Kabare tiyatrosu, genellikle günlük konulan yergili bir şekilde ele alan müzikli oyun türü.
Kabare tiyatrosu türü, Türkiye’ de 1960 lı yılların ikinci yarısından başlayarak Haldun Taner’in Devekuşu kabare Tiyatrosu’nu kurmasından ve bu topluluk için yapıtlar üretmesinden sonra yaygınlaştı. Belli başlı özelliği, geleneksel halk tiyatrosunun öğelerinden yararlanarak güncel konuları taşlama biçiminde sunmak olan Bu şehr-i İstanbul ki ve Vatan kurtaran Şaban gibi oyunlar geniş ilgi topladı. Taner, bu türdeki çalışmalarını sonraki yıllarda Astronot Niyazi, Ha bu diyar. Aşk ü sevda, Dev aynası gibi yapıtlarla genişletirken, İstanbul’da ve Ankara’da “Üç maymun”, “Çuvaldız”, “Marko Paşa” gibi yeni kabare toplulukları ortaya çıktı, ancak nitelik açısından belli bir düzeyin üstüne çıkamadıklarından uzun ömürlü olamadılar.
İstanbul’da kabare tiyatrosu türünün ilk örneğini veren topluluk Haldun Taner, Ahmet Gülhan, Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın 1967’de kurduğu Devekuşu Kabare Tiyatrosu olmuştur. 1978’de Devekuşu Kabare Tiyatrosu’ndan ayrılan Haldun Taner ve Ahmet Gülhan, pangaltidaki Gala Kulüpte, 1980 sonlarında, Tef Kabare Tiyatrosu’nu kurdular. 1 yıl soma dağılan topluluk, Hayırdır İnşallah ve Kapılar adlı oyunları sahneledi. Tef Kabare Tiyatrosu’nun oyunlarında Necati Bilgiç, Berrin Koper, Gülümser Gülhan, Uğur Yücel, Cem Özer, Oya Terzi, Haluk Yüce, Alev Akay rol aldı.
Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun başarı kazanmasından sonra, 1968’de Şişli’de Karagöz Kabare Tiyatrosu, Kulüp Kennedy’ de Üç Maymun Kabare Oyuncuları, Şişli’de Nuri’nin Yerinde pisi pisi Kabare Tiyatrosu, Şişli paşam Taverna’da Vâlâ Önengüt’ün Ortaoyuncular gibi topluluklar kısa ömürlü kabare çalışmaları yaptılar.
Ali Poyrazoğlu, Cem Özer, Uğur Yücel gibi tiyatro sanatçılarının tek kişilik gösteri özellikleri taşıyan kısa süreli kabare çalışmalarım saymazsak, Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun 1991’de çalışmalarına ara vermesinden sonra ilk kez Ferhan Şensoy’un kurduğu Ortaoyuncular topluluğu kabare çalışması gerçekleştirdi. Ortaoyuncular, Kırkambar’adlı kabarelerini 1994’te “İçinden Dalga Geçen Tiyatro” adını verdikleri, gemi tiyatrolarında sergilediler.
Kabare tiyatrosu, oyuncu veya şarkıcıların seyirciye yakın bir bağlantı kurmasını sağlar. Ayrıca seyircinin sayıca sınırlı olması sebebiyle büyük tiyatrolara göre bildiri ve mizah yönünden daha etkilidir. İlk örneği XIX. yy.ın sonunda ressam R. Salis’in Chat Noir adlı kahvesinde ortaya kondu. 1901’de Berlin’de E.V. WoIzogen’in Ubertritt, yine aynı yıl ünlü yönetmen Max Reinhard’ın Schal und Rauch adlı kabare toplulukları temsiller vermeğe başladı. 1909 Yılında, New Orleans’ta Farbachcr adlı bir sanatçı, Amerika’daki ilk kabare tiyatrosunu kurdu.
Türkiye’de XIX. yüzyılın sonlarında İstanbul’un Beyoğlu semtinde Cafes Chantant adlı daha çok yabancıların gittiği şarkılı, skeçli kahveler açıldı. Bunların en önemlileri Mandas, Trocadero, Kristal Palas ve Bizans’ın Büyük Alkazarı idi. Ayrıca kıraathane ve kahvelerde çok eskiden beri devam eden meddah, karagöz gibi gösteriler, çoğunlukla sosyal ve siyasî taşlama yapılması bakımından kabare tiyatrosuna örnek sayılabilir. Birinci Dünya savaşına kadar devam eden devrede kabare tiyatroları yalnız eğlence ve güldürme amacını güdüyordu. Birinci Dünya savaşından sonra özellikle 1920-1923 yılları arasında edebî kabare tiyatroları meydana geldi. Bunlar ikinci Dünya savaşından sonra daha mükemmelleşti; siyasî ve sosyal konuların aktüel taraflarını ele alan kuruluşlar oldu.