Eğerim Sırtları Efsanesi Nedir? Neyi Anlatır?
Eğridir Gölü’nün güney kıyılarında, geçenlere büyük korkular veren bir patika vardır. Burası, âdeta sarp yamaçlarda yılların bıraktığı izler gibidir. Gölün engel tanımaz dalgaları kıyıyı döğe döğe buraları geçilmez bir hale getirmiştir. Yol yapılıncaya kadar, buradan geçmek zorunda kalanlar, sırat köprüsünü geçiyormuşçasına ürperirlerdi. Bu sırtlara, bugün bölge halkı, şu hikâyeyi anlatarak, niye bu adı verdiğini açıklamaya çalışır:
Vaktiyle tacirin biri, karşı yakadaki ilçelerden afyon satın almak için Eğridir’den yola çıkar. Altında atı, atının terkisinde de altın dolu heybesi,..
Başka yol olmadığından bu patikadan geçmesi gerekiyor. Akşamın alaca karanlığında yoluna devam eder. Gölde de ‘kuvvetli bir lodos fırtınası esmeye başlar. Rüzgârı yiyen dalgalar bir minare boyu yükselirler, zaman zaman da tacirin geçmekte olduğu sırtları düğmeye başlarlar. Tacirin atı güçlüdür, kuvvetlidir; bu dalgalara karşı koyar. Bir yandan da dalgayı yedikçe kişnemeye, şaha kalkmaya başlar.
Tacirle atı bir müddet yollarına devam ederler. Her ikisinde de güç kalmaz, yorgunluk alâmetleri, teslim olma işaretleri görülür. Sırtlara çarpan kuvvetli bir dalga tacirin atını da, terkisini, ondaki bir heybe dolusu altınını da gölün kararmaya başlayan sularının derinliklerine gömer. Zavallı adam ne yapacağını şaşırır, Allah’tan yardım ister. Ellerini havaya kaldırarak duaya başlar:
«Allahım, bana acı, mahvoldum.»
Duadan sonra atını, altınlarını alan azgın sulara bakar, haykıran seslerle bağırmaya başlar:
«Atıma da acırım ama, ille de eğerim.»
Atının terkisindeki servetini kaybeden, gecenin korkunç karanlığında yalnız başına kalan tacirin acı hikâyesi böyledir, buradan kalmıştır Eğerim Sırtlarının adı.
Kaynak: Saim Sakaoğlu / 101 Anadolu Efsanesi