Flüt Nedir? Flüt Nasıl Bir Müzik Aletidir Özellikleri

Eski Yunan çobanı da, Andlar’da yaşayan Amerikan yerlisi de, büyük bir orkestranın solisti de, Karpat köylüsü de flüt çalar: flüt, dünyanın en eski ve en yaygın müzik âletlerinden biridir. Ağızlıktaki delikten üflenen hava, yarığa çarparak dağılır ve borunun içinde bir hava titreşimi ve ses meydana getirir.

Şematik olarak belli başlı iki flüt tipi vardır: ağıza sokulan ucu bir tür düdükten meydana geldiği için, gagalı flüt denilen düz flüt ve ağıza sokulmayan, yan tutulup çalındığı için bu adı alan yan flüt.

Bunların her ikisinde de delikler vardır. Bu deliklerin tıkalı oluşuna veya olmayışına göre çeşitli notalar çıkartılır. XVIII. yy.dan itibaren, yan Flüt delikleri ses perdelerini genişletmek ve parmak oyunlarını basitleştirmek için, birbirine çubuklar ve levyelerle bağlanmış küçük kapaklarla örtülmüştür.

Bu arada, birbiri üzerine geçirilmiş birkaç borudan oluşan ünlü Patı flütünü de unutmamalıyız. Bu flüt Yunanistan’ın, Orta Avrupa’nın ve bazı Latin Amerika bölgelerinin geleneksel çalgısıdır. Ney’e gelince, kamıştan ve çeşitli boyutlarda yapılan bu çalgı Türk müziğinin en içli, en zarif ezgilerini veren bir tür flüttür.

Tarihöncesi dönemlerden beri bütün dünyada kırsal yaşam geleneğinde kamış, kemik,ağaç, maden ya da pişmiş topraktan flüte rastlanır. Batı’da, öteden beri iki tip flüt kullanıldı: blok flüt ve yan flüt.

Yunan ve Roma dönemlerinde bir kenara itilen bu flüt tipleri, büyük olasılıkla Bizans kültürü aracılığıyla yeniden Batı’ ya girdi. Silindir biçimli ve 6 delikli blok flüt, Ortaçağ’da önceleri halk müziğinde kullanılırken yavaş yavaş sanat müziğine geçti. XV. ve XVI. yy.’da değişik boylarıyla birlikte kullanıldı, XVII. ve XVIII. yy.’lar-da solocu oldu. Bu dönemde hava kanalının konik biçimi, sesin yayılmasını kolaylaştırmakta ve virtüozluğa olanak tanımaktaydı. XVIII. yy.’da yan flütle çekişti, aynı yüzyılın sonunda gerileme gösterdi. Blok flüt, ancak XX. yy.’da eski flütlerin benzerlerinin yapılması sonucu, eski müziğin icrası için yeniden aranır oldu. Ayrıca okullardaki müzik derslerinde de blok flüt kullanılmaya başladı.

Ortaçağ’da ve Rönesans döneminde de kullanılan yan flüt, 1650’ye doğru geliştirildi. XVII. yy.’ın son yıllarında başlayan ve çalgının ses alanını genişletme, ses bölgeleri arasındaki tını farkını yok etmeye ve çalmışını kolaylaştırmaya yönelik çalışmalar XIX. yy.’ın sonlarına değin sürdü.

Başlangıçta tek bir silindirik parçadan oluşan gövde, Fransız yapımcıların, özellikle de Hotteterre’in araştırmaları sonunda, üç konik bölüme ayrıldı ve anahtarlı bir yedinci delik açıldı. 1720’de, tübün bölümlerinden birinin, dolayısıyla da çalgının temel sesinin değiştirilmesi olanağı doğdu. 1800’e doğru yan flütün anahtar sayısı 8’e çıktı. Kesin değişiklikleri T. Böhm getirdi ve bugün de kullanılmakta olan yeni modeli yarattı. 1832’de, deliklerin konumunu değiştirdi (delikler bundan böyle, biçimsel özellikler göz önüne alınmadan, akustiğin verilerine göre açılıyordu), delikleri tam kapatan anahtar sistemini buldu. Böhm, 1847’de yan flüte son biçimini verdi. Çalgı bugün, mayşordan, gümüşten ya da altından yapılan, 57 cm boyunda, üç parçaya ayrılabilen ve anahtarlı 16 deliği bulunan bir borudan oluşur. Ses alanı 3 oktavdır