Ahmet Yesevi Kimdir? Hayatı ve Tasavvuf Anlayışı Hakkında Bilgiler
Ahmet Yesevi Türkistan’da doğdu. Buhara’da Arslan Baba adlı dönemin ünlü hocasının yanında yetişti. Daha sonra Yusuf Hemedaniden “icazet” aldı. Tasavvufla ilgili görüşleri Yesevi’lik olarak sürdü. Bektaşilik ve Haydarilik kollarının öncüsü oldu.
Ahmet Yesevi’nin şiirlerinde öğreticilik özelliği belirgindir.
Ahmet Yesevi, tarikatının esaslarını, eski Türk halk edebiyatının nazım şekilleri arasında yer alan türkülerle öğretmeyi uygun bulmuş, bu yolu kendisinden sonra gelenler de uygulamışlardır.
Halk tasavvuf şiiri çığırını açarak tekke şiirimizin temelini atmış ve ilerde Yunus Emre gibi ozanların yetişeceği ortamı hazırlamıştır, ömrü boyunca Hz. Muhammed’e bağlı kalmış, onun görüşlerini savunmuştur.
Tasavvufun; nefsi köreltmek, dünya nimetlerine ilgi duymamak, alçak gönüllülük, soy ve din farkı gözetmeksizin tüm insanları eşit saymak gibi ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmıştır
Şiirlerini inançlarından aldığı kuvvetle, şairlik iddiası taşımaksızın, fikir ve duygularını halka daha iyi duyurabilmek amacıyla Türkçe ve halk edebiyatı nazım biçimleriyle yazmıştır. Bu nazım parçalarına, dini ve ahlaki içerikli olmaları nedeniyle hikmet adı verilmiştir. Bu hikmetler sonradan bir araya toplanmış ve Divan-ı Hikmet adını almıştır. Bu hikmetlerin yalnız Ahmet Yesevi ye ait olduklarını ileri sürmek güçtür. Hoca Ahmet’ten başka öbür tarikat büyüklerinin de hikmetlerini kapsadığı sanılmaktadır. Bu durumuyla Divan-ı Hikmet, anonim bir antoloji niteliğindedir.
Özellikle Özbek Türkleri arasında yaygınlık kazanan Ahmet Yesevi’nin görüşleri, daha sonra Süleyman Ata tarafından da benimsenmiş ve sürdürülmüştür.
Divan-ı Hikmet adı altında derlenen Ahmet Yesevi’nin şiirleri taze ve temiz bir Türkçe ile yazılmıştır.
Benimsediği tasavvuf öğretisini göçebe Türk toplulukları arasında yayan, halk edebiyatı geleneğine dayanan, hece vezniyle yazılmış ortak Orta Asya Türkçesi özelliklerini taşıyan şiirlerinden hangilerinin kesinlikle ona ait olduğu bilinmemektedir.
Hikmet diye adlandırılan bu şiirlere türlü dönemlerde Yesevi dervişlerince Ahmet Yesevi’nin görüşlerini ve anlatım özelliklerini sürdüren yeni örnekler katıldığı kabul edilmektedir. En eski yazmaları ancak XVII yy ‘a ait olan Divan-ı hikmetle, dervişliğin erdemleri, dinsel ahlaksal sonuçlara bağlanan İslam menkıbeleri, peygamberler ve tasavvuf adamlarıyla ilgili öykücükler, dünyadan yakınmayı dile getiren, kıyamet günlerinin yaklaştığını hatırlatarak müminleri Tanrı yoluna çağıran, lirizmden oldukça uzak ve öğretici yanları ağır basan ürünler yer alır.
Hakaniye Türkçesi ürünleri arasında yer alan Divan-ı hikmet ‘ın yazmaları dışında Kazan, Taşkent, İstanbul gibi merkezlerde yapılmış Arap harfli basımları bu şiirlerin XIX.yy. sonuna dek geniş çevrelerde okunduğunu gösterir.
Fuat Köprülü’nün Türk edebiyatında ilk mutasavvıflar (1919) adlı yapıtı Ahmet Yesevi’nin yaşamının, kişiliği ve düşüncelerinin yakından tanınmasına olanak verdi. Divan-ı hikmetten seçilmiş örnekler. Türkiye Türkçesine çevrilmiş karşılıklarıyla Prof. Dr, Kemal Eraslan tarafından yayımlandı.