Eyüp Oyuncakçılığının Tarihi

Eyüp Oyuncakçılığının Tarihi, Eyüp Oyuncakçılığı Nedir? Nerede ve Ne Zaman Başlamıştır? İstanbul Eyüp Oyuncakçılığının Tarihçesi ve Oyuncaklar

Eyüp cami, tekke, türbe ve mezarlıktan yanında oyuncakçılarıyla da tanınır.

Eyüp oyuncakçıları, XIX. yy. sonlarına değin doğal malzemeden, el yapımı olarak ürettikleri çocuk oyuncakları ile ünlü olan Eyüp oyuncakçıları, Eyüpsultan türbesi’ne giden yol üzerine sıralanmışlardı. Bunlar üzeri ayna kırıkları ve boyayla süslü küçük çocuk testileri, testi şeklinde düdük, şişirme kursak düdük, küçük davul, trampet, tahta araba, beşik, tef, darbuka, kaynana zırıltısı, fırıldak, dönme dolap, topaç, hacıyatmaz ve Karagöz tasvirleri yapıp satıyorlardı.

Eyüp oyuncakları adıyla bilinen bu oyuncaklar yüzyıllar boyunca oyuncakçılarda, İstanbul’un her semtindeki attar dükkânlarında ve gezici satıcılar eliyle satıldı. Evliya Çelebi XVII. yy.’da Eyüp’te 100 oyuncakçı dükkânı olduğunu ve buralarda 105 kişinin çalıştığını yazar.

XIX. yy. sonlarında fabrika yapımı Avrupa oyuncaklarının piyasaya çıkmasıyla Eyüp oyuncakları unutulmaya başladı. Günümüzde hemen hemen hiç kalmamış gibidir.

Eyüp’te oyuncakçılığın ne zaman başladığı kesin olarak bilinmiyor. Eyüp oyuncakçılığının yakın zaman tanıklarından biri de İstanbul’u gelecek kuşaklara aktarabilmek uğruna bir ömür veren Reşad Ekrem Koçu’dur.
Koçu, İstanbul Ansiklopedisi’nin 10’uncu cildinde Eyüp oyuncaklarıyla ilgili olarak şunları yazmış:

“Geçen asır sonlarında Avrupa’nın fabrika yapısı pek çekici ve çeşitli oyuncakları gelinceye kadar yüz yıllar boyunca İstanbul’da çocuk oyuncakları, el ile işleyen sanatkarlar tarafından adeta bir iş ocağı halinde Eyüp’te yapılmıştır ve Türkiye’nin her tarafına Eyüp oyuncağı adı ile yayılmıştır. Eyüp oyuncakları yüzyıllar boyunca Eyüp’te oyuncakçı dükkanlarında İstanbul’un her semtinde attar dükkanlarında ve büyük şehri sokak sokak dolaşan ayak satıcısı oyuncakçılar tarafından satılmıştır.”

Malzeme olarak deri, tahta, toprak ve teneke kullanılarak sadece el emeğine dayalı Eyüp oyuncaklarından 20 örnek, bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Müzesi’nde özenle korunuyor. Müzedeki oyuncakların dökümü şöyle: Dört araba, iki beşik, üç tef, bir dönme dolap, iki topaç, bir şeytan minaresi, bir cambaz, bir el arabası, bir trampet, bir davul, bir kaynana zırıltısı, bir sandalye ve bir tel dolap.

Halk arasında çocukları çok sevdiğine inanılan Ebu Eyyub el-Ensari’nin türbesi özellikle okula başlayacak ve sünnet edilecek çocukların getirildiği İstanbul’un en ünlü ziyaret yerlerinden biridir. Bundan dolayı sürekli çocuklarla dolup taşan Eyüp’ te oyuncak yapımının ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, İskele Meydanı’ndan, Eyüp Sultan Türbesi’ne çıkan yol üzerinde eskiden bir çok oyuncakçı dükkânı bulunduğu, bugün de Oyuncakçı Çıkmazı adıyla anılan sokakta, oyuncak yapanların oturduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır.

Evliya Çelebi, Seyahatname ‘de Eyüp oyuncakçılarının 100 dükkânda 105 nefer olarak çalıştıklarını yazar. İstanbul esnafı sayılan Eyüp oyuncakçılarının mimarbaşına bağlı olduklarını, IV. Murad döneminde (1623-1640), Bağdat seferi (1637) nedeniyle düzenlenen esnaf alayında oyuncakçıların arabalar üzerine yapılmış dükkânlarda oyuncaklarını sergileyip taklitler yaparak geçtiklerini belirtir.

Geçmişte bilinen zengin oyuncak çeşitlerinden biri de Ahmed Rasim’in yazdığı gibi dünyayı tedirgin ettiğine inanılan kaynanazırıltısıdır. Diğer oyuncak çeşitleri arasında şak şak, hacıyatmaz, cambaz, dönme dolap, salıncak, aynalı beşik, tahta kılıç, kamış tüfek, ipli ok, davul, trampet, tef, darbuka, fırıldak, topaç, leylek, çekirge, kanarya, kaval, kursak düdük, havan, testi ve araba en tanınmış olanlardandır.

19. yy’ın başlarında 25-30 kadar oyuncakçı dükkânı varken bu yüzyılın sonlarında, Eyüp oyuncakları ülkemize gelen Batı’nın fabrika yapımı oyuncakları ile rekabet edememiş, 20. yy’ın başlarında ise çeşitlerini ve ustalarını kaybetmeye başlamıştır.

Ahmed Rasim 1921’de yangınla yok cilan Eyüp Çarşısı’nda bir oyuncakçı dükkânının kaldığını belirtmektedir. 1960’lı yıllara kadar azalarak ve bozularak geleneğini sürdüren Eyüp oyuncakları bu yıllardan sonra yerini plastik oyuncaklara bırakmış; ustalar meslek değiştirmiş, oyuncakçı dükkânları da dinsel eşya satan dükkânlara dönüşmüştür.

Yüzyıllarca çocukların dünyasını süsleyen geleneksel Eyüp oyuncakları, bugün tümüyle kaybolmuştur. Günümüzde Eyüp’te satılan davul, tef, darbuka gibi oyuncaklar ise eski özellikleri pek yansıtmamaktadır.