Eski Türkler ekmeklerini şimdiki gibi yalnızca fırında pişirmezlerdi. Türk ekmeklerinin türlü pişirme metodları vardı. Bunun için de her Türk ekmeği, kendi pişme tarzına göre ad alırdı. Biz bu yazımızda bunlardan yalnızca önemli olan bir kaç tanesini özlemeğe çalışacağız :
Fırın ve Fırın Ekmeği
“Fırın ekmekleri” : Fırın sözü türkçeye italyancadan girmiştir. Fırınla ilgili Anadolu Türk halk deyişlerini Ahmed Vefik Paşa kısa, fakat öz olarak toplamıştır. Eski Türk fırını hakkında elimizde, iki eski değerli belge bulunuyor: Belgelerin en eskisi Harezmşahlar çağına aittir. Fırın için, “etmek pişürür ev” denmekte idi . Aynı kaynağın bir başka yerinde de, “pişürdi etmekni“, yani “ekmeğini pişirdi” denmektedir. Aynı yerde, “pişürdi etni”, etini pişirdi deyimi de görülmektedir, ikinci önemli belge ise, Kıpçak ve Mısırdaki Memlûk Türklerine aittir. Onlara göre, “ot ornı“, “fırın” demektir. Eski türkçede ot, ateş ve orun da, yer anlayışına gelirdi. Eski türkçede, fırın ile tandır daima birbirlerine karıştırılmışlardır. Bu sebeple hemen Türk tandırının açıklanması ile, özetlenmesine geçeceğiz.
Tandır Ekmekleri
“Tandır ekmekleri”: Türkçedeki tandır sözünün genel olarak, farsça tenûr, tenüre sözlerinden geldiği kabul edilir. Farsça bu söz arapçaya şedde ile tennûr şeklinde geçmiştir. Bu görüş, bize de gerçek gibi görünmektedir. Fakat elimizde bunu yalanlayabilecek bazı belgeler de yok değildir. Ibn Mühenna Sözlüğüne göre, türkçe “tamdır” sözü, “tandır ve ekmek ocağı” anlamına gelirdi. Aynı kaynakta, tandır ile ilgili deyimler, bununla da bitmemektedir. Ona göre, türkçe tamdır başı sözü de, “tandır örtüsü” anlayışına gelmekte idi. Selçuk çağının başlangıcında tamdurmak, tamturmak fiil kökleri de, “yaktırmak” karşılığı olarak kullanılıyorlardı. Tamdu, tamduk sözlerine gelince bunlar, “kuvvetli ve alevli ateş” mânalarına geliyorlardı. Cehennem anlamına gelen türkçe tamu sözünü de, unutmayalım. Bütün bu örnekler de bize gösteriyor ki, tandır karşılığı olarak kullanılan türkçe tamdır sözü, farsça bir söze benzetilerek yaratılmış basit bir deyim değildi. Kanaatımıza göre, Anadolu’daki “tandır” sözü, farsçadan değil; eski türkçe “tamdır” sözünden geliyordu.
Türk Tandırı
Batı Türklerinde tamdır, tandır sözü gelişirken, mesela Harezmşahlar kültür çevresi ile Batı Türkistan Türklerinde ise İran tesirleri, henüz daha devam ediyordu. “Tandırı ısıtmak” için, kızıttı tanuri deniyordu. Buradaki tanuri sözü farsça bir kelimedir. Mühim olan nokta, aynı kaynaktaki moğolca karşılığın da, kızıttı tanûri şeklinde yazılmasıdır. Bunların yanında, aynı kaynakta, tandır sözü de vardı.
Ekmek fırını veya tandırı için, elimizde çok önemli türkçe bir belge daha vardır: Maalesef bu deyişin, yazılış ve okunuşu henüz daha, kesin bir şekilde çözülememiştir. Awran( ?) şeklinde yazılan bu eski türkçe deyiş, “ekmek fırını” anlayışına geliyordu. Fakat bu tip fırın veya tandırın şekli, “demirciocağı” na benziyormuş. Görülüyor ki bir tandır konusu bile, Türk kültür tarihinde lehimize olan, bir çok meseleler ortaya çıkarmaktadır. Kuman Türkleri ile Rusya Türklerine gelince, bunlarda rusçadan gelen peç deyişinin daha yaygın olduğunu görüyoruz . Babürname ‘de de tandır deyişi yaygındır.
Tabiî olarak tandırların da, bir çok çeşitleri vardı. En mühim olan nokta, tandırın peteği, yani küpüdür. Tandırın üzerine örtülen “keçe örtüye” Türkler, tandır kebesiderlerdi. Tandırın ateşinin karıştırılması için de, ayrı bir âlet kullanılırdı. Anadolu’da buna kırdavuç, kırdağuç, eğiş, köseği, gibi, en eski Türk izlerini taşıyan adlar verilirdi. Ekmeği tandırdan almak veya çevirmek için kullanılan eğiç, eğri, şiş, gelberi gibi âletler de, çok eski Türk özellikleri göstermektedirler. Selçuk çağının başında, gelberi’ye yerküç adı verilirdi. Bu âlet, tahtadan yapılmış, kılıç gibi uzunca, enli bir ağaç parçası idi. Fırın veya tandırdaki ekmekler, bununla çevrilirdi.
Yukarıda görüldüğü gibi, sadece bir tandır konusu bile, Türk kültür tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.
Kaynak: Bahaddin Ögel- Türk Kültür Tarihine Giriş 4. Cilt