Kuyruk Acısı Deyiminin Anlamı Hikayesi

Kuyruk Acısı Deyimi Anlamı

Kuyruk Acısı deyimi , eskiden kalmış ve unutulmamış bir hesap mânâsında kullanılır.

Kuyruk Acısı Deyimi Anlamı Hikayesi

Çobanın birisi dağda sürüsünü otlatırken, büyük bir yılanla dost olmuş. Her gün çobanın kavalını duyan yılan, kocaman bir ağacıri dibindeki deliğinden çıkar ve ürkmeden çobanın yanına çöreklenerek kaval dinlermiş. Çoban da, bir çanağa koyunlardan süt sağarak bu iri yılana ikram edermiş.

Bu hâl senelerce böyle devanı etmiş. Bir gün çoban hastalanmış, küçük oğlunu çağırmış:

“Oğlum” demiş, “ben hastayım, sürüyü sen götür, filan yerdeki koca ağacın dibinde bir delik vardır, o delikten büyük bir yılan çıkar. Yanına gelir, çöreklenir, sakın korkmayasın, o yılana kaval çal ve koyunlardan süt sağ, çanağına doldur. Göreyim seni, hayvanı aç bırakma, o benim dostumdur..” diye tenbih etmiş.

Çocuk babasının dediklerini yapmış. Fakat iri yılanı görünce dehşetle irkilip, korkmuş. Çocuğun korkması yılanı da korkutmuş. Yılan sütü içerken, kuyruğunu titretecek olmuş. Heyecana kapılan çocuk âni bir hareketle omuzundaki baltayı yılanın kuyruğuna indirmiş. Kuyruğu kopan yılan, çocuğa atılıp onu sokarak oracıkta öldürmüş.

Aradan aylar geçmiş. Çoban iyileşmiş. Yine ağacın dibine varıp kaval çalarak yılanı çağırmış. Delikten çıkan yılanın artık çobana itimadı kalmadığından hareketleri ve bakışlan telaşlıymış. Sütü içip çobanın yüzüne dikkatle bakmış. O sırada çoban, yılana şöyle demiş:

“Ey benim vefasız dostum. Bugüne kadar iyi geçindik amma bundan sonra sende bu kuyruk acısı bende de bu evlat acısı oldukça biz artık dost olamayız, haydi uğurlar olsun git bir daha da gözüme gözükme.”