler arasında ise Hristiyanlık yayılmıştır.
Sosyal ve Ekonomik Hayat
- Uygurlara kadar Türkler, Orta Asya’nın iklim şartlarına bağlı olarak yarı göçebe hayat tarzını benimsemişlerdir.
- Yaylak kışlak hayatı yaşayan ve çadırlarda kalarak daha çok hayvancılıkla uğraşan Türklerin ortaya çıkardığı kültüre “Bozkır Kültürü” denilmiştir.
- Türklerde toprakların boyların ortak malı olarak kabul edilmesi toprağa dayalı zengin bir sınıfın oluşmasını engellemiştir.
- At, koyun ve sığır besleyen Türkler, komşu ülkelere hayvan satarak ekonomik kazanç sağlamışlar, ayrıca demirden yaptıkları silahları komşu ülkelere satmışlardır.
- Hunlar ve Göktürkler, sattıkları mallarının karşılığı olarak Çin’den ipek almışlardır. Türklerle Çinliler arasındaki sınır kasabaları iki toplum arasında ortak Pazar yeri olarak kullanılmıştır.
- Çin’den başlayıp Avrupa’ya kadar ulaşan “İpek Yolu”da Türkler için önemli bir gelir kaynağı olmuştur.
Hukuk
- İslâmiyet’ten önceki Türk toplumlarında devlet ve halk arasındaki ilişkiler yazısız hukuk kuralları olan “Töre”yle düzenlenmiştir.
- Töre kuralları; “Örf, adet ve gelenekler, Kurultay kararları vs hükümdar buyrukları”na dayandırılmıştır.
- Türk devletleri yıkılırken Türk toplumu töre sayesinde daima varlığını koruyarak yeni devletler kurmuştur.
- Suçlar ağır ve hafif olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İsyan, vatana ihanet, adam öldürme, barış zamanı kılıç çekme, bazı hırsızlık türleri ağır suçlardan kabul edilerek idamla cezalandırılmıştır.
- Uygurlarda yazının kullanılmasıyla; borç alıp verme, kiralama alım satım, vasiyetname ve vakfiye gibi konulara ait hukuki belgeler kullanılmıştır.
Yazı, Dil ve Edebiyat
- Türk edebiyatının ilk örnekleri sözlü edebiyat türlerinden oluşmuş, Türk hayat tarzını günümüze kadar ulaştıran eserler ise daha çok destanlar olmuştur.
- Türkler İslamiyet öncesinde Kök Türk (Orhun) ve Uygur Alfabelerini kullanmışlardır.
- Kâğıt ve matbaayı kullanan Uygurlar, kitap baskı tekniğini geliştirmişler ve hareketli harf sisteminden oluşan matbaalar yapmışlardır.
- Kök Türk’lere ait Orhun Yazıtları, Türk adının geçtiği ilk Türkçe metinlerdir. Yazıtlarda geçen “fakir milletin zenginleştirilmesi, açların doyurulması” ifadeleri Türklerde “sosyal devlet” anlayışının olduğu göstermektedir.
Bilim ve Sanat
- İslamiyet’ten önceki Türkler arasında bilimsel alanda yapılan en önemli çalışma “On İki Hayvanlı Türk Takvimi”nin hazırlanmasıdır. Takvimin yapılması Türkler arasında astronomi bilgisinin ilerlediğini göstermektedir.
- Türklerde sanat eserleri taşınabilir malzemelerden oluşmuştur. Bunlar; deri, kumaş, maden ve ahşap işlemeciliğine dayanmıştır.
- Uygurlar da ise yerleşik hayata geçişle birlikte, şehircilik faaliyetleri ve mimari (tapınak ve saraylar) de gelişmiştir.
- İslamiyet’ten önceki Türklerde görülen Balballar ilk heykel örnekleri arasında yer almıştır.
- Türk resim sanatının temeli Uygurlar döneminde tapınakları süslemek için yapılan resimlerle (fresk) atılmıştır.