Çarşafın ilk biçimi, kareye yakın dikdörtgen, büyük ve tek parça bir örtüydü. Kadınlar dışarı çıkacakları zaman bu örtüyü, bedeni de saracak biçimde başlarına atar, sarınıp bir ucunu beldeki kuşağa sıkıştırırlardı. Bu tür örtünme, İlk kez XIX. yy. başlarında, Suriye valiliğinden dönen Suphi Paşa’nın eşi tarafından İstanbul’da kullanılmış ve hızla yayılmıştır.
XIX. yy. sonlarına doğru Abdülhamit ll’nin buyruğuyla İstanbul’da saray kadınlarından başkasının ferace giymesi yasaklanınca, çarşaf kadınların en çok kullandığı dış giyimlerden oldu. ilk biçimi giderek değişime uğradı, iki parçadan oluşan çarşaflar giyilmeye başlandı. Bunlar, başla birlikte gövdenin üst kısmını da örten pelerin ve uçkurla bele bağlanıp yere değin uzanan eteklikten oluşuyor, yüze de peçe takılıyordu. Bu tür giyinmenin ortaya çıkmasıyla, ilkin bürünülen dört köşe örtüler daha çok car adıyla anılmaya başlandı ve çarşaf sözcüğü bu iki parçalı giysiler için kullanıldı, ikinci meşrutiyet (1908) döneminden sonra giyilen çarşaflarda parmakları örten pelerinin bel, daha sonra dirsek hizasına gelecek biçimde kısaltıldığı; eski bol büzgülü uzun eteklerin yerini dar ya da kloş kesilmiş, ayak bileği hizasına ya da dizkapağı altına değin uzanan eteklerin aldığı görülmektedir.
Anadolu’da ise genellikle koyu renklerden yapılmış, ilk özelliklerini koruyan çarşaflar giyiliyordu.
Giyenin durumuna göre genellikle düz renk, ipekli, yünlü ya da pamuklu kumaşlardan yapılan çarşafların eteği, uçkurla bele oturtuluyor, pelerini baş üstünden atılarak yanlardaki iki kordonla başa bağlanıyor, kenarlar çene altından tutturuluyordu. Anadolu’da, özellikle gelenekselliğini koruyan kasaba ve kentlerde başlıca kadın giyimlerindendi.
Çarşafa girme. Cumhuriyet öncesi dönemlerde, kız çocuğuna ilk çarşafı buluğa erince giydirilirdi. Çarşafa girme, erişkinliğe adım atmanın simgesi sayılırdı. Kızlar çarşafa girdikten sonra erkeklerle konuşamaz, sokağa çıkıp oynayamaz; yemek, dikiş, temizlik vb. ev işlerini öğrenmeye başlarlardı. Kızı çarşafa giren aile bunu, erkek çocuğun sünneti gibi önemli bir olay sayardı. Buluğa erdiği halde kızını çarşafa sokmayan aileler kınanırdı.