Tasavvufta Aşk Anlayışı Nasıldır? Aşk Nasıl Anlatılır ve Yorumlanır, Tasavvufta Aşk makamı hakkında bilgi.
Tasavvufta aşk. Mutasavvıflara göre Allah’a ermek ancak yoklukla (adem) mümkün olabilir. Buna Allah’ta yok olma (fena fillah) mertebesi denilir. Maddi ölümden önce fena fillâh’ın meydana gelmesi (ölmeden evvel ölmek) ancak nefse hakim olmakla mümkündür. Bu da aşk ile olabilir. Mevlana, Mesnevi’de aşk öyle bir ateştir ki bir parladı mı maşuktan (sevilenden) başka her şeyi yakar der. Aşk insanı gerçek güzelliğe (Hüsn-1 Mutlak), ilahi kaynağa götürür.
Mutasavvıflar, dünyanın ve canlıların yaradılışını aşk ile açıklarlar. Onlara göre Allah, bilinmek ve sevilmek için bu kainatı yaratmıştır. Bu konuda bir hadis-i kudsi naklederler: Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim ve canlıları yarattım:..
Sofilere göre iki türlü aşk vardır: a) Mecaz aşkı geçici suretlerden birini sevmektir. Şehvetsiz ve aşk-ı hakikiye erişmeğe bir köprü, bir vasıta olmak şartıyla, geçici sevgi de hoş görülür. Çünkü herkeste gerçek aşka (Hak aşkı) kabiliyet yoktur. Mecazi sevgi bir alışkanlık ve istidat kazandırır, insanı gerçek aşka hazırlar;
b) Hak aşkı, mutlak varlığı, yani Allah’ı sevmektir. Bu uzun yollardan geçip, birçok manevi imtihan atlattıktan sonra mümkün olabilir. Fakat hak aşkını kazanan kimse, her şeyde Rabbın mutlak güzelliği görür. Kendi içine de baktığı zaman orada da (Allah) tecelli eder. İşte Hak ile bir olmak denilen «fena fillâh» budur.
Mutasavvıflar Allah’ın, aşk halinde olan kimseleri söyledikleri sözlerden ötürü yargılamayacağını ifade eden bir hadis naklederler ve cezbe halinde olan kimsenin kendi varlığından geçtiğini, bir nevi sarhoşluk halinde bulunduğunu söylerler.