Anadolu Selçuklu Sanatı Hakkında Bilgi
Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu hızla Türkleşmeye başlamıştır. Anadolu’nun değişik yerlerine dağılan Türk komutanlar farklı yerlerde ilk Türk beyliklerini kurmuşlardır.
Anadolu’da kurulan ilk Türk beylikleri ve kuruldukları bölgeler şunlardır:
- Danişmentliler (1080-1178): Sivas, Kayseri, Malatya
- Artuklular (1102-1409): Mardin, Diyarbakır, Harput ve Hasankeyf çevresi
- Saltuklular (1072-1202): Erzurum ve çevresi
- Mengücekliler (1080-1228): Erzincan, Kemah ve Divriği çevresi
Kurulan bu ilk Türk beylikleri, Anadolu’nun Türkleşmesine önemli katkı sağladılar. Başta Erzurum, Erzincan, Sivas, Kayseri, Mardin ve Diyarbakır olmak üzere birçok kent bu dönemde önemli bir kültür, ticaret ve sanat merkezi durumuna geldi.
Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu’da kurulan diğer bir devlet de Anadolu Selçuklu Devleti’dir (1077-1308). Bu devlet, Selçuklulardan Kutalmış’ın oğlu Süleyman Şah tarafından kurulmuştur. Devletin merkezi önce İznik sonra Konya olmuştur. Süleyman Şah’tan sonra devletin başına sırasıyla I. Kılıç Arslan, I. Mesut ve II. Kılıç Arslan geçmiştir.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin en ünlü hükümdarı I. Alaeddin Keykubat’tır. Onun döneminde Anadolu’da siyasal birlik büyük ölçüde sağlanmış, Anadolu’nun birçok kenti önemli birer kültür ve sanat merkezi durumuna gelmiştir.
I. Alaeddin Keykubat’ın ölümü üzerine yerine II. Gıyaseddin Keyhüsrev geçmiştir. Bu dönemde Moğollarla yapılan Kösedağ Savaşı (1243) kaybedilmiş ve Anadolu, Moğol egemenliğine girmiştir. Devletin siyasal birliği bozulmuş, bir süre sonra da Anadolu Selçuklu Devleti sona ermiştir.
Anadolu Selçuklu sanatı ilk Türk beylikleri dönemi sanatından etkilenmiş ve gelişmiştir. Bu dönemde ortaya çıkan Anadolu Selçuklu sanatı, Anadolu’da gelişen Türk sanatının Osmanlılardan önceki en önemli bölümünü oluşturur.
Anadolu Selçuklu sanatının gelişmesinde en önemli rolü, Büyük Selçuklu sanatı üstlenmiştir. Büyük Selçuklu sanatının kökeninde ise Orta Asya Türk ve İslam sanatlarının etkisi vardır. Zamanla bu sanatların gelişimi, Anadolu’da farklı bir senteze ulaşmış, Anadolu’daki uygarlıklarla olan etkileşim sonucunda da özgün bir Anadolu Türk sanatı ortaya çıkmıştır.
Anadolu’ya gelen Türkler, Anadolu’da yeni yapı teknikleri ortaya koymaktan çok, eldekileri ustalıkla geliştirmiş, bölgesel malzeme ve teknikleri ağırlıklı olarak kullanmışlardır. Anadolu’nun kuzey bölgelerinde ahşap, güney bölgelerinde taş, diğer bölgelerinde ise kerpiç malzeme kullanılmıştır. Büyük yapılarda genellikle taş duvar yapımına ağırlık verilmiştir. Yapıların üzerini örtmek için ahşap çatı, taş tonoz ve tuğla kubbe kullanılmıştır.
Anadolu Selçuklu mimarisinde süslemenin önemli bir yeri vardır. Anadolu Selçukluları, taşı yapıların portallerinde, minarelerinde, mihraplarında, kemerlerde ve sütun başlıklarında kullanmışlardır. Yaygın olarak kullandıkları geometrik ve bitkisel bezeme dışında yapılarda figürlü süslemelere de yer verilmiştir. Kubadabad Sarayı çinilerindeki insan figürleri buna örnektir. Ayrıca Hititlerden bu yana Anadolu’da bilinen çift başlı kartal, aslan ve kuş figürleri de taş ve çini üzerine işlenmiştir.
Anadolu Selçukluları portallerin kemerlerinde, kitabelerde kûfi yazıyı süsleme amacıyla kullanmışlardır. Bu yazılar genellikle taş ve çini üzerine yazılmıştır.
Tuğla, Anadolu’da taşın yanında yardımcı malzeme olarak kullanılmıştır. Özellikle kubbe ve minarelerde kullanılan tuğla, geometrik düzenleme ile dekoratif kompozisyonlar oluşturacak biçimde düzenlenmiştir.
Anadolu Selçuklu yapılarında ana giriş kapısı (portal), çoğu zaman yapıdan daha yüksektir. Kapılar ve pencereler genellikle sivri kemerlidir.
Taşın ve tuğlanın yanı sıra alçı ve çini süsleme de Anadolu Selçuklu yapılarında sıkça görülmektedir.