Ahiret Nedir? Ahiret Ne Demek Anlamı? Ahiret Hayatı
İnsanların öldükten sonra gittiklerine, mutlu veya mutsuz bir yaşam sürdüklerine inanılan başka bir dünya
Ahiret nedir, ne demektir anlamı nedir? Ahiret hayatı nasıl olacaktır? Dinlere göre ahiret hayatı nasıldır?
1. Dinsel inançlara, özellikle de İslam inançlarına göre insanların öldükten sonra gittikleri yer, öbür dünya: Ahiret korkusu.
2. Ahret adamı, dünya işlerini bir yana bırakıp, kendini ibadete veren kimse. Ahiret hakkı, dinsel inanışa göre öteki dünyada kulun ödeyeceği hak: Bende alacağınız kalmadı, kaldıysa ahret hakkı olsun, öteki dünyada yakama yapışın. Ahiret kardeşi, babası, evladı, bir kimseye göre dini inançla bağlı olduğu, bu bağlılığı ahrette de sürdüreceğine inandığı kimse: insan ahret kardeşini unutur mu? O benim ahret kardeşimdir, akrabamdan da ileridir.
Ahiret sorusu, suali, yanıtlaması güç, karmaşık, bezdirici soru. Ahiret yolculuğu, ölüm. Ahrete intikal etmek, ölmek Ahreti boylamak, ölmek. Ahiretini yapmak, mamur etmek, Tanrı’ ya kulluk ödevlerini yerine getirerek sevap kazanmak. Ahirette iki eli, on parmağı yakasında olmak, ahrette bir kimseden davacı olmak, hesap sormak: Dediğimi yapmazsan, bize yardımdan kaçınırsan, ahirette on parmağım yakanda olacaktır.
Ahiret Dalı Nedir? Ahiret dalı, ahret kardeşlerden biri evlendiğinde öbürünün armağan .ettiği, bereketi ve aydınlığı simgeleyen süslü dal.
Folk. Gelin olacak kızın ahretliği, düğünden önce bir dalı ayna, tarak, oyuncak, iğne, iplik, meyve vb. şeylerle süsler, bir saksı ya da tenekeye diker Gelin, düğün alayı gelmeden, gelinlik giysileriyle ahiretliğinin evine gider. Çalgılar çalınır, oyunlar oynanır. Ahiret dalı ve armağan bohçası alınıp geri dönülür (Bu dala ŞİMŞİT de denir.)
İslam İnancına Göre Ahiret
Müslümanlıkta ahiret ve kıyamet gününe inanmak şarttır Ahiret kavramı, Kuranın birçok suresi (Vakıa, Necm, Bakara. Kıyamet sureleri vb.) ve ayetlerinde geçer, İslam inancına göre, Allah dünyayı ve dünyadaki bütün canlıları geçici olarak yaratmıştır. Günü geldiğinde (kıyamet), dünya ve üzerindeki bütün canlı -cansız varlıklar yok olacaktır. Kıyametin hemen ardından ahiret dünyası ve ahret yaşamı başlayacaktır, İsrafil, “sur”a (kıyamet günü çalınacak boru) ikinci defa üflemesiyle (nefha-i saniye), ölülerin berzah âleminde bekleyen ruhları, yeni baştan yaratılan bedenleriyle buluşup dirilecektir. Dirilenler, mahşer yerinde bir araya geleceklerdir. Bu olay, ölümden sonra diriliş (basübadelmevt). ikinci yaradılış (neş’e-i uhra), cesetler karmaşasıdır (haşr -i ecsad). Bu aşamadan sonra, insanların dünya yaşamlarındaki günah ve sevapları ölçülerek (mizan), cennet ve cehennemlikler belirlenecektir.
Sırat köprüsünden sevapları ağır gelen inananlar geçerek cennete ulaşacak, günahları ağır basanlar ise cehenneme düşeceklerdir. Cennet ve cehennemdeki yaşam, sonsuza kadar sürecektir. İslam inancına göre. bu iki kavram, yalnızca ölümden sonraki sonsuz bir mutluluk ya da azap yeri değil, kişilerin dünyadaki yaşamlarında, kendi elleriyle hazırladıkları kaçınılmaz bir gelecektir.
Ahiretlik Ne Demektir?
Ev işlerinde çalıştırılmak üzere küçük yaşta eve alınan kız çocuğu; besleme, evlatlık: Fazıl Paşaların ahiretliği, konağın bütün işlerini çekip çeviriyor.
Birbirlerini bu dünyada ve öteki dünyada kardeş kabul eden iki kadın; birbirlerine göre bu kadınlardan her biri: İki ahiretlik şurada yaşayıp gidiyorlar. Ahiretliğim iyi bir kadındı
AHİRET. İnsanların öldükten sonra gittiklerine, mutlu veya mutsuz bir yaşam sürdüklerine inanılan başka bir dünya, öte dünya da denir, öte dünya fikri en ilkel düşüncelerden, en gelişmiş dinlere kadar bütün inançlarda ortaktır, ölü, ölüm, ölümsüzlük ve ölümden sonra yaşama inançlarıyla bağıntılı bulunan bu inanç, önceleri genel anlamda cennet ve cehennem ayrımı yapılmaksızın tek ve bütün olarak düşünülmüştür, öteki dünya fikri, kendinden daha eski bir kavram olan tenasüh (ruh göçü) kavramına dayanır, özellikle ılıman kuşaktaki mevsimlerin ritmi, insanları ruh göçü inancına götürmüştür. Hint felsefesinde Uddalaka (MÖ. 640 – 610), ölenlerin ruhlarının rüzgârlarla kaldırılarak tanrılara götürüldüğünü, nefesin öteki dünya ile bu dünyayı birbirine bağlayan bir ip olduğunu söylemiştir. Bu nefes fikrini daha sonra Antik Çağ Yunan felsefesinde Anaksimenes sürdürmüştür.
