Cemal (Cemalcik) Köy Seyirlik Oyunu)
Cemal ya da Cemalcik Oyunu ; Tohumun toprağa atıldığı sonbahar aylarında düzenlenen, bolluk töreni niteliğinde bir köy seyirlik oyunu.
Trakya’da, Sivas, Yozgat çevresinde ve çeşitli Balkan ülkelerinde günümüzde de aynı ya da benzer adlarla oynanmaktadır. Bolluk getireceğine inanılan oyun, yörelere göre farklı biçimlerde oynanmakla birlikte genelde, tohumun toprağa düşüşünü çeşitli mücadelelerden sonra dirilip boy vermeye başlamasını simgeler. Bir anlamda Anadolu folklorunda çok yaygın olan doğa’nın ölüp dirilmesi motifini işler.
Tekirdağ ve çevresinde oynanan biçimi şöyledir: dört delikanlıdan birisi gelin, birisi şeytan, ötekiler cemal olur. Gelin aklar giyinir, şeytanın yüzü isle karaya boyanır, başına posttan sivri bir külah geçirilir. Cemal olanlar ise, içine saman doldurulmuş çuval kepenek giymiş, bellerine ve ayaklarına çıngıraklar, çanlar takmışlardır.
Oyun ateş çevresinde başlar. Şeytan cemallerden birine sopasıyla vurur, öteki cemal yere düşer, kalkıp birlikte sıçrarlar. Şeytan tekrar vurur, cemal yere düşüp ölür. Öteki cemal şeytanı uzaklaştırmaya çalışırken, gelin gelip ölenin başında ağlamaya başlar. O ağladıkça yerdekinin ayağı havaya kalkar, ağır ağır doğrulup canlandıktan sonra hep birlikte oynarlar. Bundan sonra önde oyuncular, arkada çocuklar ve delikanlılar “Cemal geldi duydunuz mu, selam verdi aldınız mı” sözleriyle başlayan tekerlemeyi söyleyerek, evleri dolaşır ve buğday toplarlar. Ev sahipleri onlara verdikleri buğdaydan bir avuç alıp evlerinin damına saçarlar. Oyuncular buğday verenlere bolluk, bereket ve arzularının gerçekleşmesi dileklerini yansıtan maniler söyler, vermeyenleri eleştirirler. Daha sonra topladıkları buğdayı hep birlikte pazarlık yaparak satar, yerine yiyecekler alır, harman yerinde toplanarak eğlence düzenlerler.
Oyundaki ak-kara öğesi, iyiyle kötünün savaşımı şaman inanışlarıyla da yakınlık göstermektedir.