Bursa Gürsu’da Çömlekçilik

Bursa Gürsu’da Çömlekçilik, Gürsu’da Çömlekçilik İle İlgili Olarak Derlenen Bilgiler. Gürsu Çömleği Nasıl Yapılır? Kullanılan Malzemeler, Meslek Sorunları

  • Derleyen: Ayşe Özen
  • Derleme yeri ve tarihi: Gürsu ilçesi/Bursa, 2004
  • Kaynak kişi 1: Sami Öztürk, emekli ziraat mühendisi.
  • Mesleği kimden öğrendiği: Babasından öğrenmiştir. Meslek babadan oğula geçmektedir.
  • Kaynak kişi 2: Ali Yıldırım.
  • Mesleği ne zamandır yaptığı: 8 aydır bu meslekte çalışmaktadır.
  • Kaynak kişi 3: Fikret Tomar, çömlekçi dükkanının sahibi, seramik okulu mezunu.
  • Mesleği kaç yıldır yaptığı: 25 yıldır yapmaktadır.
  • Kaynak kişi 4: Hanife Tomar, Fikret Tomarın eşi.

Gürsu’da Çömlekçilik

Çömlekçilik; Anadolu’da çok eskiden beri yapıla gelen el sanatlarından biridir. Günümüzde fonksiyonel yapısı kaybolmakla beraber, ülkemizdeki yeni kullanım alanlarında değerlendirilmeye başlanan çömlekçilik sanatı, az sayıda ustayla devam ettirilmektedir.

Günümüzde pek çok yerleşim yerinde çömlek yapılmaktadır. Bu mekanlardan biri de Bursa’nın Gürsu ilçesidir. Plastik malzemelerin yaygınlaşmasıyla pek çok yörede olduğu gibi burada da çömlekçilik olumsuz yönde etkilenmiştir. Ne var ki turizm, tam da bu aşamada çömlekçilere yeni olanaklar yaratmıştır. Hediyelik eşyaya yönelik daha nitelikli ürünlerin üretildiği, biçim ve yöntemde çeşitliliğin arttığı bir süreç başlamıştır.

Çömlek Yapımında Kullanılan Hammadde ve Araçlar

Çömlekçilik yapımında kullanılan hammadde Bilecik’in Kınık köyünden çıkarılan topraktır. Buradan çıkarılan toprak çamur yalaklarında depolanır ve su ile yoğurulur. Silindirlerden geçirilerek çamur içinde bulunan sert ve yabancı materyaller ezilir ve çamurun havası kısmen dışarı atılır. Ardından kumlu düz bir zemin üzerinde ayakla çiğnenmek suretiyle rulo haline getirilir ve istenen boyda kesilir. Sonra da çamur, topaç haline getirilir. Topaçlar çömlekçi çarkları üzerindeki tablada elle şekillendirilerek çeşitli çömlek malzemesine dönüştürülür. Dekoratif amaçlı yapılan süs eşyalarında ise önce eşyayı süslemek için seramik boyası daha sonra ise eşyaya parlaklık vermek amacıyla kimyasal bir madde olan sır kullanılmaktadır.

Çömlek yapımında kullanılan araçlar ve fonksiyonları ise şu şekildedir:

  • Tel: Genellikle kapak yapımında kullanılan bir alettir. Kapak yapıldıktan sonra kesilmesi için kullanılır.
  • Deve Boynu: Testi, ibrik gibi boğazlı eşyaların boyun kısmına şekil vermek için kullanılan bir alettir.
  • Puçula: Yapılan eşyanın büyüklüğüne ve küçüklüğüne göre iki çeşittir. Birisi cetvel gibi düz, diğeri ise elips şeklindedir. Düz olan puçula genellikle düz eşyaların çekiminde, yuvarlak puçula ise yuvarlaklık vermek amacıyla kullanılır. Eğer düz eşyaların çekiminde elips şeklindeki puçula kullanılırsa eşyanın üzerinde bir boşluk, çizik bırakır.
  • Dip Demiri: ibrik, testi gibi eşyaların dibine şekil vermek için kullanılır.
  • Safiyen: Yapılan eşyalara parlaklık vermek amacıyla kullanılır. Eşyaların yüzeyindeki pürüzleri düzeltmeye yarar.
  • Ölçü Aleti: Eşyanın boyunu, karın kısmının büyüklüğünü ayarlamak, eşyaya esas şeklini vermek için kullanılır. Ayrıca usta, yapılan nesnelerin ağız ve kapak büyüklüğünü ayarlamak için basit aletler geliştirmiştir.
  • Çark: Çark, eşyaların asıl şekillerinin oluşması için kullanılmaktadır. Daha önceleri hızlı çarkla ayakla çevrilirken şu anda elektrikle çalışmaktadır.
  • Misina İpi: Yapılan eşyayı çarktan çıkarmak için kullanılır.

Çömlek Nasıl Yapılır? Çömlek Yapım Tekniği

Çömlek yapımında kullanılan toprak iki çeşittir. Çömlek yapımında kullanılan sert çamur, hazır olarak, paketler halinde gelmektedir. Kalıpçılıkta kullanılan toprak ise kildir. Bu toprak Bilecik pazar yerinin Kınık köyünden gelmektedir.