Öte dünya, her kültüre göre değişik düşünülmüştür. Çin inançlarında hoş, sıcak ve aydınlıktır. Buna karşın Yunan inançlarına göre soğuk, karanlık ve çirkindir. Ancak güzel ve çirkin ayrımı yapılmaksızın bütün inançlarda ortak olan nokta, öte dünyaya gitmek için bir takım engellerin aşılması zorunluluğudur. Eski inançlara göre, kötü kişilerin ruhları öte dünyaya gidemezler. Ancak bunların ne olacağı konusunda her kültür değişik şeyler söyler. Kimine göre bir canavar tarafından yenir, kimine göre serseri bir ruh olarak dolaşır.
Mısır inançlarında ölen kişinin Ahirette üç bin yıl yaşayacağına inanılır. Onun İçin de ölü, mumyalanır, Böylece üç bin yıl sonra yeniden mumyalanmış bedenine girerek yaşamına devam eder. Eski inançlarda ölüleri özel eşyaları ve hatta karıları ile birlikte gömmenin altında da aynı fikir yatar.
Tek tanrılı dinlerde ahiret kavramı önemli bir yer tutar. Musevilikte Ahirete ve kıyamete de inanılır. Tevrat’ta bu inancın Museviler arasında nasıl geliştiği anlatılır. Hıristiyan inancına göre bu dünya kötüdür ve asıl mutlu yaşam kıyamet koptuktan sonra başlayacaktır. Hıristiyan inancına göre insanlar aslında öte dünyada yaşarken Adem ile Havva’nın ilk günahları yüzünden cennetten kovulmuşlar ve bu dünyaya atılmışlardır.
İslam inancında da ahiret kavramı önemli bir yer tutar, İslamiyet’in temel hükümlerinden biri ahirete inanmaktır, İslam inancına göre, ahiret gününe inanmak; bir gün dünyanın sonunun geleceğine (kıyamet)) büyük kutsal mahkemenin kurulup insanların orada yargılanacaklarına, sonra da cennet ve cehennemden birine gönderilerek sonsuza kadar orada yaşayacaklarına inanmak demektir, İslamiyet’in temel kitabı olan Kuran’ın birçok ayet ve surelerinde ahiret ve ahiret yaşamından söz edilmektedir.
Bakara Suresi’nin 201. ayetinde “Rabbimiz, bize dünyada iyiyi, ahirette de iyiyi ver, bizi ateşin gazabından koru” duası, ahireti ve şimdiki yaşamımızı birlikte düşünmemiz gerektiğini bildiriyor, İslam inancında ahirete gidebilmek için Sırat Köprüsünden geçileceğine ve insanların dünyada işledikleri günahlarının yazıldığı defterlerin inceleneceğine inanılır. Dünyada günah işlemeyenler Sırat Köprüsü’nden geçerek cennete, diğerleri ise cehenneme giderler, İslamiyet’e göre yaşadığımız bu dünya bir sınav dünyasıdır. Hz. Muhammed’in “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış” sözü, bu sınavda ne kadar dikkatli ve azimli olunması gerektiğini hatırlatır.
Ahiret, ukba ya da dar-i beka da denir, kıyamet ile başlayarak sonsuza kadar sürecek olan dünya ötesi yaşamı. İslamın altı inanç temelinden biridir. Kuran, ahirete iman konusunu önemle ve Allah’a iman ile birlikte anar. Müminlerden söz ederken “Ahirete yakini de bunlar edinirler” (Bakara: 4) der. Aynı surenin başka bir ayetinde de “Her kim Allah’a ve ahiret gününe hakikaten iman’eder ve salih amel işlerse, elbette bunların rableri yanında ecirleri vardır. Bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun da olmazlar” (Bakara: 62) denir. Islama göre yaşam üç evreden oluşmaktadır. Birinci evre, kısa süreli olan ve ruhun bedenden ayrılması ile sona eren, bu dünyadaki yaşamdır. Ölümle birlikte yaşamın ikinci evresi, tam olarak ne dünya yaşamına, ne de ahiret yaşamına benzeyen “Berzah” yaşamı başlar. Berzah kıyamete, bütün evrenin, Allah’tan başka her şeyin yok oluşuna ve arkasından sonsuz ahiret yaşamının başlangıcı olan yeniden dirilişe kadar sürer.
Kuran’a göre bu dünya fanidir, mutlaka son bulacaktır. İnsan bu dünyadaki bütün yaptıklarından, bütün davranışlarından sorumlu olduğu ve ahirette bunlann hesabını vereceği için dünya yaşamı ahiret için bir hazırlık ve sınanma dönemidir. Ahirette Allah’ın haklarında iyi hüküm verdiği insanlar Cennct’e, kötü hüküm verdiği insanlar da Cehennem’e gideceklerdir.
Kelâm bilginlerine göre, ahiret yaşamının varlığı duyular ve deneylerle bilinemez. Akıl da bu konulan kavrayamaz, kanıtlaya-maz. Bununla birlikte, akılla ahiret yaşamının olmadığı da kanıtlanamaz. Ahiret konusunda kabul edilebilecek tek bilgi kaynağı Kuran ve hadislerdir.