Burak (Peygamber’in miraca çıkarken bindiği binek hayvanı.
Burak-ı Cem, Hz. Süleyman’ın tahtını havada gezdiren rüzgâr.
Burak tasviri, karagöz oyunlarında, oyun başlamadan önce izleyicilerin dikkatini çekmek ve oyuna hazırlanmalarını sağlamak amacıyla perdeye konan göstermeliklerden biri.
Hz. Muhammed’in Miraç ta, Hz. İbrahim’in Mekke’deki oğlu İsmail’i görmeye giderken bindikleri söylenen efsanevi yaratık. Kuran’da, Allah’ın Hz. Muhammet’i gece Mescid-i Hâram’dan (Kâbe) Kudüs’teki Mescıd-i Aksa’ya götürdüğü (XVII, 1), başka bir ayette, Hz. Muhammet’in “en yüksek ufukta” Allah’a ya da Cebrail’e bir yayın iki ucu kadar yaklaştığı belirtilirse de, ne bu ayetlerde ne de başkalarında “Burak adı geçmez. Ancak, Hz. Muhammed’e nispet edilen bazı hadislerde Burak’tan söz edilmekte, onun eşekten büyük, attan küçük bir yaratığa benzediği, Hz Peygamberin Mekke’den Kudüs’e kadar ona binerek gittiği. Burak’ın adımını gözle kestirilebilen en uzak noktaya kadar atabildiği anlatılır.
Hz. Muhammed gibi onurlu bir yolcuyu, olağanüstü bir hızla, olağanüstü bir olay olan Miraçta taşımış olması nedeniyle Burak, Türk İslam edebiyatına ve minyatür sanatına esin kaynağı olmuştur. Süleyman Çelebi’nin Mevlidinde Miraç ile ilgili olarak anlattığına göre, Cebrail, Allah’ ın emri uyarınca, Hz. Muhammet’in binmesi için, cennetteki kırk bin Burak içinden bir tanesini seçmek ister; bunlardan birinin yemeden, içmeden hep ağladığını görür; nedenini sorduğunda Burak, kırk bin yıl önce Muhammet adını duyduğunu ve bu ada âşık olduğunu, hep ona kavuşmayı beklediğini anlatır. Bunun üzerine Cebrail onu Hz. Muhammet’e götürür.
Türk minyatür sanatında Burak, çoğunlukla insan başlı, tavus kuyruklu ve kanatlı bir at biçiminde betimlenmiştir.