Çömlek yapımında ilk işlem çarkta çekmedir. Bu, hızla dönen çömlekçi çarkının tablası üzerinde çömlek yapma tekniğidir. Çarkta çekmenin temel yöntemi, dönen çamur kütlesinin merkezkaç kuvvetine karşı bir baskı kullanılmasıdır. Bütün baskı, çamurun merkezine yöneltilir; eğer bu bölgede başarılı olunamazsa çamur merkezde tutulamaz ve dönüşü düzensizleşir. Çevirme işleminde çamura elle ya da basit aletlerle şekil verilmektedir. Şekil verildikten sonra ürünler, atölyelerde tahta üzerinde aralıklı olarak raflarda sıralanıp 7-20 gün gölgede bekletilerek suyu çekildikten sonra, çömlekçi fırınına ızgaranın üzerinden başlayarak fırının tavanına doğru yükseltilmek suretiyle üst üste istif edilir. Eğer ürünler sırlı değilse yığma yöntemiyle dizilirler, ancak eğer sırlıysa ürünlerin birbirine değip, zarar vermesini önlemek amacıyla teker teker fırına dizilirler.

Fırınlama genelde iki aşamada yapılır. Birinci aşama “bisküvi” fırınlamasıdır. Buna “hamlama”da denilmektedir. Hamlamadan sonra 950 derece ile 1000 derecelik bir ısıda çömlekler fırınlanır. Özellikle bu ısıda fırınlamaya dikkat edilir. Çünkü 1000 dereceyi geçtikten sonra topraktaki demir oksitler nedeniyle kararmalar oluşur. Eğer ürünler sırlanacaksa bisküvi fırınlamasından sonra sıra batırılır ve tekrar fırınlanır. Sır, feldspat, boraks, dolamit gibi kimyasal maddelerden hazırlanmıştır ve ürünler üzerinde saydam bir cam tabakası oluşturur. Dekoratif amaçlı yapılan bazı çömleklerde ise kil kullanılmaktadır.

Kil önce çamur makinesinde suyla birlikte sıvı hale getirilir ve sonra da süzülür. Süzüldükten sonra verilmek istenen şekle göre hazırlanan kalıplara dökülür. 15-20 dakika belli bir yoğunluk alması için bekletilir. Sonra kalıptan çıkarılarak tekrar kurumaya alınır. Kuruduktan sonra oyma işlemi yapılır.

Oyma işlemi kesme bıçağı ile yapılır ve oyma yapılırken herhangi bir yönteme bağlı kalınmaz. Oyma yapan kişi nesneye kendi içinden geldiği gibi şekil verir. Sonra da bu nesnelere yazı yazılması veya şekil çizilmesi gerekiyorsa seramik boyasıyla bu işler de yapılır. Bu işlem de tamamlandıktan sonra kimyasal bir madde olan sırla sırlama yapılır ve fırına verilir. Sırlamada ürünlerin fırında birbirine dokunup zarar vermemesi için ürünler, teker teker itina ile dizilir. Sırlama yapılmayan ürünler ise birbiri üstüne yığılarak pişirilir. Bu işleme yığma denilir. Ürünler müşterinin isteğine göre sırlanır veya sırlanmadan kahverengi bir boyayla boyama yapılır. Daha sonra da istenen bölgelere, gazete kağıtlarına ve straforlara sarılıp, kutulara konularak sevkiyat yapılır.

Çalışanların Karşılaştıkları Sorunlar

Çömlek ustası Sami Öztürk, çırak bulmakta zorluk çektiklerini, gençlerin daha kolay kazanç getiren daha zahmetsiz işlere yöneldiklerini, çömlekçiliğin okulu olmadığını, çömlekçilik yerine seramik sanatının yaygınlaştığını ve bu yüzden çömlekçiliğin genelde aile içinde yaşatılan bir meslek olduğunu belirtmiştir. Ayrıca çömleğin yerini çelik, plastik gibi araçların almasıyla çömlekçilik mesleğinin zayıflamaya başladığını ve bu nedenle daha çok kazanç getiren dekoratif amaçlı ürünlere yönelindiğini belirtmiştir. Hammadde bulmakta zorluk çekilmediği fakat bundan 10 yıl öncesinde bu konuda çeşitli sıkıntılarla karşılaştıklarını belirtmiştir.

Ürünlerin Pazarlanması ve Kazanç Durumu

Çömlekler ve dekoratif ürünler ülke içinde çok çeşitli kesimlerde alıcı bulmaktadır ve isteğe göre ürünler yapılıp sevkiyat edilmektedir. Çalışanlar, yaklaşık 25-30 yıllık bir geçmişlerinin olduğunu, piyasayı iyi tanıdıklarını ve bu nedenle de çok güç bir durumla karşılaşmadıklarını, karşılaşsalar bile kolayca atlattıklarını ancak ödemelerde özellikle de çekle yapılan ödemelerde bazı çeklerin karşılığını alamama gibi bazı problemlerle karşılaştıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca Türkiye’de daha önce çıkan krizlerden de ciddi şekilde etkilendiklerini, ürünlerinin ucuza mal olduğunu, esnafın kendilerinden daha fazla kâr ettiğini bu karın da %300-%500’lük bir kar olduğunu ve kazanç durumlarından da bu sebeple çok memnun olmadıklarını belirtmişlerdir.

Çömlekçilik şu anda dar bir alanda sınırlanmıştır ve Bursa’nın Gürsu ilçesinde bu işle uğraşan sadece bir işyeri bulunmaktadır. Çömlek kullanımı da artık fazla olmadığı için çömlekçilerin daha çok dekoratif amaçlı süs eşyalarına yöneldiği görülmektedir.

Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Yayınları  Türkiye’de 2004 Yılında Yaşayan Geleneksel Meslekler Kitabı, ( M. Öcal Oğuz, Emine Aydoğan, Nilgül Aytuzlar, Tuba Saltık Özkan