Divan Edebiyatında Bade ve Bade İçmek
Bade ; Divan edebiyatında en çok sözü edilen sarhoş edici içkidir. Mey ile eşanlamlıdır. Harabat, meyhane, bezm, rint ile birlikte kullanılır.
Tasavvufta aşk, Tanrı’ya ulaşmanın yoludur. Bâde de buna ulaşmak için ruha coşkunluk verecek araçtır. Âşıklar bezmde bade içerek coşar, kendilerinden geçer. Bâde dertleri giderir:
“Sâki getir ol bâdeyi kim dâfi-i gamdır I
Saykal vur o mir âta ki pür jeng-i elemdir” (Bağdatlı Ruhi).
Badeye su katmak helale haram karıştırmak gibidir, bunun asla hoş görülmediği belirtilir. Rengi genellikle kırmızı olduğu için kan ve la’l ile ilişki kurulur. Sevgilinin dudağı, yanağı, âşığın kanlı gözyaşları badeye benzetilir.
“Bâde-i nâbdır leb-i la ‘lin/Sâgar-ı sîm zenehdânın” (Baki).
Bade ayrıca kadeh anlamında da kullanılır; câm, sâgar, piyale, kadeh, sagrak, ayak sözcüklerinden badeyle birlikte öteki içkiler de anlaşılır.
Halk edebiyatında âşıkların (saz şairlerinin) düşlerinde Hızır‘ı görüp elinden “bade” (aşk şarabı) içtikten sonra şairlik yeteneği kazanıp saz çalma ve şiir söylemeyi öğrendiğine inanılır; bunlara “badeli âşık” denir.