Köle Hanı Kitap Özeti. İlhan Tarus Köle Hanı Romanı İçeriği Konusu Özeti. Köle Hanı Roman Özeti
Başına, yazarın kendi kaleminden sanat görüşünü belirten, bir önsöz eklenmiş kitapta on bir hikâye vardır. Yedinci hikâyedeki Köle Hanı, Takmak bucağındadır. Savcı Tarus ve doktor, Avarlı köyünde bir cinayet soruşturmasından dönerlerken geceledikleri bu handa, bir baba ve veremli oğluyla karşılaşırlar. Baba, iki yolcuya kendini ve hastayı anlatır. Merdivende İnsan Var, kitabın ilk hikâyesidir: Katlarının her birinde bir aile oturan harap bir binada, Nail’in yirmi yıllık karısı, tek odadan ibaret bir bölmede, sekiz yaşla kundak arasında, sayıları her gün değişen çocuklara bakar; bunlar mahalledeki sokak kadınlarının, acemi saatlerinde peydahladıkları çocuklardır. Nail, ziyaretine gelmiş, biri hikâyeci iki erkeğe, iyilik meleği karısının bu çocukları canla başla nasıl beslediğini açıklar.
Bir Makinenin Gözyaşları, bir fantezidir: Amerika’dan alınmış, İstanbul’un harap evlerinden birine getirilmiş bir robot, zamanla aile fertlerinden biri haline gelmiştir ki, makinelerinde bir ârıza yüzünden bodrumun bir köşesine atılır. Odacı Namzedi hikâyesinde olay, Ankara’da geçer. İlle de odacı olmak isteyen yaşlı bir adama şef, işportacılıkta daha çok para kazanacağını söylerse de adam dilekçe verdiği dairelerden birinde yaşlılığının tek sebep olarak gösterilmesini bir türlü hazmedememektedir, bu işi bir şeref meselesi yapmıştır. Üst Kat hikâyesinde kalabalık bir Diyarbakır treninde memleket dertleri, Kör Nefis hikâyesinde bir meyhanede köpekler ve kör dilenciler üzerine konuşulur. Cardı bir portre olan, kitabın unutulmayacak hikâyelerinden birinin sessiz kahramanı Hesna Hanım, veznedar Kerami Bey’in vefalı, evcimen karışıdır; altına çocuğunu da öncekiler gibi sessizce doğuracağını düşünmektedir Kerami Bey. Güzel bir hayvan hikâyesi olan Köpek’in konusu-, evin çocuğunun ölümünden sonra Karabaş’ın vefakârlığı, evden atılışı, yalnızlığı ve sonunda kayboluşudur.
Otuz Papel’de babasını öldürmüş genç bir kadın, hâkime, köy okulunu yeni bitirmiş, küçücük bir kızken evlendirilmesinden başlayarak, vicdansız bir baba ve rezil bir koca elinde, ona buna nasıl peşkeş çekildiğini anlatır. Arzu, Doğuda bir ilçede iki yıl savcılık ettikten sonra Edirne’ye sulh hâkimi olmuş bir hukukçunun hikâyesi: Genç adliyeci, gördüğü sevgi ve saygının yüze gülücülük olduğunu, soruşturma için’ bir müfettiş gönderilmesinden, yani neden sonra anlar. Sonuncu hikâye
Sır’da Çarşambalı İzzet, yanında çırak olarak çalıştığı bezzaz Halil Efendi’yi, birikmiş paralarını alamadığı ve fena dövüldüğü için öldürmüş, dört yıl yatmıştır. Hapisten çıkınca Halil Efendi’nin oğlu yakınlık gösterir, İzzet’i gene dükkâna alır ve zamanını kollayıp bir gün babası gibi tekrar döverek, anasının ahdini yerine getirir. Sırrını kimseye söylemeyen İzzet, birkaç gün sonra, patronunu kuduz bir köpeğe parçalatır.