Sembollerin Anlamı Semboller, kişiler arasındaki işlem ve ilgilerin somut fiil ve hareketleriyle ifadelerinden doğmuştur. Yazının bilinmediği ya da pek az kişi tarafından bilindiği çağlarda semboller önemli rol oynamıştır. Kişiler arasındaki ilgilerin başkaları tarafından da bilinmesi ve anlaşılması semboller yolu ile sağlanmıştır. Bugün, parmaklarımıza taktığımız nişan yüzükleri bunun bir kanıtı değil midir? Parmağında nişan yüzüğü görülen kişinin nişanlı ya da evli olduğu kolayca anlaşılır. Sivas çevresinde, çoraplara işlenen nakışların bile birer dili olduğu, böylece onu giyen kişinin evli mi, bekar mı, dul mu olduğu ve hatta kaç çocuğu bulunduğu bilinmektedir.
Sembollerin bugün yaşayan izlerine değinmeden önce bunların özellikleri üzerinde durmayı faydalı buluyoruz.
- 1. Semboller, kişiler arasındaki işlemleri canlandırmaya yararlar. İşlemlerdeki zihni ve manevi bağı ifade ederler. Nişan yüzüğü gibi.
- 2. Semboller, ilgili bulundukları işlem ve ilgilerin herkes tarafından görülüp bilinmesine hizmet ederler, yani aleniyeti sağlarlar.
- 3. Semboller, işlemlerle ilgili sonuçların etkilerini kuvvetlendirmeye yararlar.
- 4- İşlemlerin yürürlüğünü ve geçerliğini sağlama da etkili olurlar
- 5. Semboller, kültürel gelişmeyi ve sosyal hayatı aydınlatmaya hizmet ederler.
Bütün gelişmelere ve yazının yaygın bulunmasına karşın, bugün de bazı sembollerin, biz üzerinde kafa yormasak da, sürüp gittiğini görüyoruz. Bunlara, ilk anlaşıldığı gibi bir anlam vermesek de yaşamımızda yer tuttuklarını görüyoruz. Bunlardan bazılarını burada belirtmek istiyoruz.
Nişan yüzüğü
Nişan yüzüğü, evlenmeye karar veren iki kişinin bu kararını belirleyen bir kanıttır. Parmağında yüzük görülen kişi, evlenmek üzere birisiyle anlaşmış demektir. İlkim yalnızca bir tel halkadan ya da başka bir dayanıklı maddeden yapılmış olan yüzükler bugün birer süs eşyası niteliğini de kazanmıştır. Fakat, sembol olarak, gene de ilk zamanki semboldür’.
Tarlalarda sınır taşları
Sınır taşları, tarlalarda tasarruf durumunu gösteren semboldür. Eskiden, ilahın özel koruması var sayılır ve bu yüzden de tarlalardaki tasarrufun güvenliği bakımından etkili bir araç olarak görülürdü. Bunları değiştiren, karıştıran ve tanınmaz hale getiren herkese lanet yöneltilir ve ağır cezalar verilirdi. Taşlarda ilahi bir özellik ve koruma aracı niteliği var sayılırdı. Bugün, taşları yerinden oynatanlar için ceza kanunlarımızda hükümler bulunmaktadır.
Mezarlara dikilen ağaçlar ve taşlar
Ağaçlar Türklerce mukaddestir, ölen kişi için bir ağaç dikilmekle, mukaddes bir araçla o kişi ölümsüzleştirilmektedir. Bugün, Kandıra ve çevresinde en yaslı ağaçlar mezarlıklarda bulunur. Karşıdan görülen belirli bir ağaç topluluğu mezarlıklara işarettir. Sonraları, yazı bulunduktan sonra, ağacın yanısıra mezar taşı dikilme geleneği de doğmuştur. Bugün, ölü gömülür gömülmez, mezarının boyunu ölçmek üzere özel olarak koparılan ve önce ölenin boyunun ölçülmesinde kullanılan dal, mezarının başucuna dikilir. Taşın dikilmesi ise daha sonra olur ve bir arife gününe kadar beklenir, Ağaç, ölümsüzlüğün sembolüdür; taş ise önün kim olduğunu gösterir. Esas olan ağaçtır. Ç. Anlaşmalarda El Sıkışma Bir alım satım yapılırken iki taraf el sıkışır ve iş karara kalınca ver elini diyerek tutulan eller sallanır. Akit hukukunda sembol, sözün törenle söylenişi veya yazılışında uyulan şekildir. Böylece, iradenin, kararlaştırılan hususa ilerde de bağlı kalacağı ifade edilmiş olur. El tutuşma, pazarlık ve anlaşma anlamına gelen bir sembol olarak bugün de yaşamaktadır. D. Sahiplik Bildiren Semboller Sahiplik bildiren semboller arasında bildiğimiz iki tanesi var: 1. Eve bir şey asmak: Bugün, bir çok evlerde nal, boncuk, kaplumbağa yavrusu kabı, ayakkabı gibi eşyaların asılı olduğunu görürüz. Bunu sorarsanız, alacağınız cevap uğurdur olur. Başlangıçta, bunlar sahipliğin sembolüdür. Bu gibi eşyanın asılı bulunduğu evin terk edilmemiş olduğunun sembolü. Göçebe çağlarda bundan daha güzel bir sembol bulunamamış demek. 2. -Tarlaya ağaç dalı dikmek: Bu da, yukarıdaki gibi bir sahiplik sembolüdür. Bu dal görülen yerin sahibi var demektir. Bu sembol, bugün, Kandıra dolaylarında o yerin kuru ot elde etmeye ya da başka bir özel amaç için kullanmaya ayrıldığını gösterir. Böylece, ekilmemiş o tarlaya sahibinden başkası herhangi bir amaçla giremez. O tarla, ekilmemiş olduğu halde başkalarının otlak ya da başka bir amaçla yararlanmasına ayrılmamış sayılır.
İdam Kararından Sonra Kalem Kırma
Bugün, bir idam kararı verildikten sonra o kararın imzalandığı kalem kırılmaktadır. Birçokları, artık bu kalem kullanılmaz, da o yüzden kırılır inancındadır. Halbuki, orta çağda yargılama yetkisinin sembolü değnektir, asadır. Bu değnek, ölüme mahkum edilenin ya da toplum dışı bırakılmasına karar verilenin başında kırılırdı. Bu kırma, bu hususun sembolüydü. Kalemin kırılması, bugün kullanılmayan değneğin kırılması yerine bir semboldür.
Sakal Bırakmak Sakal bırakmak, genel olarak otorite sembolüdür. Rusya’da, Deli Petro zamanında ise özgürlük sembolü olmuştur. Saç bırakmak ya da kesmek Saçları erkeklerin uzatması, eski Germenlerde özgürlük sembolüdür. Bugün, bazı kişilerin, ozanların saç bırakmaları da bununla açıklanabilir. Saçların kesilmesi ise özgürlüğü yitirme anlamına gelen bir semboldür. Bugün, hapislerin saçlarının kesilmesi eskiden gelen bu sembol ile açıklanabilir.