Fes Ülkemize Nereden Geldi? Fes Giymenin Tarihi

Fes, Osmanlı devletince XIX. yy.’da benimsendi. Akdeniz seferi dönüşünde kaptanıderya Koca Hüsrev Paşa’nın kalyoncu askerine giydirdiği fesleri görüp beğenen Mahmut II, bir genelge yayımlayarak tüm ordu mensuplarının fes giymelerini zorunlu kıldı (1832) ve ilk ağızda Tunus’a 50 000 fes siparişi verildi.

Tanzimat döneminde sivil ve asker tüm devlet memurlarına, İstanbul’da yaşayan erkeklere fes giyme zorunluğu getirildi. Sarık ise yalnız ilmiye sınıfından olanlara ve tarikat mensuplarına özgü bir başlık olarak bırakıldı. Böylece halk fesli ve sarıklı olarak ikiye ayrıldı. Ancak, yüzyıllar boyu kullanımda olan sarık ya da kavuğun kaldırılıp yerini fesin alması tartışmalara yol açtı. Fes giyilmesine karşı tepkiler oldu. Bu arada, bir Fes nazırlığı kuruldu ve başına Kâtipza-de Mustafa Efendi getirildi. Hazırlanan Fes nizamnamesi’nûe fesin nerelerde giyilip nerelerde giyilmeyeceği, kimlerin hangi çeşit fes giyeceği ayrıntılarıyla belirtildi. Öte yandan, saraylı kadınlar da fesi benimseyip kullandılar.

Sarık alışkanlığından bir türlü vazgeçemeyen İstanbul esnafı, feslerini uzun süre çevresine sarık sararak giydi. Önceleri Tunus ve Fransa’ dan getirtilen fesler, daha sonra Avusturya’dan satın alınmaya başlandı. Kurulan Feshane’ de yerli olarak da üretildi. Cumhuriyet döneminde çıkan bir yasayla Türkiye’de fes giyilmesi yasaklandı (1925).