Ağıt Söyleme Geleneği Nedir? Ağıt Yakma ve Ağıt Örneği
Ağıt genellikle bir ölünün ya da acı bir olayın ardından söylenen halk türküsü. Ağıtlar, başından acı bir olay geçen ya da ölen kişinin iyiliklerinden, yiğitçe davranışlarından ve yaşamındaki önemli olaylardan söz eder. Belli geleneksel hareketler eşliğinde, kendine özgü ölçü ve uyaklarla söylenir.
Ağıt söyleme geleneği Nedir?
Ağıt söyleme Türklerde çok eski bir geçmişe dayanır. Eski Türklerin ölülerin ardından düzenledikleri yuğ törenlerinde bugünkü ağıtların ilk örnekleri sayılabilecek saguları söylenirdi.
Günümüze kalan en eski sagu örneği efsanevi bir Türk hükümdarı olan Alp Er Tunga ile ilgilidir. Divanü Lügati’t-Türk’ûn çeşitli sayfalarına serpiştirilmiş olan Alp Er Tunga sagu’su 11. yüzyılda derlenmişse de geçmişi çok daha eskilere uzanır. Günümüzde ağıt kavramı Azerbaycan’da ağı, Kerkük yöresinde sazlamağ, Türkmenistan’da ağı, tavs ve tavsa gibi sözcüklerle karşılanır.
Ağıt Anadolu’nun hemen her yerinde söylenir, ama özellikle Orta ve Güney Anadolu’nun belirli yörelerinde yaygındır. Bu yörelerde yaşayan Afşarlarla Türkmenlerin hem geleneğin sürmesinde, hem de eski ağıt metinlerinin günümüze ulaşmasında önemli rolü olmuştur.
Ağıtların içeriği ve ezgisi toplumun ortak yaratma gücüyle zenginleşir. Bazılarının hangi kişi ya da olay için ve kim tarafından söylendiği bilinse de, ağıtın temelde sözlü bir gelenek olması ve ağızdan ağıza geçerek yayılması nedeniyle bu bilgiler hiçbir zaman kesinlik kazanamamıştır. Bu yüzden ağıtların yarı anonim folklor ürünleri arasında anılması gerekir. Sekiz heceli ağıtlar yedi ve on bir hecelilerden daha yaygındır. Sekiz heceli Afşar ağıdının dörtlüklerinde birinci, ikinci ve dördüncü dizeler uyaklı, üçüncü dizeler boştadır. Birinciyle üçüncü, ikinciyle dördüncü dizelerin uyaklı olduğu ağıt biçimleri de vardır.
Erkeklerin söylediği örneklere rastlanmışsa da, ağıtlan genellikle kadınlar söyler. Yöreden yöreye az çok değişen ağıt törenleri, daha çok Ölünün başında ya da gömülmesinden hemen sonra düzenlenir. Ağıt yakan kadınlar halka biçiminde oturur. İçlerinden en yaşlısı ya da ağıt söylemede en deneyimlisi, o da olmazsa dışarıdan getirtilen ağıtçı kadın başa geçer ve hep birlikte nem söylenir, hem de ağlanır. Ağıt söylemenin ve ağlamanın usulü vardır, örneğin her dörtlükten sonra ya da dizelerin uygun yerlerinde hep birlikte ağlanır. Çoğu zaman ölenin giysileri ve eşyaları da bu halkanın ortasına konur. Âşıkların da ölen ünlü kişilerin ardından kimi zaman kendi istekleriyle, kimi zaman da o kişinin bir yakınının isteğiyle ağıt yaktıkları olur. Bunun dışında savaş, yıkım, kıtlık gibi ölüm ve acı getiren olaylar için de ağıt söylenir. Ağıtların metinleri cönkler ve öteki yazılı kaynaklara genellikle türkü ve destan olarak geçirilmiştir.
Ağıt Nasıl Yakılır?
Ölüm haberiyle yaka yırtmak, saçını yolmak, yüzünü çizmek gibi ağıt yakmak da çok eski geleneklerdendir. Ağıt yakma geleneği halk edebiyatının zengin bir dalını oluştururken, bir yandan da profesyonel ağıtçıları doğurmuştur. Ağıtçılık İran, Arap ve Balkan ülkelerinde yaygın meslek olduğu gibi, Anadolu’da da bazı bölgelerde geçerlidir.
Ağıtçı kadın ustasından el almış biri olmalıdır; bir yandan da ölü hakkında bilgi edinebilecek kadar yakın çevreden olması gerekir. Ölü sahibi kadınlar kendisinden fazla ağlarsa “haydi derdinizi yel alsın” diyerek kızıp cenaze evini terk eden ağıtçı, bir yandan ağlar ve ölünün evde bulunması doğru bulunmayan eşyası teker teker çıkartıldıkça kafiyeler düşürerek ne kadar yakıştığını, ne kadar sevdiğini söylerken, bir yandan da işine yarayanları ayırıp eteğinin altına yığar.
Aşk, kahramanlık, genç ve bebek ölümü, eşkiyalık gibi konularda çok başarılı ve artık klişe yerine geçen ağıtlar bulunduğu gibi, uzun zamana dayanabilen tarihsel veya destansı kişilik kazanmış kimseler için yakılmış ağıtlar yazılı metin bırakmayan halkın değerlerini çözümlemek için önemli veriler taşırlar. (Kaynak: Kudret Emiroğlu / Gündelik Hayatın Tarihi)
Ağıt Örneği:
Cihan da cana böyle kıyar mı?
Hasta başın taş yastığa koyar mı?
Ergen kıza beyaz bezler uyar mı?
Al giy allı balam şalların hani?
Hıfzi