Ahit Nedir? Eski ve Yeni Ahit Ne Demek? Ahid Sandığı Nedir?
Ahit, bireyler, topluluklar ve uluslar arasındaki ilişkiler açısından büyük önem taşıyan çok geniş kapsamlı, bağlayıcı vaat. Toplumsal, hukuksal ve dinsel birçok türü varsa da, daha çok Yahudilik ve Hıristiyanlıktaki dinsel anlamıyla bilinir. .
Ahit, büyük bir olasılıkla eski çağlardaki siyasal antlaşma kalıplarından türemiştir. Kitabı Mukaddes’te anlaşıldığı biçimiyle ahit, İsrail kavmini Tanrı’ya itaat etmeye zorunlu kılmış, böylece bu kavmi dinsel bir cemaat halinde bütünleştirerek kabileler arası siyasal bir federasyonun da temellerini atmıştır.
Ahit sözleşmesi bir törenle, genellikle de ahdi bozacak kişinin başına gelecekleri simgeleyen bir hayvan öldürme uygulamasıyla resmen yerine getirilirdi. Antlaşma kurallarını denetlemeleri ve bunlara itaat edilmesini sağlamaları için de tanrılardan yardım dilenirdi. Sonuçta ahit, bireyler ve topluluklar arasındaki toplumsal ve hukuksal ilişkileri denetlemenin ötesinde. Tanrı ile dinsel cemaat arasındaki ilişkiyi kavrâmlaştırmanın başlıca yolu haline geldi.
Ahitler, Kitabı Mukaddes’te sözü edilen Sina Dağı Abdi’nden 1000 yılı aşkın süre önce, yeni toplumsal ilişkiler oluşturmayı amaçlardı. Bu uygulama büyük bir olasılıkla evlilik sözleşmelerinden doğmuştu. Çok geçmeden de siyasal ilişkileri tanımlamada etkili ve önemli bir araç haline geldi. Kuşkusuz, o sıralarda gönüllü olarak kurulan yeni siyasal ilişkiler vardı, ama çok seyrekti. Daha çok bir toplumsal küme öbürüne askeri güçle boyun eğdirdikten sonra bu yola başvuruyor, bu ilişkiyi resmileştirmek ve zor uygulama gereğini ortadan kaldırmak için ondan vaatler alıyordu. Ama bu tür ahitler güvenilir olmaktan uzaktı. İÖ 1500 dolaylarında, Hitit İmparatorluğumun ahit sözleşmeleri, boyun eğdirilen kavimlere, sözleşme koşullarının gerçekte onların lehine olduğunu gösterme çabasıyla daha açık seçik ve birörnek nitelik kazandı.
Eski Ahit’in temelinde Çıkış (Eksodos), yani İsrail kavminin İÖ 13. yüzyılda Mısır’ daki tutsaklıktan kurtulması vardır. İsrail kavminin, bu olaydan doğan tektanrılı dini, çevredeki aristokratik ve çoktanrılı toplumlardan yola çıkarak açıklanamaz. Ama topluluktaki bu bütünleşme, o günlerin siyasal antlaşmalarına benzeyen bir dinsel ahde bağlılık biçiminde anlaşılabilir. Gerçekten de Sina Dağında Hz. Musa’ya bir ahit olarak verilen On Emir’de, Hitit antlaşmalarıyla aynı yapı görülür. Siyasal bir antlaşma biçimim taşıyan bu dinsel ahit İsrail kavmini, tapılacak tek tanrı, tanınacak tek hükümdar olan Yehova’nın krallığı olarak bir araya getirmiştir. Ahit, böylece geniş bir toplulukta barış ve işbirliğini sağlamanın aracı olmuştur. Üyelerinden tek tek bağlılık isteyerek toplumsal örgütlenmede bir rol oynamaktan çok daha ötelere geçen ahit, İsrail kavminin dinsel inançlannın büyük bölümüne kaynaklık etmiştir.
Bu yeni dinsel topluluk, komşularını boyunduruk altına alıp genişledi. Ardından Şittim ve Şekem’de gerçekleşen ahitler, yeni katılan insanların bağlılığını da sağlayarak, Sina Ahdi’ni genişletip sürdürdü. Sina Ahdi ile oluşan cemaate daha bir kuşak geçmeden, yalnızca Yehova’ya iman eden çeyrek milyon insan katıldı. Ancak İsrail komşularını izleyerek bir krallığa dönüşünce, köklü bazı değişiklikler yapıldı. Ahitte insanların yalnızca Yehova’ya iman etmeleri emredildiği için, yeni monarşi, cismani kral kavramını seçilmiş hükümdar olarak meşrulaştırmak, Yehova’yı da vaatler yoluyla İsrail’e bağlanmış bir Tanrı olarak tanımlamak için Sina öncesi kaynaklara başvurdu. Böylece, ahde iman etmeyen çeşitli kent devletlerinin krallığa katılması kolaylaşmış, ama İsrail dinine yüzyıllar boyu sürecek bir çelişki ve karmaşa öğesi de sokulmuş oldu. Bundan sonra kralların yok edilmesi gerektiğini ilan eden peygamberler birbirini izledi. Az sayıdaki reform girişimi de pek başarılı olmadı.
Sina geleneği ancak krallığın kendi tapınağıyla birlikte yıkılmasıyla sürebildi. İsrail kavmi sürgünden döndükten sonra yeni bir ahit yürürlüğe konduysa da, bu yalnızca şeriata saygı gösterme biçiminde yorumlandı ve bu ahde bağlananlar İbrahimoğullan diye adlandırıldı. Hıristiyanlıktaki ahit anlayışı.
Yeni Ahit’ teki İsa üzerinde odaklaşır. İsa, çarmıha gerilmeden önceki son akşam yemeğinde, şarap kadehini yeni ahit olarak tanımlamıştır. Ekmek ye şarap. İsa’nın eti ve kanıyla özdeşleşir. İsa’nın ölümü ise. ekmek ve şaraptan paylarını alarak ona katılanların uğruna olmuştur. İsa’nın bir kurban olarak ölümü, cemaatin eski ahdi bozmuş olmasının bir cezasıdır. Ama isa’nın ölümü Eski Ahdi yerine getirerek hükümsüz kılmış ve Tanrı ile yeni bir ilişki kurulmasının yolunu açmıştır. Tann’nın bu yeni krallığı, insanın gözle görülen dış eylemlerine ilişkin yasalarla yönetilmez; yüreğe ve ruha, yani benliğe seslenir. Daha sonraki Hıristiyanlık tarihinde, özellikle de Reform kiliselerinde, ahdin yeni cemaatler kurmak için bir araç olarak görülmesi sürmüştür.
AHİT SANDIĞI
Ahit Sandığı, Tanrı’nın Musa’ya gönderdiği On Emır’ın yazılı olduğu iki tabletin Tevrat çağında içinde saklandığı tahta sandık. Üstü altın kaplama ve bezemeliydi Tabernaculum içindeki en kutsal yer olan Kudüsûlakdes’te durur ve Yom Kippur’da (Kefaret Günü) yalnızca başrahip tarafından görülebilirdi. İsrailoğullannın çölde dolaştıktarı dönemde sandığı Levililer adı verilen din hizmetlileri taşırdı. Vaat Edilmiş Ülke Kenan’ın fethinden sonra Şilo’da tutulduysa da, zaman zaman İsrailoğulları tarafından savaşa götürüldü. Hz. Davud sandığı Kudüs’e taşımış, son olarak da Hz. Süleyman onu Tapınak’a yerleştirmişti. Sandığın bundan sonra ne olduğu bilinmemektedir.