Bizans İmparatorluğu dönemindeki tarihi eserler ve dönemin mimari anlayışı hakkında bilgi.
Doğu Roma imparatorluğunun başkenti olan İstanbul (Bizans), Ortaçağ’da dünyanın en büyük şehri idi. Ancak, Bağdat’la karşılaştırılabilirdi. Gösterişli sarayları, büyük ve yüksek kiliseleri, hipodromu, dikilitaşları, zafer takları, sağlam surları, su kemerleri, zenginliği ve kalabalıklığı ile herkesi çok etkilerdi. Burada güzel sanatlar da gelişmişti.
İstanbul, en çok Justinianus zamanında imar edilmiştir.
Justinianus, İstanbul’da ve imparatorluğun öteki yerlerinde pek çok kilise, manastır, saray, köprü, sarnıç, su kemeri, hamam, hastane yaptırmıştır. Makedonya sülâlesi döneminde de güzel sanatlar gelişmiştir. Doğu Roma imparatorluğundan kalan en değerli yapı Ayasofya kilisesidir. Bu bina hem yapısı ve hem de süsleri bakımından ölmez sanat eserlerinden biridir. Bin yıldan çok süren Doğu Roma imparatorluğunda, bu değerde başka bir yapı meydana getirilememiştir. Mozaikleriyle tanınmış Hora kilisesi de (Kariye camisi) değerli sanat eserlerinden biridir. İçinde bugün de su bulunan Yerebatan sarnıcı, İstanbul surları, Tekfur sarayı, Yedikule’de büyük Yaldızlı kapı, su kemerleri, zamanımıza kadar kalan eserlerdir. Bizanslılar, yapılarının duvarlarını ve tabanını mozaiklerle süslemişler ve bu sanatta ileri gitmişlerdir.
A Z Kültür ve Tarih Ansiklopedisi 193
Ankara Kalesi
Bizans döneminde önemli bir varlık göstermiş, özellikle bugün ayakta kalan kısımları Bizanslılardan kalmıştır. Fransız rahip P. Guillaume de lerphanion kaleyi etraflıca inceleyerek, kalenin Bizans İmparatorluğu zamanına ait olduğunu belgelemiştir.
İlk önceleri Kale’nin Bizans İmparatoru l. Mikhael ya da U.Mikhael tarafından yapıldığı iddia edilmiş, sonra bunun III. Mikhael tarafından olduğu kesinleşmiştir. Ankara Kalesi’nde, ilkçağ yapılarının ve mezarlarının işlenmiş mermerleri, yontulmuş bloklar, silmeler, sütun ve heykel kaideleri, kitabeli sunak ve steller, kabartmalı firizler, kasetli tavan kaplamaları, figürlü lahit parçaları, paye başlıkları ve su künkleri kullanılmıştır. Bu devşirme malzemeler sur duvara yerleştirilirken bazen estetik unsur ön plana geçmiştir. Ankara Kalesi’nin askeri mimarlık bakımından en önemli tarafı, ilkçağda askeri prensiplere dair bir eser yazan, MÖ.2. yüzyılda Byzantion’lu Philon ve MS. 6. yüzyılda bir anonim yazarın burçların veya kulelerin nasıl olması gerektiği hususundaki önerilerine uyulmuştur. Ankara Kalesi’nde kuleler, 8-11 m. aralıklı olarak, uçları sivri ileri taşkın bir mahmuz gibi gayet sık olarak inşa edilmiştir. Bu biçim, askeri mimari teoricilerinin tavsiyelerine aynen uymaktadır.
Kaynakça: Tarih İçinde Ankara. (Abdülkerim Erdoğan, Gökçe Günel, Ali Kılcı)