Köylü Tiyatrosu Geleneği Nedir Özellikleri ? Köylü Tiyatrosu Nasıl Ortaya Çıkmıştır? Köylü Tiyatrosunun Gelişimi ve Tarihi
Bu gelenek bağımsız bir kültür birimi olan köylere bağlıdır. Bu, daha çok tarih öncesi bolluk törenlerinden ve animizm inançlarından çıkmıştır. Günümüzde de yaşayan bu tiyatro, daha önce nitelikleri belirtilen “soy” kadar üzerinde yaşanılan toprakların önceki kültürlerinin devamı olan bir tiyatro anlayışıdır.
Halk tiyatrosu geleneğinden farklı olarak burada oyuncular profesyonel değildir, gösteriler de süreli olmayıp belli günlere veya belirli vesilelere bağlıdır. Bunlar kısa oyuncuklar olup çoğunda söyleşme, maskeler veya hayvan benzetmeleri bulunur. Ayrıca kukla ve dramatik danslara da rastlanır. Bunların içinde Türklerin Orta Asya’dan getirdikleri inançların kalıntıları bulunduğu gibi, Anadolu’da Türklerden önce yaşamış milletlerin katkısı da görülmektedir. Zamanla bu uygulama ve inançların gerçek amaçları unutulmuş, takvimdeki belirli yerleri çoğunlukla değişmiş olmasına rağmen günümüzde de Türk köylüsü bunları büyük bir titizlikle sürdüregelmiştir.
Halk tiyatrosu geleneğiyle hiçbir yakınlığı ve benzerliği yoktur. Belli başlı oyun türleri şunlardır :
1. Ölüp dirilme konusu : Bu, eski medeniyetlerde görülen tarımsal bolluk ritüellerinin bir kalıntısıdır. Çoğunlukla ak ve kara karşıtlığında iki hasım çarpışır, bunlardan biri ölür, bu ölen için yas tutulur. Sonra büyü ile ölü diriltilir ve bu, toplu bir sevince dönüşür.
2. Kız kaçırma : Bu da ilki gibi sembolik bir yoldan tarıma ait yıllık döngünün oyunlaştırılmasıdır. Bir kız kaçırılır, sonra kız bulunup ailesine geri verilir. Kızın kaçırıldığı süre, tohumun toprak altında kalışını, yeniden bulunup geri gelmesi, tohumun gelişip toprak yüzüne çıkmasını ifade eder.
3. Her iki temanın birleştiği oyunlar.
4. Günlük hayattan sahneler: Anadolu köylüsü dramatik oyunlarında kendi günlük hayatından sahnelere de büyük önem verir. Bütün halk tiyatrosu geleneğinde olduğu gibi, bu oyun türü de toplumsal eleştiri ve taşlamaya dayanır. Karı koca ve kaynana gelin geçimsizliği, çok evlilikte ortak veya kuma anlaşmazlığı, evde kalmış kız, ölüm, şehre ve hacca gitme gibi.
5. Esnaf oyunları: Anadolu dramatik oyunlarının konularında önemli bir yeri de esnaf ve çeşitli mesleklerle ilgili oyunları tutar. Bu oyunlarda o mesleğin araç ve gereçlerinde abartmalara baş vurularak kaba şakalar yapılır, bu meslek alaya alınır, özellikle doktor, tüccar, kadı gibi suçlanmak istenen kimselerin mesleklerinde bu alaylar daha da artırılırdı.
6. Tarımla ilgili oyunlar : Tarımla ilgili oyunlar arasında köylerde tarımla ilgili hayatı, mesleği canlandıran oyunlar yer alır. Bunların içinde özellikle yağmur yağdırma, baharın karşılanması, ekim, biçim, ürün devşirme, yaban domuzu gibi ürüne zararlı hayvanlarla mücadele, çift sürme, bağ bozumu, tarla sınırlarının belirlenmesi v.b. konular canlandırılır.
7. Çoban oyunları: Çoban, sığırtmaç hayatı üzerine olan oyunların önemli bir kesimi hayvanların sağlıklı kalmaları, çoğalmaları, yavruların doğumu, kurt gibi sürülere zararlı hayvanlarla ilgili oyunlardır.
8. Hayvan benzetmeleri: Bazı oyunlarda oyuncular çeşitli hayvan kılıklarına girerler. Bazı oyunlarda da hayvanın, oyunun baş kişisi olduğu görülür. Bu tür oyunlar sayıca pek çoktur. En çok rastlanan hayvanlar şunlardır : Deve, geyik, tilki, ayı, keçi, leylek, köpek, tavşan, kirpi, kurt, keklik, domuz vb.
9. Efsane ve masallardan oyunlar : Bazı oyunlar yaygın efsane ve masalların oyunlaştırılmasıdır. Bunlarda, bu masal ve efsanelerin kahramanları da yer alır. Söz gelişi Köroğlu, Keloğlan, Köse gibi.
10. Şakalar ve dilsiz oyunları: Anadolu’da bazı dramatik oyunlar, belirli bir konuyu işlemek yerine seyircileri korkutarak, şaka yaparak tedirgin etmek veya soytarılıkla güldürmeye dayanır. Bunun bir türü de dilsiz oyunları veya Anadolu’da “samıt” veya “samut” ve “lal” denilen oyunlarıdır. Bu ikinci türde hiç konuşulmaz.
11. Kukla: Köylerde ilkel kukla türleri çok yaygındır. Özellikle yağmur yağdırmak için yapılan kuklalar bebek, çaput adamı, kepçe kadın, çomça gelin, çulla kadın, kepçecik, bodi bostan, gelin gok, kepçe başı, su gelini v.b. adlar altında görülmektedir. Ayrıca Hetnecik, Karacör, Korçak gibi adlar altında oynanan kukla türü, başka ülkelerde pek bilinmeyen bir türdür. Şöyle ki burada kuklacı bedenini çullar içinde gizleyerek boylu boyunca yere yatar, ellerinde birer kukla bulunur, kimi yerlerde dizine de bir büyük kukla bağlar. Elleriyle bu kuklaları oynatırken dizine bağlı kuklayı da dizlerini başına doğru çekerek büyük kuklayı iki kuklanın arasına getirir.
Kaynak: Türk Ansiklopedisi